1-ABD'nin Cuma günü beşinci turu gerçekleştirilen dolaylı
müzakerelerdeki ikili yaklaşımı tesadüf ve önceden planlama yapılmamış olamaz! Bu
ikili ve çelişkili yaklaşımın kendi bağlamında özel bir mesajı vardır ve bu, İran’ın
müzakere heyetinin gözünden kaçmamalıdır. Son dönemde yürütülen dolaylı
müzakerelerin konusu, bir yandan İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer
faaliyetlerinin barışçıl niteliği, diğer yandan da yaptırımların kaldırılması
arasındaki denge olmuştur ve olmaya da devam etmektedir, ancak ABD,
müzakerelerle eş zamanlı olarak İran’a yeni yaptırımlar getirmiştir. ABD Hazine
Bakanlığı'nın her müzakere turu öncesinde bir dizi yeni yaptırımı daha devreye
soktuğunu da belirtmekte fayda var ve bu, yaptırımların kaldırılmasının
müzakerelerin hedefi ve konusu olarak ortaya konulan terazinin iki tarafından
biri olduğu anlamına geliyor.
2- Trump'ın müzakerelerdeki özel temsilcisi Steve Whitkoff,
müzakereler sırasında belirlenen süreci takip ederken, müzakere alanı dışında
Trump ve diğer ABD yetkililerinin şantaj niteliğindeki açıklamalarını da dile
getiriyor ve müzakerelerin nihai hedefi olarak İran'ın nükleer tesislerinin ve
tüm nükleer programlarının tasfiyesinden bahsediyor! Ve benzer iddialar her gün
Amerikalı yetkililerin açıklamalarında görülmekte ve tekrarlanmaktadır. Neden?!
Trump, Whitkof ve diğer ABD yetkilileri, müzakerelerin konusu hakkında
anlaştıkları hususların, iddia ettikleri hususlarla çeliştiğini bilmiyorlar mı?
Elbette ki bu gerçeğin farkındalar, peki bu çelişkili açıklamaların hedefi ve
amacı ne?
yazının devamı için linki tıklayınız...