Habere göre, Amerikan CNN televizyonu 20 Mayıs Salı akşamı,
birkaç Amerikan yetkiliye dayandırdığı haberinde, yeni elde edilen bilgilere
göre İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine olası bir saldırı için hazırlık
yaptığını iddia etti. Ancak yetkililer, İsrail liderlerinin henüz nihai bir
karar verip vermediğinin net olmadığını belirtti.
Bu haberin ardından Siyonist rejim muhalefet lideri Yair
Lapid, CNN'nin bu haberinin ABD'nin Tel Aviv'e "böyle bir adımı atmaması
yönünde" verdiği bir uyarı mesajı olduğunu söyledi.
Öte yandan, New York Times gazetesi geçtiğimiz ay bazı
Amerikan yetkililere dayanarak, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'e
açıkça İran'a yönelik herhangi bir saldırıyı desteklemeyeceğini bildirdiğini
yazdı.
Haberde, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı
planını önümüzdeki ay gerçekleştirmeyi ABD'ye bildirdiği, ancak Trump'ın bu
eylemi İran'la müzakere zemini oluşturmak için durdurduğu ifade edildi.
İsmi açıklanmayan yetkililer, Trump'ın bu kararı Tahran'la
müzakere çabaları çerçevesinde aldığını belirtti. Bu durum, Tel Aviv'in ve
Netanyahu'nun ABD'nin askeri planlara destek vereceği yönündeki hesaplarının,
gerçekçilikten çok siyasi hayallere dayandığını gösteriyor.
İran ve ABD şu ana kadar dört tur nükleer müzakere
gerçekleştirdi ve bir sonraki turun Avrupa'da yapılması planlanıyor.
CNN, ismi verilmeyen bir kaynağa dayanarak, “Son aylarda
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı ihtimali önemli ölçüde arttı.”
ifadesine yer verdi.
Çeşitli kaynaklara göre, İsrail’in böyle bir eyleme
yönelebileceğine dair artan endişeler sadece İsrailli üst düzey yetkililerin
kamuya açık ve özel mesajlarına değil, aynı zamanda yapılan askeri
hareketliliklere ve ABD'nin gözlemlediği askeri tatbikatlara dayanıyor.
Bu kaynaklar arasında, İsrail’in yakın zamanda
gerçekleştirdiği hava mühimmatı sevkiyatları ve hava tatbikatları gibi askeri
hareketlilikler de yer alıyor.
İran’ın Nükleer Tesislerine Olası Bir Saldırı Sonrasında
Neler Olur?
Siyonist rejimin olası herhangi bir saldırısı durumunda,
İran mevcut tüm ölçü ve hesaplarını bir kenara bırakacaktır. Bu durumda,
İran'ın daha önce maksimum düzeyde kullanmayı düşünmediği ve böyle bir gün için
geliştirilen hipersonik, balistik, Kadir, Siccil, Şehhab ve İmad gibi
füzeleriyle İsrail’e yönelik "en şiddetli" füze saldırılarına
başlaması öngörülebilir.
İran, 30 yıl önce nükleer tesislerini dağların altına inşa
ederken böyle bir günü de (saldırı ihtimali) düşünmüştü. Bunun ötesinde,
İran’ın nükleer doktrinini değiştirmesi, olası saldırının ertesi günü
gerçekleşecek başka bir kesin gelişme olacak ve İran artık hiçbir “mülahazayı”
dikkate almayacaktır.
Bu durumda, Siyonist rejimin böyle riskli bir saldırıyı
gerçekleştirmesi halinde, İran’ın nükleer programı hiçbir zaman tamamen yok
edilemeyecek, ama belki birkaç ay ile birkaç yıl arası ertelenebilecektir.
Ancak bu saldırı, aynı zamanda ülkede milli dayanışma ve altyapıları hedef
alınan 7 bin yıllık tarih, kimlik ve kültüre sahip bir milletin, yasa dışı ve
gasıp bir rejime karşı milli nefretinin artmasına da yol açacaktır.
Böyle bir saldırıdan sonra, insani sorunların çözümüne
yönelik bir yol olan müzakere kapısı kesinlikle kapanacaktır. Mevcut
hesaplamaların ve dengelerin yerini daha az öngörülebilir yeni şartlar ve
hesaplamalar alacaktır.
İran’ın NPT’den (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi
Anlaşması) çıkması da muhtemel bir diğer gelişmedir, zira artık bu nükleer
güvenlik çerçevesine üyeliğin eski anlamı ve mantığı kalmayacaktır.