Trump’ın dış politika ve ekonomi alanındaki eylemleri —
özellikle ABD’nin geleneksel müttefikleri ve rakiplerinden yapılan ithalata
ağır gümrük vergileri uygulama kararı — finansal piyasalarda tarihi bir çöküşe
ve ekonomik büyüme beklentilerinin zayıflamasına neden oldu. Wall Street
borsasının bu kararlara anında tepki vermesi, ABD borsa tarihinde en büyük iki
günlük düşüşün kaydedilmesine yol açtı ve yatırımcılar ile uzmanlar arasında
büyük bir durgunluk korkusunu tetikledi.
Bir haftanın ardından, hem muhaliflerinden hem de kendi
destekçilerinden ağır baskı gören Trump, aniden geri adım attı. 90 günlük bir
duraklama ve bu sürede Çin hariç 57 ticaret ortağı ülkeye karşı %10 oranında
düşürülmüş karşılıklı bir gümrük tarifesi uygulamaya başladı.
Harvard Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü
Stephen Walt, Trump’ın kararlarını analiz ettiği yazısında, bu politikaların
ekonomik bir krize yanıt olmadığını, aksine “kendi kendine atılmış bir kurşun”
olduğunu ve nihayetinde milyonlarca Amerikalıyı daha da yoksullaştıracağını
vurguluyor.
Walt’a göre bu yaklaşımın jeopolitik sonuçları da göz ardı
edilemez; çünkü bazı ülkeler karşılık olarak kendi tarifelerini devreye sokmuş
durumda ve küresel bir durgunluk riski artmış bulunuyor. Henüz doğrudan yanıt
vermemiş ülkeler ise açıkça ABD pazarına bağımlılıklarını azaltmak ve diğer
güçlerle yeni ticari iş birlikleri geliştirmek peşinde.
Trump’ın 79 Günlük Başkanlığında Ekonomiye Ağır Darbeler
Neal’a göre Trump, göreve geldiğinde ABD ekonomisi zaten iyi
durumdaydı; düşük işsizlik oranı, %2.9’a yakın büyüme ve önceki dört yılda
yaratılmış milyonlarca yeni iş.
Ancak yalnızca başkanlığının ilk 79 gününde, ekonomik
temellere ciddi ve muhtemelen kalıcı zararlar verdi. Neal, son on yılların en
yüksek gümrük tarifelerinin, Amerikan hanelerine yılda ortalama 3.800 dolarlık
ek maliyet getirdiği uyarısında bulundu.
Trump’ı Destekleyen Milyarderlerde Artan Memnuniyetsizlik
Trump’ın politikalarına olan güvenin azalmasının önemli
işaretlerinden biri de, onu güçlü şekilde destekleyen mali çevrelerin yavaş
yavaş ondan uzaklaşması oldu. Bu baskılar, Trump’ı gümrük politikalarından — en
azından 90 günlüğüne — geri adım atmaya zorladı.
Ünlü girişimci Elon Musk, Avrupa Birliği’ne karşı açıklanan
tarifelere tepki göstererek açıkça serbest ve tarifesiz ticareti savundu ve bu
politikalara karşı olduğunu dile getirdi.
Musk ile Trump arasındaki gümrük savaşı anlaşmazlığı
kamuoyuna yansıdıktan iki gün sonra, Amerikalı milyarder ve Pershing Square
adlı yatırım şirketinin kurucusu Bill Ackman da Trump’ın ekonomik ve ticari
liderlerin desteğini kaybetmekte olduğunu söyledi. Ackman’a göre “bu,
insanların Trump’a oy verirken istedikleri bir şey değildi.”
Ackman, Trump’ın ticaret savaşlarını sürdürmekten vazgeçmesi
gerektiğini düşünüyor.
Piyasaların Geleceği Konusunda Uyarılar
Endişeler yalnızca akademisyenler ve özel yatırımcılarla
sınırlı değil. Amerika’nın en büyük bankası JPMorgan’ın CEO’su Jamie Dimon, Fox
News Business kanalına verdiği röportajda uyarıda bulundu: Mevcut sürecin devam
etmesi ve ticaret görüşmelerinde ilerleme sağlanamaması halinde durum daha da
kötüleşebilir.
Dimon, önümüzdeki 60 gün içinde şirketlerin mali
raporlarında tarifelerin etkisinin görüleceğini ve bunun finans piyasaları
üzerinde yeni bir baskı oluşturacağını vurguladı.
Bu Amerikalı yatırımcı, daha önce de tarifeler nedeniyle
fiyat artışları ve durgunluk ihtimali konusunda uyarılarda bulunmuştu.
Pahalı Bir Kararın Maliyetleri
Trump’ın, Cumhuriyetçi Parti'nin geleneksel kurallarına ve
ekonomik uzmanların önerilerine ters düşen ticaret politikaları, kısa vadede
yalnızca finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açmakla kalmadı, aynı zamanda
Amerika’nın uluslararası iş birliği rotasını da zora soktu.
Trump, bu eylemlerinin amacını iç üretimi desteklemek ve
istihdamı Amerika’ya geri kazandırmak olarak açıklasa da, gerçekte bu
politikalar Amerikalı aileler üzerinde ekonomik baskıyı artırmakla kalmıyor,
ABD’nin küresel ekonomik ve siyasi konumunu da kötüleştiriyor.
Ekonomistler ve iş dünyası liderleri, Trump’ın gümrük
politikalarının sürmesinin daha geniş kapsamlı bir durgunluk yaratabileceği
görüşünde. Bu tür bir durgunluğu telafi etmek ise yıllar sürebilir ve oldukça
hassas ekonomik planlama gerektirir.
Trump muhtemelen hiçbir zaman diğer ülkelerin vereceği
karşılıkları veya kendi destekçilerinden göreceği muhalefeti hesaba katmamıştı.
Şimdi ise herkesin merak ettiği şey şu: Bu 90 günlük duraklamanın ardından,
Trump tarifeye dayalı politikalarına devam edecek mi?