İngiliz Merkezli, Katar Destekli Medyadan Çarpıcı İran Misillemesi Analizi

GİRİŞ: 18.04.2024 21:06      GÜNCELLEME: 18.04.2024 21:06
Rasthaber -  Middle East Eye’da David Hearst imzalı bir yazı çıktı. Kendisi Middle East Eye'ın kurucu ortağı ve genel yayın yönetmenidir. Suudi Arabistan analistidir. Guardian’da uzun yıllar muhabirlik yaptı. Tespitleri bu açıdan çok önemli. Peki ne diyor Hearst; ‘İran saldırıları İsrail'in zayıflığını nasıl ortaya çıkardı? Hafta sonundaki saldırılar, İsrail'in kendisini savunmak için başkalarına ihtiyacı olduğunu ve nasıl karşılık vereceğini seçme özgürlüğüne sahip olmadığını gösterdi’ diyor. Netanyahu’nun Suriye’deki İran elçiliğine saldırı amacının bilinçli bir mesaj içerdiğini söylüyor yazısında; ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, iki hafta önce Şam'daki İran konsolosluğuna saldırı emrini verip İran'ın üst düzey askeri Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi'nin yanı sıra İslam Devrim Muhafızları Ordusu'nun (IRGC) diğer komutanlarını öldürdüğünde ne yaptığını tam olarak biliyordu. Bu saldırı, Lübnan hareketi olan Hizbullah'a silah akışını sınırlama veya İran destekli grupları kuzey sınırından uzaklaştırma şeklindeki mevcut taktiklerin çok ötesine geçti. Bu, Suriye'deki İranlı liderleri ortadan kaldırma girişimiydi’. Bütün bunları yaparken öte yandan Filistin’de işlerin hiçte sitediği gibi gitmediğinin altını çiziyor yazar; ‘Altı ay sonra Gazze'deki savaş kötü gidiyor. İsrail kara kuvvetleri, İncil'de anlatılan yıkımın boyutları ve halkının gerçek acıları karşısında hiçbir teslimiyet ya da kaçış belirtisi göstermeyen inatçı Filistin direnişiyle karşı karşıya. Tam tersine Hamas savaşçıları arasındaki ruh hali sertleşti. En kötüsünü atlattıklarını ve kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığını düşünüyorlar. Gazzeliler onlara karşı çıkmadı ve Refah'ın işgalinin onlar için hiçbir fark yaratmayacağını iddia ediyorlar. Hamas'ın taburlardaki gücünü sayarak İsrail'i küçümsüyorlar. Böyle bir saldırının ardından sınırsız sayıda asker ve silaha sahip olurlar’

BİR KUMAR ÜLKESİ OLDU

Netanyahu’ nun müttefiki ülke başkanı Biden’ dan da istediği desteği artık görmediğini belirten yazar; ‘Ana destekçisi ABD Başkanı Joe Biden ile arasındaki görüş ayrılıkları artık gün yüzüne çıkıyor ve Biden hızla dünya kamuoyunu kaybediyor. Netanyahu liderliğindeki İsrail kumar ülkesi haline geldi’ diyor. Ve aktörlerin bu füze saldırısı aşamasına gelene kadar nasıl bir ‘kimlik’ çizdiğini tek tek belirtiyor yazıda; ‘ABD de , Netanyahu'nun ne yaptığını biliyordu; Amerika'yı 14 yıl içinde en az üçüncü kez İran'a yönelik bir saldırıya sürüklemeye çalışıyordu. (…) İran zamanını bekledi. Rusya'nın konsolosluk saldırısını kınayan bildiri taslağının ABD, İngiltere ve Fransa tarafından veto edildiği Güvenlik Konseyi'nde neler olduğunu gördü. Daha sonra Gazze'de ateşkes olması durumunda İsrail'i vurmayacağını açıkladı. Bu da göz ardı edildi. Daha sonra bütün Batılı ülkeler İran'a İsrail'i vurmamasını söyledi. Biden'ın İran'a tek tavsiyesi vardı: "Yapmayın." Saldırı gerçekleştiğinde, ABD'ye, İsrail'e ve Arap bölgesine bir dizi mesaj iletmek için saldırının koreografisi dikkatle hazırlandı. Tahran, İsrail'i topyekun bir savaşı tetiklemeden doğrudan vurabilecek bir emsal oluşturmak istiyordu. İsrail'e onları vurabileceğini söylemek istiyordu. ABD'ye, İran'ın burada kalıcı olan ve Hürmüz Boğazı'nı kontrol eden bir Körfez gücü olduğunu, anlatmak istiyordu. İsrail'e boyun eğen tüm Arap rejimlerine aynı şeyin onların başına da gelebileceğini, anlatmak istiyordu’

FÜZE BAHANE İTİBARI DÜŞÜRMEK ŞAHANE

Hearst yazısının bu bölümünde aszlında bu mesajı vermek istiyor; ‘Sadece bir avuç roket hedeflerine ulaştı ama gönderilen her mesaj iletildi. Bu nedenle saldırı stratejik bir başarıydı ve İsrail'in mahallenin ana tiranı olarak itibarına zarar verdi(…)İsrail'e bir sürü ucuz insansız hava aracı fırlattı ve herkese hazırlanmak için sekiz saatleri olduğunu söyledi. Tuğgeneral Reem Aminoach, Ynet News'e hava savunma sistemlerini etkinleştirmenin İsrail'e 1 milyar dolardan fazlaya mal olduğunu söyledi’. Ve bu planın ilk parçasının İran Devrim Muhafızları tarafından Ofer’in gemisini ele geçirmesi ile başladığını da hatırlatıyor yazar.

İSRAİL YEM OLARAK GÖNDERİLENLERİ VURDU

Yazıda İran’ nın ‘asıl füzelerini’ yolladığı ve isabet kaydettiği yazıyor; ‘İsrail'in insansız hava araçlarını düşürmesine en az dört ülkenin yardım ettiği biliniyor: ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün. Beşincisi büyük olasılıkla Suudi Arabistan'dır, çünkü güney Irak'tan İsrail'e uçuş yolu üzerindedir ve altıncısı da Mısır olabilir. Karşılığında İran 170 ucuz insansız hava aracı kullanırken, 30 seyir füzesinden 25'i İsrail tarafından düşürüldü. Onlar yemdi. Silahlar balistik füzelerdi ve bunların az bir kısmı İsrail savunmasını geçerek güney İsrail'deki Nevatim hava üssünü vurdu.

İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, füzelerin küçük yapısal hasara yol açtığını söyledi. Hiçbir zaman bilemeyeceğiz ama İsrail'e, İran'ın Hizbullah'a, Yemen'in Ensar Allah'ına veya Irak'taki müttefiklerine başvurmak zorunda kalmadan, kendisini vurma ve hedeflerini uzaktan vurma kapasitesine sahip olduğu mesajı verildi’

İRAN ABD’Yİ DE UYARMIŞ OLDU

Kullanılan silahlan İran’ nın gerçek ateş gücünün ‘ücretsiz bir gösterisiydi’ ifadesinin kullanan yazar bir başka mesajın bu vesile ile ABD’ye gönderilmiş olduğunu yazıyor; ‘Saldırının ardından İran, ABD'yi, İsrail'in aynı şekilde karşılık vermesi durumunda, Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani suikastında olduğu gibi, Körfez'deki denizin hemen karşısındaki ve Irak'ın tamamındaki üslerinin hedef haline geleceği konusunda uyardı.(…) Dolayısıyla, eğer savaş istemiyorlarsa, Amerika Birleşik Devletleri'ne verilen mesaj, güçlü iradeli ergen çocukları İsrail'i, uzun süredir ebeveynleri tarafından şımartılan ve bunu yapabileceklerini düşündükleri çocuğu geri tutmaları gerektiğidir.

NETANYAHU ÇIKMAZI

Yazar Netanyahu’ nun ‘kendi çıkmazını’şu çerçeve içinde anlatıyor; ‘Netanyahu şimdi bir ikilemle karşı karşıya. Aşırı sağı tatmin etmeyi ve İran'a karşı ezici bir karşı saldırı başlatmayı seçebilir, ancak bunu yapmak için ABD'nin yardımına sahip olmayacaktır. Ve eğer bu gerçekleşmezse, Tel Aviv ve Tahran arasındaki hava sahasında gezinmeyi biraz daha zor bulabilir. Netanyahu İran'a saldırırsa, ABD ile olan kırılgan ilişkisi kötüden daha kötüye gidecektir. Ayrıca 2010'da benzer bir şey yapmasını engelleyen savunma ve güvenlik kurumlarının gerçek muhalefetiyle karşılaşcaktır. Hiçbir şey yapmazsa, şu anda olduğundan daha da zayıf görünecek ve Pazar günü Tahran'a karşı diplomatik bir saldırıdan söz eden muhalefet lideri ve savaş kabinesi üyesi Benny Gantz'a zemin hazırlayacaktır; bu, İsrail karşısında ezici bir askeri yenilgiye uğradıklarında Arap devletleri tarafından kullanılan formülün aynısıdır’

ABD’ NİN 30 YILDA BEŞİNCİ BÜYÜK HATASI

‘Amerika Birleşik Devletleri ayrıca otuz yılda beşinci kez dış politikasının önemli bir unsurunun kendi ellerinde çöktüğünü görüyor’ diye yazan yazar örnekleri sıralıyor; ‘Afganistan'da Taliban'ı devirme kararı, Irak'ın işgali, Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesi, Beşar Esad'ı devirme girişimi - tüm bu dış politika felaketlerinin üzerine şimdi bir beşincisi ekleniyor: İsrail'in Gazze'yi işgalini destekleme kararı. Elbette 7 Ekim'deki Hamas saldırısından sonra İsrail'i sonuna kadar destekleyerek yaptığı muhakeme hatasının boyutlarını anlaması zaman alacaktır. Ancak Irak'ın işgalinde yapılan hatanın boyutlarını anlaması da zaman almıştır’. Bir ‘Yanlış yaptık’ dış siyaset tarihi olduğunun altıda çiziliyor bu bölümde; ‘ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in Kongre'ye İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına dair ABD'nin elinde hiçbir kanıt olmadığını söylemesi, Colin Powell'ın BM'de yaptığı ve Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına dair kanıtları olduğunu iddia ettiği konuşmayı ürkütücü bir şekilde anımsattı. Powell daha sonra söylediklerinden pişmanlık duydu. Geriye dönüp baktığımızda, Austin'in de aynı şeyi yapmaya mahkum olduğunu görüyoruz’.

CEHENNEM ÇUKURU

Bunu tanımlarken net bir fotoğrafta çiziyor yazı; ‘İsrail, şu anda destekçilerini ne barışın ne de barış ihtimalinin olduğu, Hamas'ın yenilgiye uğratılamadığı, savaş sonrası bir hükümet ihtimalinin olmadığı, bölgedeki diğer tüm silahlı gruplar için caydırıcılığın azaldığı ve İsrail'in tüm sınırlarında aynı anda düşük yoğunluklu bir bölgesel savaş ihtimalinin olduğu, bir cehennem çukuruna sürüklendi’. Sürüklendiği bu bilinmezlik içinde bir ‘zayılık örneğinin’ ‘İsrailli güvenlik kaynaklarının Pazar günü yaptığı belki de en aptalca şey, insansız hava araçlarını ve seyir füzelerini vurmalarına yardımcı olan Ürdün hava kuvvetlerinden aldıkları işbirliğiyle övünmek oldu’

ÜRDÜN’DEKİ OSMANLI AYRINTISI

Son bölümde Ürdün’nün durumu ele alınıyor yazıda. ‘İsrail kaynakları Kudüs'ü hedef alan füzelerin Ürdün Vadisi'nin Ürdün tarafında, diğerlerinin de Suriye sınırı yakınlarında durdurulduğunu övünerek anlattılar. İsrail'in vermek istediği mesaj, görünüşe rağmen İsrail'in bölgede kendisini savunmaya hazır müttefikleri olduğu yönündeydi. Ancak İsrail, sınıra hücum etmeye hevesli bir kamuoyu dalgasına karşı mücadele eden son derece zayıf bir Ürdün monarşisini korumak istiyorsa, bu aptalca bir oyundur. Ürdün'ün geçmişte iki yüzü olmuş olabilir ve Kral Hüseyin puro içen arkadaşı merhum eski Başbakan Yitzhak Rabin'e, istihbarat aktarmış olabilir. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kurtuluşundan sonra, "Arap Ordusu" adını alan Ürdün ordusunun İsrail'in sınırlarını korumak için savaşa katıldığını ilk kez hatırlıyorum.

YOZLAŞMIŞ ARAP İKTİDARLARLA ARASI İYİ

İran’ın füze saldırısından İsrail’ in yanında yer alan Arap ülke yönetimlerini ‘yozlaşmış’ olarak tanımlayan yazar şöyle diyor; ‘İsrail'in sadece halklarının iradesine meydan okuyan ve yozlaşmış yönetimlerini İsrail'e dayatan Arap liderlerle ilişkisi vardır. Ürdün'ün Cumartesi günü attığı adım İsrail'i kısa vadede rahatlatabilir ancak uzun vadede İsrail'in en uzun sınırında sorunlara yol açacaktır. İsrail gerçek müttefiklere sahip olduğu için sevinebilir ancak bunu yaparken dostlarının meşruiyetini ölümcül bir şekilde zayıflatmaktadır. İran amacına ulaşmıştır ve İsrail bunun için daha zayıftır. İsrail, Hamas gibi savaşla ilgilenmediği izlenimini veren İran tarafından ilk kez doğrudan saldırıya uğruyor. Ayrıca Biden ilk kez İsrail'den misilleme yapmamasını istedi. Böyle bir saldırıdan sonra tablo kötüdür: İsrail kendisini savunmak için başkalarına ihtiyaç duyar ve nasıl misilleme yapacağını seçmekte özgür değildir’

Kaynak: Middle East Eye

Odatv

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM