Sadr daha önce aldığı seçimleri boykot etme kararından
vazgeçtiğine işaretle, seçimlere ciddiyetle katılacağını kaydetti. Sadr, seçim
alanına girmeyi uygun gördüklerini vurguladı. Sadr hareketi lideri 15
temmuzdaki konuşmasında ülkedeki bazı siyasi gelişmeleri ve bazı siyasi grup ve
hareketleri eleştirerek, seçimlere katılmayacağını duyurmuştu.
Sadr'ın yeni kararı hakkında bazı konulara değinmek gerek:
Birincisi, Sadr seçimlere katılmayacağını açıkladığında bazı
basın ve analistler, Sadr'ın bu karardan amacının kendine bağlı teşkilatında
revizasyon yapmak suretiyle seçimleri kazanma şansını arttırma peşinde olduğunu
bildirmişti. Anlaşılan, Sadr'ın yeni kararıyla Irak parlamento seçimlerin gecikmeyecek
ve Sadr bu kararıyla aslında olaylar ve gelişmelerin gerisinde kalmak
istemiyor. Bu nedenle seçimlere aktif biçimde katılma ve kazanma şansını
kaybetmek istemiyor.
İkincisi, Sadr, seçimlere katılmayacağını açıkladığı sırada,
Irak'ta şimdiki hükümetin bazı yetersizlikleri yüzünden sokaklarda düzenlenen
protestolardan kaynaklanan gerilim ve tansiyona tanıklık etmekteydi. Sadr,
Irak'ta durumun daha da kötüleşeceğini düşündüğü için kendini suçlamalardan
uzak tutmaya ve böylece protesto edenlerin yanında durup, Irak'taki siyasi
sistemin dışında yer almış gibi göstermeye çalıştı. Sadr önceki kararıyla
halkın cephesine yer almaya böylece onların desteğini kazanmaya gayret
gösterdi. Ancak Irak'taki eylemler ve ekonomik kriz devam etmedi ve ülkede
ekonomik durum da iyileşti. Öyleki, Bağdat bugün bölge ülkelerinin katılımıyla
bölgesel konferansa evsahipliği yaptı.
Üçüncü konu ise, durumu önceki aylara göre değişen Irak'ta
mevcut koşullarda Sadr'ın seçimlere yeniden katılma kararı alması, onun geri
dönmek için fırsatı uygun gördüğünü, artık kendisine ve partisine yönelik
özellikle Sadr Hareketi mensubu olan Enerji Bakanı'na yönelik eleştirilerin
gündem olmadığını yansıtıyor.
Dördüncüsü de, Mukteda Sadr'ın Irak'ın geleceğine ilişkin
tahmin ve planlarında pek başarılı olmamasıdır çünkü, Sadr, Irak'ta protesto
eylemlerinin süreceğini ve siyasi durumun daha da kötüleşeceğini, bu nedenle,
seçimleri boykot etme kararıyla, mevcut durumdan kendini arındırmaya, böylece
gelecek aşamada ülkedeki siyasi gelişmeler ve hareketler üzerinde etkili olup,
sorunların çözümü için siyasi gruplara baskı gücünü arttırabileceğini zannediyordu.
Sonuç itibarıyla Sadr Hareketi Lideri Mukteda Sadr'ın temmuz
ayında seçimleri boykot etme kararı, ciddi bir siyasi karar olmaktan ziyade,
ciddi bir siyasi taktikti. Amacı da, Sadr Hareketi ve liderliğinin Irak'taki
siyasi denklemlerdeki yeri ve konumunu iyileştirmek ve güçlendirmekti.
Bu nedenle, gelinen aşamada Sadr, geç kalmadan siyasi
arenaya geri dönme kararı alarak, seçim fırsatını kaybetmek istemedi. Bazı
siyasi analizler de Sadr'a halk desteğinin önemli ölçüde azaldığı bildirildiği
bir sırada, seçimlere katılmama kararından vazgeçmesi, ilerleyen haftalar ve
aylarda partisi ve kendi konumunun güçlenmesine sebebiyet verebilir.