Amerika’nın Wall Street Journal Gazetesi şunları yazdı: ‘6
Ekim 2023 tarihine kadar İsrail, İslam dünyasında resmi olarak tanındığı yeni
bir döneminin eşiğinde görünüyordu. Suudi Arabistan’la barış anlaşmasının
eşiğindeydi ve bu anlaşma yıllarca kenarda kalan İsrail'i yeni bir Orta Doğu'nun
merkezine taşıyabilecekti ama 7 Ekim 2023’te her şey değişti... Bugün İsrail
her zamankinden daha fazla dünyada izole olmuş durumdadır. Suudi Arabistan'la
yapılan barış anlaşması durmuştur. Bu ülke (Siyonist rejim), ana müttefiki ABD
ile anlaşmazlığa düşmüş ve kuzey ve güney sınırlarındaki tehditler nedeniyle
fiziki yaşam alanı daralmış durumdadır.
Altı ayda dünya bu küçük millet için tersine dönmüştür. 7
Ekim'de ya da şu an İsraillilerin de
dediği gibi o “Kara Cumartesi” günü Yahudi devleti, güvenlik duygusunu ve
ordusunun gücüne olan inancını paramparça eden köklü bir şok yaşadı. Bu hükümet
Gazze'ye ağır bir saldırıyla karşılık verdi. Sonuçta ortaya çıkan izolasyon, bu
rejimin geleceği için Hamas’ın 7 Ekim'deki saldırısından daha büyük bir tehdit olabilirdi.
İsrailli tarihçi Benny Morris şöyle diyor: ‘İsrail'in uzun
ömürlülüğü, kuruluşundan bu yana ilk kez sorgulanıyor. Bu rejimin Mısır ve
Ürdün gibi Arap müttefikleriyle olan ilişkileri ise kargaşa içinde. Filistin
yanlısı protestocular Batı başkentlerinin sokaklarını doldurdu ve bazen
İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulunuyorlar.
İsrail yaşanabilir toprak alanını New Jersey (ABD'nin
dördüncü en küçük eyaleti) büyüklüğüne kadar küçülttü. Yüzbinlerce İsrailli
Gazze Şeridi'ndeki ve Lübnan yakınlarındaki kuzey sınırındaki evlerini boşalttı.
Birçoğu güneye göç etti ama hiçbiri kuzeye dönemedi. Birçoğu hâlâ otellerde
yaşıyor.’
Gazetedeki yazının devamında daha sonra Lübnan Hizbullah Hareketinden
söz ediyor ve şu ifadeler yer alıyor: ‘Hamas'tan çok daha güçlü olan Lübnan
Hizbullah'ıyla geniş çaplı bir savaş her geçen gün daha muhtemel görünüyor. İsrail
aynı zamanda İran'ın veya müttefiklerinden birinin, İran'ın Suriye'deki
diplomatik binasına hava saldırısı düzenlemesine misilleme yapmasına
hazırlanıyor. İsrail savaşın ekonomik etkisini yeni hissetti. Çünkü yüzbinlerce
yedek asker savaşmak için işlerini bırakmak zorunda kaldı. Tüm bunların
ortasında İsrail, 7 Ekim'deki tüm esirleri geri alma ve Gazze'de Hamas'ı
başarıyla yenme konusundaki savaş hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı…Bütün
bunlar, İsraillilerin savaşta ülkenin liderliği ve hükümetin yönetimi konusunda
bölünmüş olduğu bir dönemde yaşanıyor. Netanyahu'nun koalisyonu bir kez daha yeni
bir seçim yapılmasını isteyen hükümet karşıtı protestocuların saldırısına
uğradı. Netanyahu'nun kendi savaş kabinesi üyeleri arasında savaş hedeflerinin
nasıl öncelik haline geleceği konusundaki anlaşmazlıklar kamuoyuna sıçradı ve
bu da bu rejimin hükümetinin hem kendi içinde hem de Hamas'la mücadele ettiği
hissini derinleştiriyor.
Netanyahu zaferin yakın olduğunu söylüyor ancak anketler
işgal altındaki bölgelerde yaşayanların çoğunluğunun buna ikna olmadığını
gösteriyor. Hamas teslim olma belirtisi göstermiyor. İsrail güçleri geri
çekilir çekilmez Hamas’ın unsurları bölgelere sızabiliyor, bu da direnişin
yeniden şekillendiğinin bir işaretidir.’
EL CEZİRE: İSRAİL EKONOMİSİ ÇÖKTÜ
Öte yandan el-Cezire TV kanalı, Siyonist rejimin ekonomik
durumuna ilişkin belgesel bir haber yayınlayarak İsrail ekonomisinin çöktüğünü
açıkladı. Bu rapora göre Siyonist rejim, Gazze'ye karşı 6 ay süren savaşın
ardından 56 milyar dolar zarara uğradı. Bu rejim aynı zamanda ciddi bütçe
açığından ve hükümet borçlarında benzeri görülmemiş bir artıştan da mustarip.
Bu rejimin İbrani medyasından Yediot Aharonot ve Wall eş zamanlı olarak Lübnan,
Yemen ve Irak direnişinin saldırdığı bölgelerde bu rejimin ekonomisinin,
tarımının ve turizm sektörünün tamamen ve yüzde yüz yok edildiğini açıkladılar.
İlginç bir şekilde BBC’ye davet edilen tüm uzmanlar hep bir
ağızdan “Siyonistlerin Gazze'de yenilgiye uğratıldığını” söylüyorlar. Bu sonuca
varmalarının nedenini ise şu şekilde ifade ediyorlar: “İsrail esirlerini
kurtarmayı başaramadı ve bu İsrailliler için bir hayal kırıklığı ve
başarısızlık kaynağıdır. Böyle bir durumda İsrail güvenliğini güçlendirmesi gerekirken,
durum artık her bakımdan daha da kötüleşmiş bir haldedir ve İsrail'in küresel
konumu ciddi biçimde tehlikeye girmiş ve güvenilirliği kaybolmuştur..."
Haaretz gazetesi de benzer bir haber yayınlayarak, Siyonist rejim
ordusunun ana hedeflerine ulaşamadan kuvvetlerini Han Yunus'tan çektiğini ifade
etti.
Haaretz'da yer alan habere göre, Hamas ve Kassam Tugayları
liderleri Yahya el-Sinvar ve Muhammed Dayf’in öldürülmesi ve İsrailli esirlerin
serbest bırakılması, Siyonist rejimin Han Yunus'a yönelik kara saldırısının ana
hedeflerinden biriydi ancak bu hedef gerçekleşmedi.