Pazartesi günü, ABD Donanması alışılmadık bir şekilde
Kızıldeniz'de bir F-18 savaş uçağının düşürülüp batırıldığını haber verdi. Bu
savaş uçağı, en modern, son derece gelişmiş ve çok yönlü Amerikan savaş uçağı
türlerinden biri olarak kabul ediliyor ve 67 milyon dolardan fazla değere
sahip.
Bu gelişmiş Amerikan savaş uçağının çeşitli hikaye ve
hipotezlere rağmen düşmesi veya düşürülmesi, ABD kuvvetleri ile Yemen silahlı
kuvvetleri arasında 40 günden uzun süredir devam eden deniz savaşında yeni bir
gelişmeyi temsil ediyor.
Bu gelişme göz önüne alındığında: ‘Amerikan’ın anlatılarında
USS Harry Truman uçak gemisinden düşen F-18 hakkında ne gibi boşlukların
olduğu’ ve uçağın kendi kendine düşmüş olması ya da düşürülmüş olması fark
etmeksizin bu olayın donanmada büyük skandala yol açmasına rağmen ‘ABD’nin bunu
neden hemen kabul ettiği’ gibi sorular akıllara geliyor.
ABD'nin Kızıldeniz'de gelişmiş savaş uçağının düştüğünü
kabul etmesinin önemi; Yemen silahlı kuvvetlerinin Amerikan kuvvetleriyle
çatıştığını ve Harry Truman uçak gemisine karşı bir operasyon düzenleyeceğini
duyurup Amerikan gemisini Kızıldeniz'in kuzeyine çekilmeye zorladıklarını
vurgulamasından saatler sonra gelmesinde gizli.
Bu arada, Yemen Yüksek Siyasi Konseyi başkanı Mehdi
el-Meşat'ın geçen hafta ABD gemisi Harry Truman'ın bu ülkenin Yemen'e yönelik
saldırganlığının ilk haftalarından bu yana bu geminin yeterli hazırlıklara
sahip olmadığını duyurduğunu belirtmek gerekir.
İlk anekdot, ABD Donanması'nın uçak gemisinde bir olay
meydana geldiğine dair açıklama yapmasıyla ilgili. Açıklamada, bir römorkör ve
bir F-18 savaş uçağının gemiden denize çakılması sonucu bir denizcinin hafif
yaralandığı belirtilmiştir.
Bu yanıltıcı açıklamada, ABD Donanması olayı bağlamından
uzaklaştırmaya çalışmıştır. F-18 savaş uçağının düştüğü uçak gemisinin adı
belirtilmemiş, sadece savaş uçağının battığı, bu olayın bir kaza olduğu ve
henüz araştırıldığı kısaca belirtilmiştir.
En önemlisi, ABD Donanması açıklamasında Yemen’in ateş
açtığından bahsetmekten imtina etmiştir ve savaş uçağının rutin bir olay
sırasında düştüğü belirtilmiştir.
Ancak bu anlatının seyrinde önemli bir değişiklik yapan
Amerikan ve Arap medya kuruluşları, Amerikan yetkililerine atıfta bulunarak,
F-18'in uçak gemisi Harry S. Truman'dan Yemen’in açtığı ateşten kaçmak için
manevra yaparken düştüğünü aktarmıştır.
Bu açıklama, ABD Donanması'nın gizlemeye çalıştığı şeyin
boyutunu ortaya koymuş ve Yemen’in açtığı ateşe atıfta bulunarak, kazanın Yemen
güçleriyle bir çatışma sırasında meydana geldiğini ve ABD Donanması'nın
iddialarının aksine bir kaza olmadığını kabul etmek zorunda kalmalarına sebep
olmuştur.
ABD Donanması tarafından sunulan öncekinden daha ikna edici
bir diğer anekdot ise yine içeriği eksik olmasına rağmen 22 Aralık 2024'te
Kızıldeniz'de başka bir ABD F-18'inin düştüğü benzer bir olayı hatırlatıyor. O
zamanlar Amerikalılar bu olayın kaza olduğunu iddia ettiler ancak Yemen silahlı
kuvvetleri sözcüsü Yahya Seri, ABD savaş uçağının Yemen ateşiyle düşürüldüğünü
defalarca vurguladı.
Ancak ABD Donanması'nın, eksik olarak da olsa, savaş
uçağının Kızıldeniz'e düştüğünü kabul etmek zorunda kalmasının sebebine
gelince: Bir yandan Donald Trump liderliğindeki ABD hükümetinin gerçeği bu
ülkenin kamuoyundan tamamen gizleyemediğini fark etmesi, diğer yandan
Amerikalıların bu skandalı çabucak kabul etmesinin Yemenlilerin muhtemelen
sunacağı gerçek anlatının etkisini azaltmayı amaçlamasıdır.
Amerikalıların Kızıldeniz'de F-18 savaş uçağının düştüğünü
kabul etmesi, Yemen silahlı kuvvetlerinin ABD uçak gemisi Harry S. Truman ve
ona eşlik eden askeri teçhizatla bir çatışmaya girdiklerini duyurduktan ve
Amerikan gemisinin ortak bir operasyonda bir dizi füze ve insansız hava aracı
tarafından hedef alındığını ve geri çekilerek Kızıldeniz'in kuzeyine doğru
bulunduğu yerden uzaklaşmak zorunda kaldığını açıklamasından saatler sonra
geldi.
Bu, askeri bağlam, herhangi bir gözlemcinin Yemen
operasyonlarının ateşinin Amerikan savaş uçağının düşürülmesiyle doğrudan veya
dolaylı olarak ilişkili olduğunu düşünmesi için yeterli kanıttır.
Bu bağlamda, Yemen’in el-Mesire ağı, Amerikan’ın
açıklamalarına karşılık olarak, ülkenin Savunma Bakanlığı'ndaki bir kaynağa
atıfta bulunduğu haberinde, Kızıl Deniz’de Yemen silahlı kuvvetleri ile Harry
Truman ve ona eşlik eden ekipman arasında çatışma çıktığına dair yeni bilgiler
sağladı.
Bu Yemen savunma kaynağı, Truman'ın son çatışmada doğrudan
vurulduğunu reddetmedi ve Truman'ın operasyon yerinden ayrılmak zorunda
kaldığını belirtti. Yemenlilerin USS Truman ile çatışmada gerçekleştirdiği son
operasyonlar, birkaç saat süren ve önceki çatışmalardan farklı olarak yeni
taktiklere ve ağır ateş gücüne dayanıyordu. USS Harry Truman, füze ve insansız
hava aracı saldırılarının sürekli baskısı altında geri çekilmek ve konuşlanma
yerinden uzaklaşmak zorunda kaldı.
Bu operasyonun taşıdığı birkaç mesaj var: Birincisi,
Tuğgeneral Yahya Seri’nin de belirttiği gibi, ABD'nin Yemen'e yönelik askeri
baskısı, sivilleri hedef alması ve onlara karşı işlenen suçların tırmanması,
ters etki yaratıyor ve karşılıklı bir tepkiye yol açıyor.
İkincisi, Kızıl Deniz’de ABD F-18 savaş uçağının
düşürülmesi, Yemen operasyonunun baskısını ve USS Truman'ı Yemen’in ateşinden
korktuğu için denizde dolaşmaya ve keskin bir dönüş yapmaya zorlayacak kadar
etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Bu operasyon ayrıca; Yemen askeri yeteneklerinin düşman
saldırılarından etkilenmediğini ve Yemen’in sürprizlerinin birbiri ardına
ortaya çıktığını gösteriyor.
Son Yemen operasyonunun ABD'ye verdiği zarar sadece bir F-18
savaş uçağıyla sınırlı kalmadı, aynı zamanda Harry S. Truman ve kargo uçağına
da zarar verdi. Bu savaş uçağının düşürülmesi ayrıca, ABD Deniz Kuvvetleri
unsurlarının Kızıldeniz'de 40 günden fazla süredir yaşadığı kafa karışıklığı ve
yıpranma düzeyini de gösteriyor.
Buna göre gözlemciler; Yemenlilerin düşmanı yıprattığını ama
asla yorgun düşmediklerini ve bu nedenle Trump yönetiminin, İsrail adına
Yemen'e karşı giriştiği bu beyhude ve tehlikeli maceradaki hesaplarını yeniden
gözden geçirmesi gerektiğini belirtiyor.
Öte yandan çeşitli Amerikan şirketlerinin hesaplarına göre
bu Yemen’e karşı yürütülen bu saldırıların maliyeti 40 gün içinde 3 milyar
dolara ulaştığını vurgulayan gözlemciler, Trump yönetiminin Yemen'in
Siyonist rejime karşı operasyonlarını sona erdirmesinin tek
yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlamak ve bu şeridin ablukasını
kaldırmak olduğunu belirtiyorlar.
Öte yandan çeşitli Amerikan şirketlerinin hesaplarına göre
bu Yemen’e karşı yürütülen bu saldırıların maliyeti 40 gün içinde 3 milyar
dolara ulaştığını vurgulayan gözlemciler, Trump yönetiminin Yemen'in Siyonist
rejime karşı operasyonlarını sona erdirmesinin tek yolunun Gazze Şeridi'nde
kalıcı bir ateşkes sağlamak ve bu şeridin ablukasını kaldırmak olduğunu
belirtiyorlar/tesnim