Rasthaber -  Filistin’in önde gelen politikacılarından Mustafa Barguti şunları söyledi: ‘Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki suçlarının devam etmesine ve eğitimli Filistin neslini yok etmek amacıyla okul ve üniversitelerin yıkılmasına rağmen, yeni nesil Filistinliler arasında bir umut var ve bu nesil asla pes etmeyecek.

Filistin Ulusal Girişimi Genel Sekreteri ve deneyimli Filistinli siyasetçi Mustafa Barguti, Filistin'in ve genç neslin geleceğini değerlendirdi ve şunları söyledi: ‘Gazze'deki savaş, Filistin meselesinin geleceği ve savaş sonrası yeniden yapılanma açısından önemli olan gençlere yeni bir enerji kazandırdı.

Filistin’in yeni nesli asla teslim olmayacak. İsrail'in zulmünün uzun sürmeyeceğini biliyorum. Desteğimizin tüm dünyada arttığını biliyorum ve Filistinlilere inanıyorum. Vazgeçmeyeceğimize eminim. Asla durmayacağız ve özgürlüğümüzü kazanacağız.’

Mustafa Barguti Gazze'de devam eden savaşı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük dönüm noktası olarak değerlendirdi ve Batı'nın çifte standartlarına değinerek  şunları söyledi: ‘Batılı hükümetler Ukrayna'yı desteklerken aynı kişiler Filistin ulusunu desteklemek yerine Siyonist rejime silah gönderiyor ve aralarında 17 bin çocuğun da bulunduğu Filistinli sivillerin şehit edilmesine karşı sessiz kalıyorlar. Gazze'deki savaşın dünyanın genel durumu üzerinde büyük etkisi var. Çünkü artık birçok ülke, “Eğer gücün varsa her şeyi yapabilirsin ve eğer gücü yoksa savunmasızsın” sonucuna varmıştır. Bu dünyanın mücadele etmesi gereken çok tehlikeli ve insanlık dışı bir durumdur.’

ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde Filistin’le dayanışmanın eşi benzeri görülmemiş bir şekilde arttığına değinen Barguti, şunları söyledi: ‘İsrail propagandasına rağmen gerçekleşen kitlesel gösteriler anlatıların değişmesine yardımcı oldu.

Artık dünya Filistinlilerin mazlum ve zulme uğradığını, korkunç bir baskı ve ayrımcılığa maruz kaldığını görüyor. Bu nedenle birlik ve beraberliğe aracılık etme konusunda önemli bir rol oynamaya çalışıyoruz.’

Barguti, 1948’deki Nekbe gününe ve Filistinlilerin işgal rejimi tarafından yerinden edilmesine değinerek şunları söyledi:  ‘Gazze’deki mevcut savaş, Filistinliler ile Siyonist rejim arasında iki devletli çözüm veya olası herhangi bir uzlaşma olasılığını fiilen sona erdirdi ve bu rejimin bu savaştaki hedefi  etnik temizliğin tekrarlanmasıdır.’

Bu Filistinli politikacı, mevcut savaşı 1948 olaylarından daha yıkıcı olarak nitelendirerek şu ifadelerde bulundu: ‘İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik saldırılarında işlediği bu kadar suçun ve sergilediği bu insanlık dışı davranışın tüm modern tarih boyunca benzer bir örneğinin olduğunu düşünmüyorum.’

Mustafa Barguti aynı zamanda şu uyarıda bulundu: ‘Bu savaşın sadece Filistin-İsrail ilişkileri açısından uzun vadeli sonuçları olmayacak. Bunun aynı zamanda İsrail’in Arap ve Müslüman ülkelerle ilişkileri üzerinde de sonuçları olacak. Çünkü şahit olduğumuz şey sadece bir işgal değil, bir zamanlar Güney Afrika’da hüküm süren korkunç apartheid sisteminden daha da kötüsüdür.’

Barguti ayrıca, aralarında ABD’nin de bulunduğu bazı ülkelerdeki üst düzey yetkililerin işgal altındaki topraklara ziyarette bulunması ve savaş kabinesi toplantılarına katılmasıyla ilgili endişelerini de dile getirdi ve Araplardan Siyonist rejimin eylemlerine sert bir yanıt verilmesini isteyerek şunları söyledi: ‘İsrail’in eylemlerine Arapların kararlı bir tepki vermemesi yalnızca Filistinlileri değil, aynı zamanda Arap ülkelerinin hükümetleri ve vatandaşları arasındaki ilişkileri de etkileyecektir.’

Filistin Ulusal Girişimi Genel Sekreteri, savaş sonrası döneme ilişkin bir planın olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: ‘İşgal altındaki Batı Şeria, Kudüs ve Gazze’de daha fazla etnik temizliğin önlenmesi bir öncelik olmalıdır. Şu ana kadar İsrail asıl amacında yani Gazze halkını ortadan kaldırma konusunda başarısız oldu. İsrail’i bu kadar yıkımın hesabını vermeye zorlamalıyız.

Tazminat için onlara baskı yapmalıyız. Aksi takdirde birkaç yılda bir Gazze’yi yok etmeye devam edecekler.

Eğer İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmez ve Filistinlilerin gerçek anlamda bağımsız bir devlete sahip olmalarına izin vermezse bizim çözümümüz ne olacaktır? 2 devletli çözümün tek alternatifi tam eşitliğe sahip demokratik bir devlettir. Artan faşist eğilimlerden beslenen İsrail hükümeti etnik temizlik peşindedir. Bunu asla kabul etmeyeceğiz ve bunun olmasına asla izin vermeyeceğiz.’

Filistinli bu siyasetçi açıklamalarının sonunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kabinesinde aşırı sağcıların arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: ‘Bana göre İsrail toplumu bir bütün olarak ırkçılığa ve faşizme doğru ilerledi ve bu sadece Filistinliler üzerinde değil, aynı zamanda İsraillilerin üzerinde de çok kötü bir etki yaratacaktır.’