Peki ABD ve Fransa, bu düzeni nasıl sağlayabildi?
Nijer’de kendi çıkarlarını koruyacak askeri darbeler yaptırarak!
Ama Atlantik medyasına göre Nijer’in sömürülmesini sürdüren
o darbeler konu değildi, geçen hafta yapılan ise darbe ve ağır konu!
Neden? Çünkü bu kez Fransa ve ABD hedef: Fransızcayı
yasakladılar, Fransız kanallarını yasakladılar, Fransız ve Amerikan
askerlerinin ülkeyi terk etmesini istediler, imtiyazları kesmeye başladılar...
ABD VE FRANSA’YA KARA TOKAT
Washington-Paris merkezli medyanın dünyaya servis ettiği
şekliyle Nijer’de bir askeri darbe yok, tersine ABD ve Fransa’nın yeni
sömürgeciliğine darbe var!
Mesele kavramsa, doğrusunu da belirtelim: Bu darbe değil,
ihtilaldir; zira olan bir avuç askerin yönetime el koyması değildir, askerlerin
halkla birlikte Batı’nın “yeni sömürgeciliğine” karşı harekete geçmesi ve o
yeni sömürgeciliğin aleti durumundaki işbirlikçi yönetimi yıkmasıdır!
Nitekim halk günlerdir ayakta ve “Fransa defol” temalı
eylemlerle meydanlarda...
Özetle, darbe-demokrasi bağlamında son 30 yılın en büyük üç
dersidir:
1) Emperyalist Batı, kendi darbelerini “renkli
devrim” diye pazarlar.
2) Emperyalist Batı açık
askeri işgallerini “demokrasi getirmek” diye propaganda
eder.
3) Emperyalist Batı, sömürdüğü ülkeden
kovulmasına darbe der, “demokrasiye karşı diktatörlük” der.
KOMŞULARI NİJER’İN YANINDA
ABD ve Fransa, şimdi etkileri altındaki “Batı Afrika
Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWACS)” üzerinden, Nijer’e
askeri operasyon tezgâhlıyor. Bunu da Türkiye dahil her ülkede nüfuz
ettikleri medya üzerinden “darbeye karşı demokrasiyi koruma harekâtı” diye
pazarlamaya çalışıyorlar.
Nijer ordusu ise bu tablo karşısında Anavatanı
Savunma Ulusal Konseyi kurdu, Mali ve Burkina Faso ile güvenlik
işbirliği planı yaptı, komşuları Cezayir, Burkina Faso, Libya, Mali ve Çad’a
sınırlarını açtı.
Nitekim bu devletler de olası bir askeri müdahaleye
karşı Nijer’i destekleyeceklerini dünyaya ilan ettiler.
MESELE BATI’NIN AFRİKA’DAN KOVULMASI
Darbe, demokrasi palavralarını bir kenara bırakarak esasın
altını yeniden çizelim: Daha 22 Haziran’da bu köşede “Kara tokat”,
yine geçen hafta, 29 Temmuz’da “Yükselen Afrika, alçalan emperyalizm” başlıkları
ile asıl konuyu incelemiştik: Afrika ülkeleri, sıra sıra Fransız
askerlerini ülkelerinden kovuyor, Fransızcayı yasaklıyor, Fransa’ya imtiyazları
buduyor ve aynı şekilde ABD’nin nüfuzunu da kesiyor.
Çad’da, Tunus’ta, Cezayir’de, Mali’de, Orta Afrika
Cumhuriyeti’nde ve son olarak Nijer’de olan budur.
Batı açısından mesele şudur: Nijer, son olarak Mali
ve Burkina Faso’dan kovulan Fransız askerlerinin üslendikleri ülkeydi. ABD ve
Fransa üslerinin Nijer’de de kapatılması, emperyalistlerin Afrika’dan büyük
oranda atılmasına gidecek yolu da açmış olacak.