Gazze direnişin kazandığı zaferin dostu sevindirip düşmanı
tedirgin ettiği inkar edilemez bir gerçektir.
Aksa Tufanının Gazze'ye yansıyan kısmından daha fazlası
küresel alanda hissedilmektedir.
Unutmamak gerekir ki,
Zafer sloganlarıyla direnişe destek verip gündem
oluştururken düşmanın siyasi entrikalar karşısında uyanık olmak gerekir.
Siyonist cephe hedefinden geri adım atmış değildir.
Siyonist cephe her defasında hedefini açıkça söylüyor;
- Hedefi direniş cephesini Gazze'de bitirmek,
- Direnişçilerin Filistinlileri temsil etmediği yalanıyla,
halkla direniş arasına fitne sokmak,
- Direnişçileri silahsızlandırmak,
- Gazze'nin kontrolünü direnişçilerin elinden almak,
- Filistinlileri Barış masasına oturtup direnişçilerin bütün
kazanımlarını boşa çıkarmak,
- İki devletli çözüm yalanıyla ki bu da ihanettir, halkı
Müslüman ülkelerdeki uşaklarının sessizliğinin devamını sağlamak.
Bu Siyonist plan karşısında Filistin direniş cephesi azimle
Aksa Tufanını devam ettirmelidir.
Aksi takdirde Aksa Tufanı devam etmezse Siyonistlerin hem bu
planları uygulanacak hem de Filistin’in zaferine gölge düşecektir.
Zafer rehaveti ve dünya gündemine oturması asıl tehlikeden
gaflete düşürmemelidir.
Müslümanlar, Aksa Tufanının kazandırdığı küresel Zaferin yanı
sıra bu tehlikeyi de dikkate almalı, yaşadıkları ülkelerdeki rejimlere baskı
uygulamalıdır. En azından sahtecilerin gerçek mahiyetini ifşa etmek gerekir.
Çünkü Filistin davası ne yeni başlamıştır ne de bir operasyon veya yenilgiyle
sona erecektir. Bu dava 75 yıldan beri bunca ihanete, arkadan hançerlemeye, iki
yüzlülüğe, çıkarcılığa ve korkaklığa rağmen ayaktadır ve ümmetin her bir
ferdinin sınanması için bir vesiledir.