Amerika'nın Oyun Planı: 2011 Krizi'nin Yeniden
Canlandırılması
Atvan, şu anda 2011'de Suriye'de yaşanan kriz senaryosunun
tekrarını izlediğimizi belirterek, bu senaryoyu hazırlayan tarafların
(Amerikan- Siyonist eksen) aynı olduğuna dikkat çekti. Teröristlerin Halep’e
saldırarak, bir günden kısa bir süre içinde şehrin yarısından fazlasını ele
geçirmesi, birçok kişiyi şaşırttı. Bu esnada, Suriye ordusu büyük zararları
önlemek amacıyla taktiksel bir geri çekilme yaptı ve durumu yeniden organize
edip Halep'i geri almak ve işgalcileri kovmak için hazırlandı; tıpkı birkaç yıl
önce yaşanan olayda olduğu gibi.
Makalede devamla, şu ifadelere yer verildi: "Şu anda
Suriye'de yaşananlar, 1991'de Irak’ta başlatılan senaryonun gerçek bir
tekrarından başka bir şey değil; bu senaryo, Suriye'ye uygulanan bir açlık
kuşatması ve 12 yıl sonra orayı işgal ederek Irak rejiminin değiştirilmesi
planını hatırlatıyor. Ancak Irak’ta yaşanan olayların Suriye'de tekrar
edeceğini söyleyemeyiz, çünkü Suriye güçlü bir orduya ve büyük halk desteğine
sahip. Ayrıca, Suriye’nin Vladimir Putin liderliğindeki Rusya gibi stratejik
bir müttefiki var ve İran’ın başını çektiği direniş ekseniyle, büyük bir askeri
güce sahip."
Türkiye'nin Müdahalesinin Sonuçları
Atvan, İsrail ve Türkiye'nin Suriye'deki yeni terörist
saldırılardaki rollerine dikkat çekti ve Netanyahu’nun bizzat teröristlerin
kuzey Suriye'ye saldırısına karıştığını vurguladı. Türkiye Dışişleri Bakanı
Hakan Fidan, geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında
Türkiye'nin Halep ve İdlib’deki olaylarla hiçbir ilgisi olmadığını iddia etti,
ancak bu iddiaların kimse tarafından inanılmadığını belirtti; çünkü bu terörist
gruplar, Türkiye'nin istihbarat servisiyle, onları destekleyip donatan Türkiye'nin
bilgisi ve koordinasyonu olmadan, tek bir tüfek dahi ateş etmezdi.
Makalede devamla şöyle denildi: "Türkiye'nin,
Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelere olan müdahalesi ne kadar büyük olursa olsun,
bu durum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümeti ve Türkiye'nin ulusal
güvenliği için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu saldırı, sadece Astana
anlaşmasını ve Soçi anlaşmalarını ihlal etmekle kalmaz, belki de Suriye ve
Rusya ordusunun ortak saldırıları, Türkiye'nin desteklediği yüzlerce militanın
ölümüne yol açarak Rusya ve Türkiye arasında askeri çatışmalara yol açabilir."
Abdurrahman Atvan, "Eğer Erdoğan, Halep’teki ve
Musul’daki emellerini gizlemeye devam ederse ve Suriye ordusunun Halep’ten
çekilmesini ve kendi müttefiklerinin, Suriye muhalefetinin sıralarında,
Halep ve diğer kuzey bölgelerinde hâkim olmasını isterse,
çok yanlış bir değerlendirme yapmaktadır. Çünkü bunun tersi olacaktır ve belki
de yüzbinlerce yeni göçmen Türkiye sınırlarına doğru kaçacaktır." diye
belirtti.
ABD, İsrail ve Türkiye'nin Oyununa Karşı Suriye'nin
Zaferi
Atvan, Batı'nın Suriye’ye yönelik terörist saldırılara
müdahalesini değerlendirerek, "Ennüsra Cephesi'nin Ukrayna'dan gelen
modern insansız hava araçları ve füzeleri kullanması, Rusya'nın kırmızı
çizgilerini aşmış ve Türkiye'nin Ukrayna’daki gizli rolünü de açığa
çıkarmıştır." dedi.
Atvan, Mayıs 2023’te Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile
evinde yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, Esad'ın kendisine Erdoğan'a
güvenmediğini ve Türk askerleri Suriye topraklarından çıkmadığı sürece onunla
görüşmeyeceğini söylediğini aktardı. Ayrıca Esad, Erdoğan’ın uzlaşma ve görüşme
taleplerini reddederek, bu görüşmelerin sadece Türk askerleri Suriye
topraklarından çıkarsa yapılabileceğini belirtti.
Makalede son olarak şu ifadeye yer verildi: "Bu
nedenle, ABD-İsrail-Türkiye’nin üçlü komplo planının, Netanyahu'nun İsrail
bayrağı altında yeni bir Orta Doğu haritası çizme senaryosuyla birlikte,
Suriye'nin parçalanması ve rejim değişikliği için şansı çok düşük. Ayrıca, İran
ve Rusya'nın bu komploya karşı boş ellerle durmayacaklarına inanıyoruz."