Bu Savaş Kimin?

GİRİŞ: 18.06.2025 15:38      GÜNCELLEME: 18.06.2025 15:38
Rasthaber -  Bu savaş 1979 Şubat ayında İmam Humeyni (ra) tarafından yakılan özgürlük ve istiklal meşalesini söndürmek için başlatılan aralıksız çabaların devamıdır.

Bu savaş, İslam İnkılabının zaferi ve bereketiyle başlayan uyanış hareketini durdurma komplolarının devamıdır.

Bu savaş, birkaç asırdır geri bırakılmış ümmetin dirilişini, ilerleyişini, birlik ve beraberliğini sağlamaya yönelik hareketi yenilgiye uğratmak için başlatılan karalama, mezhep taassubunu körükleme sürecinin devamıdır.

Bu savaş bir yandan İran içerisinde iç savaşlar çıkarırken öte yandan Irak'a tahakküm eden Saddam rejiminin zamanın Doğu ve Batı emperyalist güçlerinin desteği ile İran'a dayatılan sekiz yıllık savaşın bir devamıdır.

Bu savaş İran'ı kuşatmak için komşuları Afganistan ve Irak’ın 2001 ve 2003 yıllarında ABD öncülüğünde NATO orduları tarafından işgalinin bir devamıdır.

Bu savaş, ABD ve bölgedeki müttefiklerinin 2011 yılında Suriye'de çıkardıkları iç Savaşın ve 2024 Aralık ayında Direniş Cephesini arkadan hançerleme, Suriye'yi ABD kuklası terör çetelerine teslim savaşının bir devamıdır.

Bu savaş, Aksa Tufanı operasyonu sonrasında Gazze'ye karşı başlatılan katliam ve soykırımın bir devamıdır.

Bu savaş, Lübnan, Irak, Yemen ve Suriye'de Direniş Cephesi bileşenlerine karşı sürdürülen ihanet, baskı ve kuşatmaların bir devamıdır.

Bu savaş Direniş Cephesinin merkezi konumundaki İran'ın bilimsel, teknolojik, ekonomik ve askeri ilerlemelerini durdurmak, sekteye uğratmak için Batı Sulta Sistemi tarafından başlatılmış bir savaştır.

İsrail denilen işgalci terör çeteleri rejimi uluslararası sulta sisteminin Batı Asyadaki garnizonu ve ön karakoludur. Bu karakol aracılığıyla bölgedeki    yayılma ve işgallerini sürdürürken karşılarındaki en büyük engel İran'ı teslim almak, en azından işgalleri karşısında tarafsızlaştırmayı planlıyorlar.

İran'ın barışçıl sivil nükleer programı UAEK (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) denetiminde olmasına ve herhangi bir sapma tespit edilmemesine rağmen bizzat bu kurumun (Mosad Ajanı) başkanı tarafından uydurulan raporlarla İran'a saldırıya ortam hazırlanmıştır.

Batı Sulta Sistemi öteki uluslararası kurum ve kuruluşları kendi hizmetine aldığı gibi UAEK'yı da ülkelerin nükleer programlarını denetlemek ve desteklemek için değil belki uğursuz siyasal/askeri amaçları doğrultusunda baskı aracı olarak kullanıyor.

ABD-İran arasında sürdürülen görüşmelerde taleplerini masada dayatmayı başaramayan Batı Sulta Sistemi İran'a taleplerini askeri saldırıyla kabul ettirmek için ön karakol İsrail'i kullanmaktadır.

Batı, kontrolündeki BM, NATO, medya imparatorluğu ve bölgedeki kuklalarını İsrail'in yanında İran'a karşı harekete geçirmiş bulunuyor.  ABD görünürde savaşa girmemiş olsa da İsrail'e başta istihbarat, uçaklarına havada yakıt ikmali ve hava savunma desteği olmak üzere her türlü destekte bulunmaktadır.

İsrail rejimi gerçekte Batı temsilciliğinde öne çıkmış bulunuyor ve Batı'nın desteği olmadan İran karşısında bir hafta bile dayanamaz.

Bu savaş yeni başlamış değil, 46 yıl önceden beri ilahi nuru söndürmeye yönelik başlatılmış şeytani saldırıların yeni bir aşamasıdır ve devam edecektir.

Bu savaş hak ve batıl cepheleri arasında cereyan etmekte olup Allah'ın yardımıyla hakkın zaferiyle sonuçlanacaktır.

"Bizim uğrumuzda cihad edenler var ya, biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz." Ankebut/69

Hak-batıl mücadelesinde hakkın zaferine dair sünnetullah şüphesiz tahakkuk edecektir. Ama bunun birkaç belirgin şartı vardır.

Bu şartlardan biri safların belirgin bir biçimde birbirinden ayrılmasıdır. Hak cephesinde görünüp batıl cephesiyle gizli açık ilişkilerini sürdürenler veya hak cephesine yönelik saldırılar karşısında kayıtsız/tarafsız kalanların gerçek mahiyet ve yüzünün ortaya çıkması gerekir. Sözle kınamak, mahkum etmek vb diplomatik edebiyatla halklar bir süre daha aldatılabilir ama Âlemlerin Rabbi Allah asla.

"Biz, onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah, doğru söyleyenleri ortaya çıkaracak ve yalancıları da ortaya çıkaracaktır." Ankebut/3

Sünnetullahın tahakkuk etmesinin bir şart da müminlerin imtihanı başarıyla vermesidir.

"İnsanlar, İnandık demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler" Ankebut/2

"Siz onları öldürmediniz, gerçekte Allah onları öldürdü ve attığın zaman da (oku) sen atmadın, gerçekte Allah attı. Kendi tarafından müminleri güzel bir imtihan ile denemek için (bunu yaptı). Şüphesiz, Allah işitendir ve bilendir" Enfal/17

Sabır, direniş ve dayanışma sünnetullahın tahakkukunun ayrı bir şartıdır.

"Ey iman edenler! Sabredin! Birbirinize direnişi tavsiye edin, dayanışma içinde olun (cihat için hazırlıklı olun) ve Allah'tan korkun, olur ki kurtuluşa erersiniz." Âl-i İmran/200.

Allah'ın vaadettiği zafere ulaşmak, Allah'ın yardımına mazhar olmak isteyenler bu vaadin şartlarını da yerine getirmeleri gerekir.

"Allah'ın öteden beri uygulanan kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın" Munafikun/8

Yukarıda bazılarına kısaca işaret ettiğimiz şartları yerine getiren müminlere zafer müjdesi verilmektedir.

"O halde gevşemeyin ve üzülmeyin, eğer gerçekten müminseniz, her zaman en üstün sizsiniz" Âl-i İmran/139

Yukarıdaki satırlardan çıkaracağımız sonuç şu ki, bu savaş bütün bir küfür cephesiyle   bütün bir müminler cephesi arasında devam edegelen bir savaşıdır.

Öyleyse her bir mümin bulunduğu şartları, sahip olduğu imkanları da nazara alarak vazifesinin ne olduğunu yeniden gözden geçirmelidir. Unutmayalım günümüz dünyasında cihad sadece savaş cephesinde bulunmakla sınırlı değildir. Hastalar ve özürlüler dışında kimse bu mücadeleden istisna tutulmamıştır; biri canıyla, biri malıyla, bir diğeri kalemiyle, beyanıyla ve... sahnede yerini almalıdır.

Ziya Türkyılmaz

YORUMLAR

Pargalı 8 saat önce
Eline yüreğine sağlık hocam.👋

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM