Bir defasında tv de Beyaz’ın programına bir çocuk konuk
olarak çıkmıştı. Beyaz’a, benim ve babam için güneş toplar mısın deşmişti. Güneşler
de yandı, kavruldu artık.
Müslime’lerin, Leyla’lariın, Eylül’erin ve ismini bilmediğimiz daha binlerce çocuk... Sadece rakam olarak önümüze düşen,
hikayelerini, en sevdiği yemekleri, nasıl konuştuklarını, ne hayal kurduklarını
bilmediğimiz ve hiçbir zaman bilemeyeceğimiz binlerce can...
Bu çocuklarımızın annesi, babasi, kardeşleri nasıl güneş
toplayıp yarınlara çıkacak?!!! Ölümün
bir şekli var, bu insanlar yıllardır hergün ölüyor. Ve ölmeye devam edecekler. Şeytanın
bile aklına gelmeyecek, günahlar icat ediyor insan oğlu. Şeytan bile artık
insandan korkup kaçıyor.
Bir evde, ecdadina güvenip aileni emanet etmeyeceksen, kime
edeceksin! Karını bırakıp ananın,babanın yanında askere gideceksin, baban
dediğin adam namusuna göz dikecek.Tecavüz edecek, üstüne birde çocuk dünyaya
getirecek. O da yetmeyecek günahın meyvesi olan çocuğa da tecavüz edecek!!!
Tabi burada bir tek baba değil, kadının da suçu var. Tecavüz
deyip mağdurları oynamaya çalışıyor kadın. Eşi askere gittiğinde zorla belki
birşeyler yaşanmış olabilir. Ama ondan sonra devam etmiş ki iki kiz çocuğu kayin babasi dediği şeytandan
dünyaya getirmiş.
Böyle bir babanı oğlu yedi parçaya ayırıp her bir parçasını
bir dağın tepesine fırlattığında devlet suçlu ilan edip ömür boyu hapse
tıkayacak. Ama böyle canileri bir kaç ay hapiste tutup halka unuturduktan sonra
serbest bırakıyor. Tıpkı Leyla kızımızın katillerini serbest bıraktıkları gibi.
Şeytanın bile korkup kaçtığı bu canilerle, gel de aynı
dünyada yaşa. Nasıl yaşayacaksak artık...
Böyle iğrenç bir dünyada yaşamak istemiyoruz artık.