- Dünyada en fazla zulme,
katliama maruz kalan halk Filistin halkıdır. Filistinlilerden daha fazla zulme
maruz kalan bir millet yoktur. 80 yıldır sahipsiz, dünyanın en güçlü
emperyalistlerine karşı direniyor.
- Toprakları işgal
edilmiş,
- Evlerinden atılmışlar,
- Sahip oldukları her şey
ellerinden alınmış,
- Dört nesildir katliama
maruz kalmışlar ama teslim olmamışlardır.
Allah-u teala Filistin
topraklarını ve Filistin davasını küresel bir imtihan vesilesi karar kılmıştır.
Safların ayrışması, hak-batıl cephesinin netleşmesi için bir vesiledir.
Filistin toprakları ve
Mecsid-ul Aksa birçok peygamberin ve üç dinin merkezi olmuştur. Bundan dolayı
küresel bir konuma sahiptir. Her muvahhidi ilgilendiren bir konudur.
Kudüs Gününün
hakikati
İşte Kudüs günü bu
küresel imtihanı ortaya çıkarmak için vardır. Kudüs Günü normal bir gün
değildir. Bir düşüncenin rengini belirleyen bir gündür. Bir yıllık mücadelenin
safını belirleyen bir gündür. Sadece bir gün ile sınırlı değildir bir yılı
yönlendiren, harekete geçiren bir gündür.
Dünyada bütün halklar
için henüz hak-batıl safı yüzde yüz belirlenmiş değildir; hak cephesi direniş
cephesi olarak hep sahne de var olsa da batıl cephesinde olan kafir, müşrik ve
zalimler saflarını belirlemiş olsalar da henüz yüzlerinde nifak perdesi olan Müslüman
tağuti rejimler ve münafıklar saflarını belirlememişlerdir.
Ayetin buyurduğu gibi, “İnananlarla
buluştular mı inandık derler. Şeytanlarıyla yalnız kaldılar mı şüphe yok ki
derler, biz sizinleyiz, biz ancak alay etmekteyiz.” Bakara/14
Bazılarının yüzünde henüz
nifak perdesi var. İki yüzlü ve münafıktırlar.
Halklarından korktukları
için henüz yüzlerindeki nifak perdesini korumaktadırlar. Batıl cephesi ile
ittifaklar, antlaşmalar ve birlik içindedirler. Bu ittifaklarının gereği olarak
maslahat icabı zahirde hak ve direniş cephesinin yanında olduklarını ve
savunduklarını söylerler. Amelde ise batıl cephesinin yanındadırlar.
İşte bundan dolayı,
- Kudüs günü bir sembol
ve simgedir.
- Mazlumların,
mustazafların hakkını savunmaktır.
- Zulme, işgale, katliama
karşı durmaktır.
- Irkı, inancı, milliyeti
ne olursa olsun insan onurunu savunmaktır.
Buradan batılılara
şunu söylemek istiyorum;
Sizler sözde Küresel
değerleri savunuyorsunuz,
- Her insanın Yaşama
hakkı olduğunu söylüyorsunuz, Filistinli insan değil mi?
- Her insanın Hak ve Özgürlüklere
sahip olması gerektiğini savunuyorsunuz, Gazzeli insan değil mi?
- Her yerde ve her kes
için Barış ve Emniyet olması gerektiğini savunuyorsunuz, Gazze’de neden yok?
- Bütün dünya ve
beşeriyet için Adalet diyorsunuz, Filistin ve Gazzeliler için adalet nerde?
Bu değerleri korumak,
yaşatmak bütün insanlığın görevidir ama Emperyal güçler bu değerleri dilde
söyleyip amelde ise tam tersini yapmaktadırlar.
Ey batılı beşeri
sistemler!
Toplumlar bu küresel
değerler için ayağa kalktığı zaman yapacak bir şeyiniz kalmayacak.
Ne yaparsanız yapın ne
kanun çıkarırsanız çıkarın ne kadar yasak koyarsanız koyun insanların
uyanmasını engelleyemezsiniz.
İnsanların vicdanları
uyanıyor, medyadaki dezenformasyon girişimler gerçekleri gizlemeye
yetmeyecektir.
Geçici ve kısa süreliğine
hakkın üstüne perde çekebilirsiniz ama gerçekleri ve hakkı yok edemeyeceksiniz.
Hak olan direniş cephesi muzaffer olacaktır.
Vesselam Aleykum.