Dünya Kudüs Gününün Hakikati

GİRİŞ: 28.03.2025 18:15      GÜNCELLEME: 28.03.2025 18:15
Rasthaber - Filistin davasının önemini anlamak için geçmişini ve geleceğini iyi analiz etmek gerekir.

- Dünyada en fazla zulme, katliama maruz kalan halk Filistin halkıdır. Filistinlilerden daha fazla zulme maruz kalan bir millet yoktur. 80 yıldır sahipsiz, dünyanın en güçlü emperyalistlerine karşı direniyor.

- Toprakları işgal edilmiş,

- Evlerinden atılmışlar,

- Sahip oldukları her şey ellerinden alınmış,

- Dört nesildir katliama maruz kalmışlar ama teslim olmamışlardır.

Allah-u teala Filistin topraklarını ve Filistin davasını küresel bir imtihan vesilesi karar kılmıştır. Safların ayrışması, hak-batıl cephesinin netleşmesi için bir vesiledir.

Filistin toprakları ve Mecsid-ul Aksa birçok peygamberin ve üç dinin merkezi olmuştur. Bundan dolayı küresel bir konuma sahiptir. Her muvahhidi ilgilendiren bir konudur.

Kudüs Gününün hakikati

İşte Kudüs günü bu küresel imtihanı ortaya çıkarmak için vardır. Kudüs Günü normal bir gün değildir. Bir düşüncenin rengini belirleyen bir gündür. Bir yıllık mücadelenin safını belirleyen bir gündür. Sadece bir gün ile sınırlı değildir bir yılı yönlendiren, harekete geçiren bir gündür.

Dünyada bütün halklar için henüz hak-batıl safı yüzde yüz belirlenmiş değildir; hak cephesi direniş cephesi olarak hep sahne de var olsa da batıl cephesinde olan kafir, müşrik ve zalimler saflarını belirlemiş olsalar da henüz yüzlerinde nifak perdesi olan Müslüman tağuti rejimler ve münafıklar saflarını belirlememişlerdir.

Ayetin buyurduğu gibi, “İnananlarla buluştular mı inandık derler. Şeytanlarıyla yalnız kaldılar mı şüphe yok ki derler, biz sizinleyiz, biz ancak alay etmekteyiz.” Bakara/14

Bazılarının yüzünde henüz nifak perdesi var. İki yüzlü ve münafıktırlar.

Halklarından korktukları için henüz yüzlerindeki nifak perdesini korumaktadırlar. Batıl cephesi ile ittifaklar, antlaşmalar ve birlik içindedirler. Bu ittifaklarının gereği olarak maslahat icabı zahirde hak ve direniş cephesinin yanında olduklarını ve savunduklarını söylerler. Amelde ise batıl cephesinin yanındadırlar.

İşte bundan dolayı,

- Kudüs günü bir sembol ve simgedir.

- Mazlumların, mustazafların hakkını savunmaktır.

- Zulme, işgale, katliama karşı durmaktır.

- Irkı, inancı, milliyeti ne olursa olsun insan onurunu savunmaktır.

Buradan batılılara şunu söylemek istiyorum;

Sizler sözde Küresel değerleri savunuyorsunuz,

- Her insanın Yaşama hakkı olduğunu söylüyorsunuz, Filistinli insan değil mi?

- Her insanın Hak ve Özgürlüklere sahip olması gerektiğini savunuyorsunuz, Gazzeli insan değil mi?

- Her yerde ve her kes için Barış ve Emniyet olması gerektiğini savunuyorsunuz, Gazze’de neden yok?

- Bütün dünya ve beşeriyet için Adalet diyorsunuz, Filistin ve Gazzeliler için adalet nerde?

Bu değerleri korumak, yaşatmak bütün insanlığın görevidir ama Emperyal güçler bu değerleri dilde söyleyip amelde ise tam tersini yapmaktadırlar.

Ey batılı beşeri sistemler!

Toplumlar bu küresel değerler için ayağa kalktığı zaman yapacak bir şeyiniz kalmayacak.

Ne yaparsanız yapın ne kanun çıkarırsanız çıkarın ne kadar yasak koyarsanız koyun insanların uyanmasını engelleyemezsiniz.

İnsanların vicdanları uyanıyor, medyadaki dezenformasyon girişimler gerçekleri gizlemeye yetmeyecektir.

Geçici ve kısa süreliğine hakkın üstüne perde çekebilirsiniz ama gerçekleri ve hakkı yok edemeyeceksiniz. Hak olan direniş cephesi muzaffer olacaktır.

Vesselam Aleykum.

 

 

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM