Peki Gazze’de durum neydi?
İsrail saldırılarının 5.ayında büyük bölümü kadın ve kız
çocuğu 2.3 milyon Filistinli perişan durumda.
Şimdiye kadar ruh hastası İsrailli askerler Haham’larının
talimatı ve dini öğretilerinin gereği olarak Gazze’nin her tarafını
bombalayarak 35 bin Filistinliyi öldürdü ve 80 bin kadarını yaraladı ya da
sakat bıraktı.
Konumuz ‘emekçi kadınlar’ olduğu için emeğin ne demek
olduğunu anlamak için gelin hep birlikte Filistinli emekçi kadınların
yaşadıklarına göz atalım.
Hem de tümüyle gerçeği yansıtmayan Uluslararası Af
Örgütü’nün 8 Mart’ta yayınladığı raporun bilgileriyle.
1- Ruh hastası İsrailli askerler her türlü
silahı kullanarak 9 bin kadını öldürdü.
2-Katil İsrailli askerler öldürdükleri 15 bin çocuğu
anasız bıraktı ve bir o kadar kadına çocuğunu kaybetme acısını yaşattı.
3- Üç binden fazla kadın kocasını kaybetti.
Savaş koşullarında bu kadınların kendi ve varsa çocuklarının yaşamlarını
sürdürmesi neredeyse olanaksız.
4- Evleri yıkılan ya da evlerini terk etmeye
zorlanan ve şimdi çadırlarda, yıkıntıların arasında hata açıkta yaşamını
sürdürmeye çalışan 2.2 milyon Filistinlinin 1.4 milyonu kadın ve kuz çocuğu.
5- Bu kadınların ezici çoğunluğu bırakın
yıkanmayı içmek için bile suyu bile zor bulmaktadır.
6- Kadınların ezici çoğunluğu adet dönemlerinde
bed yerine rastgele ve hijyen olmayan bez kullanmaktadır. Bu ise birçok
hastalığa neden olmakta ve adet bitiminde kadınların ezici çoğunluğu
yıkanamıyor.
7- Savaş döneminde doğum yapan yaklaşık 40 bin
kadının büyük bölümü sağlık koşullarının olmadığı ortamlarda doğururken
sezaryenle doğum yapmak zorunda kalan bazı kadınlar uyuşturulmadan doğum
yapıyor.
8- Doğum yapan kadınların ezici çoğunluğu yaşam
koşulları, bomba sesleri, uykusuzluk, yorgunluk, korku, stres ve benzeri
nedenlerden dolayı doğumdan hemen sonra sütleri kesiliyor. Birçoğu da kendisi
beslenemediği için çocuğunu emziremiyor.
9- Son zamanlarda yiyecek bulamayan kadın ve
çocuklar arasında açlıktan hastalanma ve ölüm haberleri gelmeye başladı. Bu
kadınların ezici çoğu Ramazan’dan ne sahurda ne de iftarda yiyebilecekleri bir
şeyler bulma şanı olmayacaktır. Göstermelik yardımlar bu kadın ve çocukların
çok azına yetmektedir.
10. Bu durum yalnızca Gazze’de değil işgal
altındaki Batı Şeria’da yaşanmaktadır. Son beş ayda iki bini kadın 7500
Filistinliyi tutuklayan, hapse atan ve türlü türlü işkence yapan İsrail
askerleri istedikleri zaman evleri basmakta ve özellikle kadınlara sürekli
korku yaşatmaktadırlar. İsrailli Hahamlar askerlere ‘Kadınları öldürün ki;
düşman çocuk doğurmasınlar’ telkininde bulunuyorlar.
Bunlar Uluslararası Af Örgütü raporu, benzeri kurumların
açıklamaları ve herkesin bildiği gerçeklerin bir özetidir.
‘Emekçi’ Filistinli kadınların beş aydır her dakika her
saniye yaşadığı acıları bir onlar bir de Allah bilir.
Detaylarını varın siz hayal edin.
Herkes 8 Mart’ı istediği gibi kutlayabilir ama Filistinli
kadınların acılarını bilmeyen, görmemezlikten gelen ya da en azından onlarla
duygusal dayanışma içinde olmayanlar kendi vicdanlarını sorgulamalıdır.
Elbette dünyanın her yerinde kadınlar eziliyor, baskı
görüyor, sömürülüyor, aşağılanıyor, dövülüyor, öldürülüyor ve her türlü kötü ve
iğrenç davranışlara maruz kalıyor ama Gazze’de ve genel olarak Filistin’de
durum çok farklı.
Filistin’de dini nedenler ve Siyonist ideolojinin
telkinleriyle dünyanın dört bir yanından Filistin’e gelmiş Yahudiler toprağın
gerçek sahibi Filistinlilere yönelik toplu katliam ve soykırım uyguluyorlar.
Hem de ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin desteği
ve Arap ve Müslüman ülke iktidarlarının bazen yardımı bazen de görmemezlikten
gelmesiyle.
Bunların hiçbiri Filistinli kadınların 8 Mart’ını
hatırlamadı. Oysa 8 Mart bir tek Filistin’de kutlanmalıydı çünkü gerçek ‘emekçi
kadınlar’ şimdi yalnız Gazze’de ve genel olarak Filistin’de varlar.
tele1