Hayıflanmak Değil, Hazırlık Zamanıdır

GİRİŞ: 31.07.2024 21:11      GÜNCELLEME: 31.07.2024 21:11
Rasthaber -  Bismillah 
“Yoksa sizden önce gelip geçmiş olanların başlarına gelen zorlukların benzerinin  sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız...?!” Bakara/214

Kendi ailesinden kırka yakın evladı ve yakın akrabasını şehid verdiği halde dimdik duran, şehadeti arzulayan, daha  şehadetinden  saatlerce önce İmam Hamanei ile yaptığı görüşmede “ Bir yiğit ölür  başka bir yiğit ayağa kalkar, İslam ümmeti ebedi kalacaktır” diyen İsmail Haniye gibi birine de zaten normal ölüm  değil şehadet yakışırdı.
İmam Hamanei bu büyük mücahidin şehadeti  münasebetiyle yayınladığı mesajda “intikamını almak ev sahibi olarak bizim görevimizdir” diyerek Siyonist rejime gereken cevabın verileceğini ortaya koydu ve ilgili kesimlerin görevini belirlemiş oldu.
Siyonist Rejim ve Batı Sulta Sistemi Allah’ın halis kullarından birini şehid etmekle geçici bir sevince kapılabilirler, ama  onların bu sarhoşluğu uzun sürmeyecektir, inşallah.
İçimizdeki kafir, münafık ve bağnaz kesimlerin başta İran olmak üzere Direniş Cephesini, dostlarını, misafirlerini korumakta aciz kaldığını ve intikam söyleminde zayıf, etkisiz tepkiler göstereceğine dair düşman propagandalara gelince;

1- Hamas’ın Siyasi Lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da iken  şehid edilmesi stratejik olmaktan ziyade sembolik bir  bir hadisedir. Bu, olayın  önemsiz olduğu anlamına gelmez elbet, ama düşman açısından, savaşın/direnişin seyrini  belirleyici bir yönü yoktur. Çünkü  bu cinayet Filistin direnişi başta olmak üzere bölgedeki  direniş ekseni üzerinde en küçük bir olumsuz etki bırakmayacak ve  tam aksine  direnişin azmini ve gücünü daha da artıracaktır. Olayın Direniş Ekseninin merkezi İran’da, başkent Tahran’da vuku  bulması sindirilmesi kolay bir hadise olmadığı için psikolojik yönü bakımından oldukça ağırdır.

2- Gerçek şu ki, terörist çeteler rejimi, Batının tüm sultacı güçlerini arkasına almasına rağmen yokluğa doğru  hareket ettiğinin farkındadır. Bu kesin sonu engellemek için her yola başvurmaktadır. Siyonistlerin son 24 saat içerisinde Lübnan, Irak, Suriye ve İran’da başvurdukları terörleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

3- Terör ile savaşı karıştırmamak gerekir.  İlan edilmemiş de olsa tarihten gelen bir örfle  savaşın kuralları vardır. Şehid İsmail Haniye’ye yönelik saldırı bir devlet terörüdür ve bu yöntem varlığı gayri meşru olan Siyonist rejime mahsustur. Şehid Haniye resmi bir devlet makamıdır ve başka bir ülkenin resmi konuğudur. Böyle bir cinayete  başvuran rejim belli ki varlığını tehlikede gördüğü için  her türlü çılgınlığa başvurmaktan çekinmiyor ve  mevcut uluslararası  düzenin kurucusu ve koruyucuları iddiasında  olanlar da bu cinayeti onaylıyor. 

4- Sulta sisteminin son terör  saldırıları bir tür teknolojik üstünlüğün göstergesi olup savaş meydanındaki yenilgilerini örtbas etmeye yöneliktir. Yapay zeka da dahil en son bilimsel- teknolojik  buluşları  askeri ve istihbarat alanında  kullanan Batı emperyalizmi tüm ahlaki değerlerini ayaklar altına almış bulunuyor.

5- İran’ın teknolojik, askeri, ekonomik ve medya gücü bakımından  Batılı sultacı güçlerle karşılaştırılamayacağı açıktır. Ama aradaki orantısız güce rağmen hiç bir zaman teslim olmamış, kendisi teslim olmadığı gibi bölgedeki direniş bileşenlerini de desteklemekten çekinmemiştir. Geçen bu süre içerisinde askeri ve teknoloji alanında  önemli ilerlemeler kaydeden İran eskisine göre daha bir dik durmakta, her geçen gün dostlarına umut ve düşmanlarına korku vermektedir. Bundan 40 yıl öncelerde  dikenli tel bile üretemeyen İran bugün sivil alanda nükleer ve nanoteknolojiyi elde ettiği gibi askeri alanda beş bin kilometre menzilli güdümlü, balistik ve süpersonic füzeler  ile en modern  SİHA'lar, tanklar, uçaklar ve hava savunma sistemleri üretecek düzeye ulaşmış bulunuyor. Yakın bir gelecekte Batının sultacı güçleri ile aradaki  mesafeyi kapatacak çabalar içerisindedir. Bunun farkında olan şeytani güçler nihai karşılaşmayı öne çekmeye çalışmaktadırlar.

6- İslam İnkılabının zaferinden beri defalarca doğrudan askeri saldırılara, iç karışıklıklara,  binlerce terör operasyonuna ve en ağır  ambargolara  maruz kalmasına rağmen durmadan güçlenen ve bölgedeki kurtuluş hareketlerini organize eden, destekleyen İran’ın  bu duruşu Batılı sultacı güçler tarafından  tahammül edilecek gibi değildir. Bunun için de  İran ve dostları, müttefikleri bundan sonra da amansız saldırılara  maruz kalacaklardır. Bu mücadele hiç kuşkusuz taraflardan birinin yenilgisiyle sonuçlanacaktır. Hak cephesinde yerini alanlar hakkın batıla, mazlumun zalime galip geleceğine kesin olarak inanıyorlar.

7- Hak cephesinin safları her geçen gün daha bir netleşmektedir. Rusya ve Çin gibi  güçlü devletler her ne kadar menfaatleri gereği Direniş Ekseniyle bazı konularda işbirliği yapsalar veya rakipleri olan Batı emperyalizminin cinayetlerini kınasalar da asla zalimi/caniyi engellemeye yanaşmazlar. Ve yine uğursuz varlıklarının devamını Batı Sulta Sistemine yaslanmakta, onlarla işbirliğinde gören İslam ülkelerine tahakküm eden rejimlerin çoğu da batılın/Batılıların saflarında yer almaktadır. Çarpık İslam çizgisinde ısrar eden bağnaz Müslümanlar ise kıskançlıkları yüzünden isteyerek veya anlamadan batıl güçlerin çizgisinde hareket etmekteler. Umut edilir ki geç olmadan bu inatlarından döner ve İslam düşmanlarına gönüllü hizmetçilikten  vazgeçerler.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında Direniş Cephesi dostları bilmelidirler ki, gün geçtikçe şiddetlenen bu mücadele önümüzdeki aylar ve yıllarda daha geniş çapta ve daha zor şartlarda devam edecektir.  Batı’nın ve temsilcisi Siyonist rejimin son terörleri ve zahiri psikolojik üstünlük kurma manevraları müminleri asla yeise düşürmemelidir. Zaman hayıflanmak, yeise kapılmak zamanı değil hazırlanmak, zaafları/eksiklikleri gidermek, gerçeklerle yüzleşmek ve mücadeleye bilenmek zamanıdır.

Esselamu ela menittebe’l huda/ Hidayete tabi olanlara selam olsun.

Ziya Türkyılmaz

YORUMLAR

Haci Bayazit 3 ay önce
Allah’ın sonsuz rahmeti üzerine olsun. İsmail Haniye en son Hakan Fidan ile görüşmüş; yani korunmasında zaviyetin zemini oluşuyor; zira, H.Fidan üzerinedir milyonların ahı vebali vardır. Devlet erkani ile İstihbarat birimlerinin dikkatine. Allah’ın verdiği ömür uzamaz kısalmaz; ama gelişmenin yaratılışı hakkın mücadelesinin şehadet ile mükafatı zalimin cezalanması insanların uyanmasına zemin hazırlar. Atlantik cephesindeki bütün gelişme Erdoğan rejimi ile Batini uzantılıdır. Natulyahu hükümeti yıkılınca Natulyahü tutuklanıyor; Erdoğan‘da hükümet‘den düşünce soykırımdan yargılanacak; ABD UCM’ine yaptırım uygulamaya kalkıyor; UCM bizim içinde yakalama kararı çıkartır; korkusu ile.Dünya maneviyat ve adalet yörüngesine girdi dünya halkı mehdeviyete hazırlanıyor; insanları islamdan sapıtan şeyanın 20 civarında yardımcı hizbinin Kıblesi ABD/İsrail doğası gereği çöküşün telaşı ve paniği içerisinde. Bundan dolayı ABD UCM‘e yaptırım uygulamaya kalkıyor; rejimlerinin cılkı çıktı. Allah’ın selamı üzerine olsun Seyyid H.Nasrullah’ın tesbiti ile ABD’yi yönlendiren 3 Gurup vardır; Petrol Şirketleri, Silah Endüstriyel şirketleri, Hiristiyan ve Yahudü Siyonist hiziptir. İslamın en büyük düşmanı munafık siyasal islamcılar siyonist Hiristiyan ve Siyonist yahudünün yumurta ikizi büyük Braderi oluyor. Türkiye’de son derece dine saygılı islam coğrafyası ile bölge ve dünya‘da asla fitne çıkarmayacak tam bağımsız sosyal demekrot bir hükümet kurulması ile en fazla 5-10 sene içerisinde ABD bölünüp işgalci İsrail çöker. İslam Coğrafyası ve dünya üzerinde rahmet ve bereket bulutları İlahi Vaadi‘n gereği oluşur. Bu vesile ile Hüseyni direniş cephesi ile zalime karşı mazlumun yanında olan anti emperyalist insanlar insani vasfın gereği en azından imanın en zayıfı ile Kalben Süfyanı tayfasına Buğz etmeli… kalbi gönlü bütün duyu kapıları kapalı olmalı. Haci Bayazit 31.07.2924

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM