Olayın içerdeki yönü elbette sloganların yükselmesi ile aşikar
oldu. İstek belliydi. 'rejim değişikliği ' Tüm protestolarda söylem aynıydı.
Düşündükçe daha da çelişkili gelen bu söylem elbette meydanda da tutunamadı.
Biz bu hikayeye çok da yabancı değiliz. Tek bilinmeyenli
denklem gibi bir şey. Batı Asya'da ABD-İsrail karşıtı hangi ülke varsa o
ülkenin içerideki temel dinamikleriyle oynayıp, karışıklığı destekleyip,
silahlandırıp iç savaşa sürüklemek ve kendi oluşturdukları iç savaşı yine kendi
deyimleri ile "demokrasi götürmek " adına NATO'nun devreye girmesiyle
bastırmak suretiyle o ülkeyi sömürmek. Bilinmeyen kim mi? Amerika!
Suriye bunun için çok yakın bir örnek. Nasıl başlamıştı
olaylar hatırlayın; güya bir ilkokul öğrencisi duvara Doktor gitmeli
yazmıştı... Hatırlar mısınız bilmiyorum o günlerde Beyaz Baretliler’in
profesyonel oyunculuğu ile sessiz sakin Halep sokaklarında sahte bir devrim
ateşi yakılmıştı.
İran, bölgede NATO toprağı olmaması ve aynı zamanda direniş
ekseninin güçlü bir ülkesi olması bakımından lider konumda. Ayrıca ABD hiç
olmadığı kadar sıkışmış durumda. Nükleer Anlaşmadaki çıkmaz, Seyfül Kudüs’ten
sonra İşgal rejiminin düşüşü, Afganistan başarısız geri çekiliş, IŞİD’in sönüp
gidişi, Arap Birliğine dönüş yolunda bir Beşar Esad, Nasrallah’ın Kariş çıkışı…
Burası bir ışık yakması anlamında kafi diye düşünüyorum.
Gelelim olayın gerçekten olay ile ilgili kısmına. Allah
rahmet eylesin Mehsa Emini'nin otopsi raporunda darp olmadığı kanıtlandı.
Ayrıca beyin ameliyatı geçmişi var. Tüm bunlar kanıtlandı ve kamuoyuna sunuldu.
Kesin olarak bilinmekte ki hedef alınıp darp edilmesi söz konusu değil. Mehsa
Eminin babası kızının adının protestolarda kullanılmamasına söyledi. İran
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile de bir telefon konuşması gerçekleştirdi.
Peki tüm bunları Batı ve Türkiye basını bilmiyor muydu!?
Elbette biliyordu. Ama işler böyle yürür. Protestolar barışçıl değildi. İran'a
canım feda diyerek İran bayrakları yaktılar, tesettürlü 3 sivil kadına ve
onlarca ambulansa saldırdılar. 6 Besic’i şehit ettiler. Şah’ı geri istiyoruz
diyen bir demokrasi çıkışı duydunuz mu daha önce? Şah ve demokrasi… Şah ve
insan hakları… NATO ve barış götürmek gibi oldu değil mi?
Bu süreçte Türkiye basınında çok fazla yalan haber gördüm.
Halkın sözcüsü olduğunu iddia eden bir gazete Mehsa Emini'nin babası ağzından
yalan bir haber yazmıştı. Bu sadece biri. Direkt uydurma haber... Daha sonra
İran kavruluyor haberleri falan. Herkes sanmış ki İran alev alev. Daha
yaşadığım şehrin alışveriş merkezine gittim ve oldukça kalabalıktı. Olayların
başladığı ilk günden beri değişen pek bir şey yok birkaç şehrin meydanındaki
80-100 kişilik protestolar dışında. Yaşadığım mahallenin parkında oyun oynayan
çocukların sesleri yükseliyor. Dükkanlar işliyor, yaşam devam ediyor.
İnternet evet bir süre kısıtlamalı devam edecek. Bunu da
saklamıyorlar. Basın açıklaması yapan bakan bizzat kendisi söyledi. Telefon
şebekesi çalışıyor. WhatsApp ve Instagram kısıtlı sadece. Diğer internet
hizmetleri devam ediyor.
İran'dan bildiriyorum. Her şey yolunda, isyancılar
bastırıldı. Halk geçtiğimiz cuma sokağa dökülüp İslam inkılabı’na ve İslam
İnkılabı Rehberi Hamanei 'ye bağlılığını ilan etti. İnkılabı destekleyen
yürüyüşler Cuma’dan beri devam ediyor. Milyonlardan bahsediyorum. Bizzat
şahitlik ediyorum.
Sena Kılınç