Kimlik: toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirtiler,
nitelikler ve özelliklerle, bir kimsenin belirli bir kimse olmasını sağlayan
koşulların, onun kişiliğine ilişkin özelliklerin tümü, bir insanın kim
olduğu. Kimlik kişini toplumda etiket
olarak sahip olduğu görsel tanım. Irksal, mesleki, sosyal vb. tanımlamalar.
Mesela: Doktor, Patron, Türk, Alevi, Avukat, Artist vb. gibi.
Kişilik:
kişinin kendine göre bir ayrılığı, belirgin bir
özelliği olması durumu, kişinin özyapısına uygun kendine özgülüklerin tümü.
Kişiye, insana yakışacak tutum ve davranış. Kişilik kişini sahip olduğu ruhsal
kimliktir. Örnek verirsek; Hayvan gibi, cin gibi, canavar gibi, melek gibi,
insan gibi, vb.
Bir
insanın çocukluk çağı, ergenlik çağı, olgunluk çağı ve seniör (yaşlılık) çağı
vardır. Kişilik anne karnında başlar ergini çağına kadar kendini oluşturur ve
olgunluk çağında ise kendini tamamlar. Bu zaman diliminde insan-ı takip edende
asli tek bir kişiliği vardır. Bilindiği
üzeri Allah'ın yeryüzündeki halifesi İnsan olduğudur. (Bakara 2/30;
En'âm 6/165; Yûnus 10/73; Neml 27/62; Fâtır 35/39; Sâd 38/26). İnsanın Allah'ın
yeryüzündeki halifesi konusunu daha önceki yazılarımızda detaylı açıklamıştık
tekrardan girmeyeceğim.
İnsanın
kimliğini oluşturan parametreleri nelerdir? insanın kimliği oluşturan 5 ana
faktör(parametre) vardır.
1-)
Tarihsel yapısı
2-)
Sosyolojik yapısı
3-)
Biyolojik yapısı
4-)
Çevresel yapısı
5-) Sevgi
(Aşk). İnsanın kişiliğindeki en önemli parametresidir.
İnsan
dünyaya geldiği andan itibaren bu 5 yapıyla devamlı olarak içi içe yaşar,
hayatı bu 5 yapı için de gelişir ve
şekil alır, 5 faktör/ parametre/ yapı insan hamuruna şekil veren kalıplardır.
Tarihsel
yapı: Her toplumun kendine has bir tarihsel yapısı
vardır bu yapıya doğduğu toplumda sahiplenir ve onula buyur kendine yön vermeye
çalışır. Fakat insan tarihsel yapısını değiştirebilir. Bugün Avrupa'ya göç eden
ailelerini çocukları 2. nesil kendilerini tarihsel olarak belirlemede anneleri
ve babaları gibi görmemektedir ve tarihsel yapıları değişmiştir.
Sosyolojik
yapı: İnsanların bulunduğu toplumlarda ki sosyal
ilişkileri, bulundukları toplumun yapısıyla şekillenmesi; kültüreler &
moda, toplumsal alışkanlıklar. Buna ekleyebileceğimiz en büyük yenilik sosyal
medya. İnsan, sosyolojik yapısını da aşabilmekte ve değiştirebilmekte. Nesilden
nesille değişen yaşayış tarzı.
Biyolojik
yapı: İnsanın cinsiyetini belirleyen biyolojik yapı ki
bu hem cinsiyet hem de cinsiyetin özelliklerinden oluşan yapı ki
toplumlarımızda belirgin olarak kendini göstermekte. Bugün insanlar biyolojik
yapıyı da aşabilmekte toplumlarımızda bunu da görmekteyiz. Kadınlaşan erkeler
ve erkek gibi görünmeye çalışan kadınlar.
Çevresel
yapı: İnsanların bulunduğu bölge/yöreden ötürü aldığı
yapı. Örnek; dağda yaşayanların dağcı, deniz kenarında yaşayanların balıkçı,
ovada yaşayanların çiftçi olması gibi. İnsanlar göç ederek çevresel yapağıda
aşabilmekte.
İnsan,
kimliğini oluşturduğu yukardaki saydığımız etkenleri değiştirebilir fakat
insani kimliğini temel taşı olan ve kişiliğini belirleyen en büyük etken ise sevgi
& Aşk'tır.
Sevgi
(Aşk): İnsanların ana (öz) yapısı olan bu özelik,
hakimiyetinin insan elinde tutamadığı ve kontrol edemediği en etkin yapısıdır.
Bu yapımızı şehvet duygusuyla katiyen karıştırmayalım. Şehvet & temele
arzularımız oluşturan duygularımız genel manada acıkmak ve susamak gibi gelip
geçicidir ama aşk (sevgi) kalıcı ve biz aşan bir güçtür. Bariz bir örnek vermek
gerekirse: yolu karşıdan karşıya geçerekken hızla gelen arabayı göremeyen bir
çocuğu hayatı pahasına kendisini arabanın önüne atarak çocuğu kurtarmak için
tehlikeye atmasıdır, daha açık söylersek sevgi karşılık beklemeden vermektir,
sevgi, kalpte ki rahmeti, lütuf (fazileti) ağcını büyütmek, beslemektir. Hz.
Yunus Emre'nin dediği gibi “Beni bende demen, ben de değilim. Bir ben
vardır bende, benden içeru. Senin aşkın beni benden alıptır. Ne şirin dert bu,
dermandan içeru” Bizler içimizdeki o beni tanımamız ve de onula uyum
içinde (bir) olmamız gerek.
Bizim
kişiliğimizi oluşturan en büyük etken sevgidir. Sevgiyi kaybetmek, bulamamak,
hafife almak, içimizdeki ana dinamizmi güçlendirmemek veya yanlış yönlendirmek
bizlerin hep başkalarına benzemeye çalışırken kendi kişiliğimizi oluşturmaktan
uzaklaştırır. Mesela bir konfeksiyoncunu
kendi markasını üreterek değildi farklı tanınmış markaları üreterek &
yaparak hayatını kazanması gibi.
Sevgi
& Aşkı nefsani arzuları tatmin etmekle karıştırmayalım. Nefsani arzularımız
hayvanlardaki yaşamsal gereksinme arzularını tatmin etmek gibidir. Fakat insan
kendi hayvansal arzularına hâkim olması hür olmasını sağlar. Hür insan, hayvansal
arzularını insancıl yapar. Onun içindir ki sevgi & aşk, bir kişinin
karşılık beklemeden kendi arzu ve isteklerini (çıkarlarını) rağmen herhangi
kimlikte olursa olsun nefsani dürtülerine rağmen hür seçim yapabilmesidir. Öfkelendiğinde öfkesini dizginlemek,
Çıkarından önce Adaleti korumak, Kibir ve benciliğin yerine alçak gönüllü ve
fedakâr olabilmek, vb. Bunlar insanın
kişiliğini yücelten değerlerdir.
Dünya,
gelişen teknolojiyle bir köy halini alsa da insanlar kendi içlerindeki o sevgi
gücünü keşfedemezler ve güçlendirmezlerse hayvansal arzu ve isteklerine teslim
olurlar. Kendilerine hükmedemezler, rüzgârda savrulan bir yaprak misali
yalpalanır dururlar ve Kimliksizlik bir kimlik olur, kişilikler oluşmaz ve tek
tip olurlar.
Toplumsal
& sosyal hayata kişiliği belirlemek için oluşturulan bir teste “Big Five”
“OCEAN” (Okyanus)
Tecrübeye açıklık
·
Yeni tecrübeleri açıkmısınız?
·
Hayal kurabiliyor musunuz?
·
Yeni uğraşıları edinmeyi seviyor musunuz?
İş
bilinci & Ahlaki
·
Siz düzenli misiniz?
·
Plan ve düzeni kendiliğindenliği mi tercih edersiniz?
·
Liste tutuyor musunuz?
Dışadönüklük
·
Başkalarıyla vakit geçirmekten hoşlanıyor musunuz?
·
Herkesin dikkatini çekmeyi sever misin?
·
Başkalarıyla sohbete yapıyor musunuz?
Uyumluluk
·
Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne
koyuyormusun?
·
Genel olarak başkalarına güvenir misin?
·
İnsanların rahat etmesini sağlıyor musunuz?
Asabiyet
·
Kolayca endişelenme eğiliminde misiniz?
·
Kolayca
gergin olurumsunuz?
·
Değişken bir ruh haliniz var mı?
Kimlik oluşumu,
yazımızın girişinde belirttiğimiz parametreler doğrultusunda geliştiği için
Batından bir farkı yoktur. Fakat bizim kültürümüzdeki kişilik anlayışıyla batının
sunduğu kişilik anlayışı farklıdır. Bizler normalde “Halife-tu Allah” (Allah'ın
halifesi) inancı doğrultusunda kişilik ve kimlik oluşturmaya çalışırız. Fakat
Müslümanların bugünkü halleri tam bir çelişki ve karmaşadan ibaret “kimliksizlik
bir kimlik, Çelişki, doğal bir kişiliğimiz olmuştur” bu bağlamda tam
anlamıyla kolayca yönlendirilen bukalemun gibi her şekille girebilen toplumlar
olmuşuz.
Mustafa
Kemal TASPINAR
10 Ekim
2022