Bismillahirahmanirahim
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ
(Hucurat-13)
Kimlik ve kişilik kavramlarını daha önce ele almıştım (https://rasthaber.com/A215704). Burada üzerinde durmak istediğim ana nokta, insan olmanın
bir kimlik ve kişiliğin asıl temeli olduğudur. Eğer bir kişi “insan” olamamışsa, kimliğinin ya da kişiliğinin bir değeri
yoktur. İnsan olabilmek, diğer tüm varlıklardan ayrılan en önemli özelliktir.
Her kültür ve inanç sistemi, insan olma kavramını merkeze
alır. Bu değerler, ilahi temellere dayanan evrensel ahlaki prensipler üzerine
inşa edilmiştir. Ancak mesele şudur: İnsanlık bu değerlere ne kadar uymaktadır? “İnsanlardan öylesi var ki, hiçbir gerçek bilgiye dayanmaksızın Allah hakkında
tartışır durur ve işi gücü bozgunculuk olan her azgın şeytanın ardına düşer.”
(Hac-3)
İnsan ve Yapay Zekâ Farkı, Günümüzde
sıkça sorulan bir soru şudur: “Yapay zekâ insan gibi düşünebilir mi?” Yapay zekâyı insanla kıyaslamak büyük
bir yanılgıdır. Çünkü insanın tarihsel, kültürel, biyolojik, sosyal ve duygusal
gelişim süreci yüzyıllar boyunca şekillenmiştir. Yapay zekâ ise bu birikimin
analiz edilip kendisine yüklenmesiyle oluşur.
Yapay zekâ bilgiye hâkim olabilir, büyük hafızaya sahip olabilir, hatta birçok işi insandan iyi yapabilir. Ancak bu onu insan yapmaz. Çünkü insan olmanın en belirgin özelliği, kendi iradesiyle karar alabilmesi, duygularıyla hareket edebilmesi ve bazen hata yapabilmesidir. “İnsan, hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan çok acelecidir!” (el-İsrâ, 11)
İtaat ve İsyan, Kur’an’da Hz. Âdem
kıssasında anlatıldığı gibi, melekler Allah’ın emrine eksiksiz itaat etmiştir. İblis
ise kibirlenerek secde etmeyi reddetmiştir. Bu olay bize itaat, isyan, bilgi ve
hikmet arasındaki ilişkiyi gösterir. Bilgiye sahip olmak, ancak doğru niyetle
(hikmetle) birleştiğinde değer kazanır.
İblis, bilgisine ve konumuna rağmen kıskançlık ve kibirle hareket etmiş, insanın zaaflarını bildiği için onu küçümsemiştir. Ancak Allah insana, diğer birçok varlıktan üstün bir şeref vermiştir “Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık,….. ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık.” (İsrâ, 70).
İnsan Olmanın Şartı: Takvadır, İnsanı değerli kılan en önemli özellik takvadır. Takva, Allah’ın emirlerini
yerine getirmek, yasaklarından sakınmak, her hâlde O’na sevgi
ve saygıyla bağlı kalmaktır. Kur’an’da takva
sahipleri; adaletli olan, sabreden, öfkesini yutan, affeden, iyilikte bulunan,
tevbe eden ve Allah’ı çok zikreden kişiler olarak tanımlanır. “Allah’a tam
teslim olmuş erkekler ve Allah’a tam
teslim olmuş kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, İslâm’ın emirlerine
itaate devam eden erkekler ve itaate devam eden kadınlar, bütün söz ve davranışlarında
dürüst ve yalandan uzak erkekler ve dürüst ve yalandan uzak kadınlar, sabreden
erkekler ve sabreden kadınlar, Allah’a karşı saygılı
ve alçakgönüllü erkekler ve Allah’a karşı saygılı
ve alçakgönüllü kadınlar, Allah yolunda muhtaçlara harcamada bulunan erkekler
ve harcamada bulunan kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,
iffetlerini koruyan erkekler ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çok
zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar: işte bunlar için Allah, hem
bir bağışlanma hem de pek büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
(Azhap-35)
Takva sahibi olmayan insan, yönsüz bir yaprak gibi esen rüzgarın
yönünde savrulur. Takva sahibi olan ise köklü, sağlam ve meyve veren bir ağaç gibidir.
“Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel söz, kökü
(yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (O ağaç), Rabbinin
izniyle her zaman yemişini verir. (İşte) Allah, öğüt almaları için insanlara böyle
benzetmeler yapar.”(İbrahim, 24-25).
İnsanın
Farkı, Şeytan ile insan arasındaki en büyük fark, insanın hata
yaptıktan sonra tevbe edebilmesidir. Hz. Âdem, hatasını anlayıp tevbe etmiş,
Allah da onu affetmiştir.“Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da)
tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.”
(Bakara-37)
Şeytan ise kibirle ısrar etmiş, af dilemek yerine insanı saptırmayı
hedeflemiştir. “(İblis):
"Onların yeniden diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver" dedi.”
(Araf-14),
Sonuç
Irk, cinsiyet, renk, maddi güç, mevki, millet veya inanç,
insanın kimlik unsurlarındandır; ancak Allah’ın halifesi olmak için asıl
gereken insan olmayı bilmektir. Bu da sevgi dolu, Allah’ı zikreden, merhametli
bir kalple mümkündür. “İyi bilin ki, hayırlı son, kalpleri Allah’a saygı ile
dopdolu olup günahlardan sakınan ve ilâhî buyruklara uyanların olacaktır.” (TaHa-132).
Bir kimliğin ana temeli, “Rabbim
Allah’tır” diyerek bu inanç üzere yaşamak ve kişiliğini bu
temele oturtmaktır. İşte bu, insanı Allah katında değerli kılan kimliğin ana
temeldir. “İyilik,
yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin
yaptığıdır ki; Allâh’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere
inanır. (Allah rızâsını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara,
dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar; namaz kılar, zekât verir. Antlaşma
yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında
sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Takvâ sahipleri (müttakîler)
ancak onlardır.” (el-Bakara, 177),
Mustafa Kemla TASPINAR
11 AGUSTOS 2025