Yaklaşık altı aydır Gazze’de İsrail rejiminin başlattığı
SOYKIRIM neticesi ile dünyanın tüm milletlerinden ve farklı inanç ve
coğrafyalar da milyonlarca insan kendini sorumlu hissederek Filistin bayrakları
sallayarak, Filistin kefiyesi takarak çeşit çeşit başyapıt sayılacak şarkı,
ezgi ve sloganlar ile KUDÜS davasına dolaylı dolaysız destek veriyorlar.
Aylardır bütün dünyada hemen hemen her gün KUDÜS günü gibi
kutlanıyor ve artık bu özellikle batı toplumlarında bu aktivist eylemler ve
kitlesel duyarlılık haline geldi.
Öyle ki yıllardır Müslümanların yaptıkları KUDÜS günü
etkinlikleri batı toplumlarının duyarlı insanlarının yaptıkları eylemlerin
yanında sönük kalıyor. Belki de 45 senedir Müslüman ülkelerde yapılan KUDÜS
günü etkinliklerinin toplam oluşturduğu farkındalığın binlerce kat fazlası son
üç dört ayda dünya kamuoyunda oluşmuş durumda.
Bu çok güzel bir şey inanılmaz bir durum ama bunu maalesef
Müslümanlar sağlamadı. Çünkü Müslümanların geneli asla ve asla KUDÜS konusunda
Avrupa, Amerika, Kanada sokaklarında eylem yapan batılı aktivistler kadar
SAMİMİ olamadılar.
Batılı insanlar işinden, evinden, eğitiminden, ailesinden
diğer meşguliyetlerinden zaman ayırarak her gün GAZZE eylemlerine katılmayı
kendilerini mecbur hissediyorlar adete buna FARZ bir ibadet gibi riayet
ediyorlar.
İnsani, fıtri temiz duygular ile çıktıkları bu yol onlarda
açılım ve dönüşümlere sebep oluyor ve inanılmaz şekilde İslam’a ilgi duyan,
Kur’an okuyan, ayetleri kırk yıllık Müslümanların algılayamadıkları bir şekilde
çok doğru anlayıp tefsir eden onlarca, yüzlerce insanların hikayelerine tanık
oluyoruz. Bu dönüşüm ve ilgi bize umut verirken bir yandan kendi
toplumlarımızda gaflet ve sekülerleşme ve yozlaşmanın sonucu Kudüs davasına
olan ilgisizlik de canımızı yakıyor ve kalbimizi derinden kırıyor.
Ben şahsım olarak bıraktım klasik tefsirleri okumayı bu
halde olan batılı gençlerin Kur’an ayetlerini okuyup tefsir etmelerini ilgi ile
takip ediyor ve derin haz ve mutmainliğe erişiyor ve sayelerinde Kur’an’ın
özüne doğru hakikat dolu bir seyahat yapıyorum. Demek ki temiz kalmış fıtrat
temizlenmeye çalışılandan çok daha basiretli ve aydın imiş.
Birçok Müslüman ülkede olduğu gibi bizim ülkemiz Türkiye’de
de Kudüs ve Gazze davasına ilgi ve katılım maalesef çok çok az ve yıllar
geçtikçe de arması gereken ilgi azalıp küçülüyor. Bunda 22 yıldır iktidarda
bulunan sözüm ona İslamcı partinin İslamizasyon politikası ile başkalaştırdığı,
pasifleştirdiği ahmaklaştırdığı bir kitleye nihayetinde dönüşmüş olmamızın
büyük payı vardır. Öyle ki ekonomik ve siyasi krizlerin ağırlığı ile bir
şeylerin farkında olmayarak yaşam mücadelesi veren bu halkın dışında ömrü İslamcılık
ile geçmiş meydanlarda sokaklarda öncü olmuş bilinçli aktivist ağabeyler bile
bugün KUDÜS günü bilinçlerini statükonun, muhafazakar hakimiyetin nimetlerine
heba etmiş ve adeta SARAY YENİÇERİLİĞİNİ kendilerine vazife edinmişler. Dün
HİZBULLAH sloganları atan ve kendilerini HİZBULLAHİ diye tanıtan bu abiler
bugün meydanlarda HİZBULLAH bayrağını indirmek için çaba gösterip mücadele
ediyorlar. Sorunca “Söz verdik Türk bayrağı ve Filistin bayrağından başka
bayrak olmayacak” diyorlar. Kime söz verdiysen Allah’a verdiğin sözden
DİRENİŞ’e ve REHBER’e verdiğin sözden evla demek ki?
On beş, yirmi sene önce belki bu gerekli idi ama bugün
bilhassa 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ile birlikte gerek İran İslam
Cumhuriyeti’nin gerekse HİZBULLAH’ın KUDÜS davası için yaptıkları savaş
verdikleri mücadele ve fedakârlık AŞİKAR olmuştur. Artık saklamak değil İLAN
etmek ve hakkı İADE etmek zamanıdır. Yıllarca bu haklılığı GİZLEYEN görmezden
gelen FAŞİST, MİLLİYETÇİ VE MEZHEPÇİ karakterlerdi ve onların HİZBULLAH’A ve
onun BAYRAĞINA nefret ile bakmaları olağandı. Tahammül edemez ve meydanlarda
eylemlerde bu nefret ve kinlerini belli eder ve bu bayraklara tepki verirlerdi.
Bu gün İrancı, Humeynici, Direniş yanlışı diye anılan bu abeyler adeta bu gün
meydanlardan bu karakterlerin görevlerini üstlenmişler gibi.
Bu gün HİZBULLAH sahada Siyonizm ile savaşıyor ve İSRAİL her
fırsatta Hizbullah’a ve onu destekleyen İran’ a saldırılar düzenliyor ve onları
daha derin bir tuzağa çekmeye çalışıyor. Daha iki gün önce Suriye’de İran
elçiliğine saldırı düzenleyen İsrail Kudüs Ordusunun kıymetli bir komutanını
ŞEHİD etti. Dünya mazlumları, mustazafları ve anti emperyalist anti Siyonist
direnişçilerini bu durum çok çok üzdü..
İsrail, HİZBULLAH
bayrağını semalardan indirmeye çalışıyor. Bizim ülkemizde kendilerine
Hizbullahi diyen bir takım zevat da sanki İsrail ile bir olmuş gibi
meydanlardan HİZBULLAH BAYRAKLARINI indirmeye çalışıyor. Nedense bu menfur
eylemi yapan arkadaşlar geçen seneler Ankara’da bütün direklere asılan İSRAİL
bayrakları için böyle bir tepki göstermemişlerdi..
Bütün dünyada yeşeren KUDÜS bilinci bizim ülkede yıllardır
düzen ile muhafazakar anlayış ile bağlarını bir türlü koparamayan camianın
AĞABEYLERİ sayesinde geriledikçe geriledi. Bugün Kudüs günü etkinlikleri
İSTANBUL’ da iki ayrı mekanda iki ayrı saatte iki ayrı yakada yapıldı. Maalesef
ki daha düne kadar KUR’AN yakılma eylemleri ile anılan İSVEÇ’teki yapılan
GAZZE, KUDÜS eylemindekilerin yüzde biri kadar insan bir araya gelemedi.. Çünkü
bu işin fikir babalığını yapanlar, öncülüğünü yapanlar, meydanlarda en ön
saflarda boy gösterenler statükoya eklemlendi ve sarayın YENİÇERİLERİ olmayı
kendilerine vazife edindiler.
FATİH BİLGİN