TALUT’tan Günümüze -3

GİRİŞ: 16.03.2023 15:04      GÜNCELLEME: 16.03.2023 15:04
Rasthaber -    Ne gariptir, İslam’ın izzet ve şerefle ödüllendirdiği Müminlerin mercii yetkisine gözlerini yuman ümmetin evlatları. Yine ne gariptir ki başka bir yerlerde izzet ve şeref arayışı içinde!

 

" Halbuki izzet ancak Allahın, resulünün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler" Münafikun suresi 63/8
Acaba İslam ve büyük insaniyet ailesinin düşmanlarına hizmeti, kendimiz için iftihar sayıp, mevki ve makam düşkünü şahsiyetlere tabii olmayı İlahi gereklilik kabul eden Ümmetin evlatları olmaktan ne zaman kurtulacağız?


Acaba, Ümmeti Vahdet, Mektebi Ehl-i Beyt, Ali Şiiliği, Velayet-i Fakih gibi tüm zamanlara hitap eden, yozlaşma, çürüme, sızma ve nefs-i emmareyi kabul etmeyen, Muhammedi öğretilerin cem olduğu bir dinden besleniyor muyuz?

 Uzun, yorucu ve bedeller ödeyici, bir yoldan günümüze kadar gelen bu Mektebin, nihayet Velayet-i Fakih Şemsiyesi altına rüştünü ispatlayıp olgunlaşma sürecine girmiş bir Mektebi Muhammed(s.a.a) Müntesipleri!

Şimdilerde yerellikten, bölgesellikten, evrensele evirilme süreci…

 Yeniden nefis muhasebemizi yapmamızı, kendimizi Kur-an ve Kur'an sahipleri(Masum imamlar s.a)’in mektebine göre eğitmemizi, fazlalıklarımızı atıp, eksiklerimizi Kur-an'i değerlerle donanmış Velayet Mektebinin öncülüğünde kendimizi tanıyıp tabi olmamızın zamanı gelmedi mi?


Binyıllar boyunca süregelen bağnazlık, taassup, taşlaştırma, cehalet, yanlış gelenek ve törelerden kurtulup, ''asabiyet'' duygularından uzak, yeniden kendimizi, kendi değerlerimizle onarmak gibi bir sorumluluğumuz yok mu?


İslami halkların yaşadıkları ülkelerin politikacıları, öncüleri, âlim ve aydınları, ümmet içinde ve ''Ümmetin kutsal öncüsü'' nün önderliğinde çözmesi gereken sorunlarını AB-ABD-BM gibi kendi değerlerine tamamen uzak ve '' İslam dininin düşmanları'' olan kurum ve ülkelerin öncülerinin mahiyetinde sorunlarına çözüm arayışı zillet değil de nedir?
Gayet tabiidir ki bu tür şahsiyetlerin mahiyetindeki halklar da bu zilletten gayri ihtiyar-i nasibini almak zorunda kalacaklardır! Ve bunun ispatı bugün itibariyle Afganistan, Filistin, Türkiye, Irak ve daha nice İslami beldelerde aleni bir şekilde görülmemekte midir?
Hala, Velayet Mektebinden gereken dersi almadıysak, hala İslam dininin bize yüklediği sorumluluğun farkında değil isek ve hala nereden başlamamız gerek diye kendimize sorular sorup, arayışa geçmiyorsak, kişilik erozyonuna uğramadığımızı iddia edebiliriz?


Emir-el mü’minin Ali (a.s) ın, Âlimlerin İslami hükümler hakkındaki farklı görüşlerini kınadığı, şu hutbesi ile konuyu sonlandırmaya çalışayım!

Ki bu hutbe, bugün İslam dünyasındaki sözde âlim ve aydınların içinde düştüğü tefrikanın en bariz durumunu gösteren ilahi bir aynadır.

Kendini âlim ve aydın bilenlerin bu aynaya bakma sorumluluğu taşıması dileğiyle.

***

(Hutbeden)
- Onlardan birine bir mesele söylenir; hükümlerden bir hükme bağlanması istenir, reyinde bir hüküm verir. Sonra bu mesele, olduğu gibi ondan başka birine anlatılır; onun hükmüne aykırı bir hüküm verir. Sonra bu hüküm verenler, kendilerini hüküm vermeye memur eden imamın katında toplanırlar; hükümlerini anlatırlar. O da hepsinin hükmünün doğru olduğuna hükmeder. Peki, Allah'ları bir, Peygamber'leri bir, kitapları bir bunların, noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah mı birbirlerine aykırı hüküm vermelerini emretmiştir onlara da, itaat etmişlerdir bu emre?

Yoksa onları bundan nehiy mi etmiştir de isyan eylemişlerdir ona? Yoksa ortak mıdırlar onunla da onlar söyleyecekler, o da razı olacaktır onlardan? Yoksa noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah, tam bir din indirmiştir de Rasul sallallahu aleyhi ve alihi, onu tebliğ ederken anlatır, ahkâmını icra eylerken bir kusurda, bir noksanda mı bulunmuştur? Hâlbuki noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah, der (En'am, 38) buyurur (Nahl, 89). Kitabın bazı ayetlerinin, bazı ayetlerini tasdik ettiğini bildirir, onda birbirini tutmaz sözler olmadığını beyan eder de o münezzeh mabut’’ buyurur (Nisa, 82).
Gerçekten de Kur'an'ın dışı, güzel mi, güzeldir; insan şaşırır kalır; iç yüzüyse derin mi, derindir; sonuna erilemez; künhüne varılamaz. Sırlarının sonu bulunmaz; karanlıklar, ondan başka bir şeyle aydınlanmaz.(Nech’ul Belaga)

Nihayet temennimiz odur ki;
İslam âleminin içinde bulunduğu amansız Amerikancı İslam’dan kurtuluş savaşını, zaferle taçlandırıp, ‘‘İslam Lideri’’ öncülüğünde; Bakara suresinin yukarıda yazılan Ayetlerin atıfta bulunduğu tabi olma ve itaat etme sorumluluğu ile  ‘‘Evrensel Mehdeviyyet islamı’’ nın Zaferinin tadına ulaşmak.

Nehc-ul Belaga’daki hutbenin hükmi birlikteliği ve yol göstericiliği doğrultusunda tamamen İlahi rıza gözetilerek, samimi duygularla, Müslüman halklara indirgenmesi ve yeniden saadet dönemi erdemliler devletine ulaşmasıdır.

Başarı ve Hidayet Allah'tandır. Ondan geldik ve dönüşümüz onadır.

 

NOT:

Rast Haber’in muhterem ailesi ve okuyanlara!

Önümde, dokuz asır önce ilahi davete lebbeyk diyerek, âlemi Ukba’ya gitmiş bir Kahramanın,  düşmanları tarafından muammaya dönüştürülen ve halen orada tarihin zulüm prangalarına sıkıştırılmış bir halde feryat eden bir kişilik. Bu kahramana vefa ve tarihin beyaz sayfasına not düşme adına…

Tarihte ve yer aldığı her kitapta, her sayfada, isminin anıldığı her satırda, ruhunun incitildiği bu şahsiyetin hayatına dair kitap yazılması çalışmasına başladım.  Çalışmadan dolayı, belki de uzun sayılacak bir süre buradaki mütevazı köşemden yazamayacağım.

 Kaleme ve yazdıklarına ant içilmesi onuruna, SABBAH’ilerden HİZBULLAH’a, Adanmışlık Direnişi! Adlı eseri tamamlamam için sizlerden dua ve hayır temennisi istirham ediyorum.

Umarım sizlere faydalı olabilecek bu çalışmayı hazırlama isteğim, siz değerlilere firak mazereti kabul edilir.

En devrimci duygularımla…

Muhammed CAN

 

YORUMLAR

YILDIRIM BULUT 11 ay önce
Rabbim kalemine güç versin. Yeni eser in hazırlanmasın da basiretini açsın.(Amin)
Ramazan tanrıverdi 1 yıl önce
Çok kaliteli bir yazıdır...emeğine tşk
İbrahim demir 1 yıl önce
Rabbim yar imamlar yoldasın olsun

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM