Türk gazeteci Mehmet Ali Güller sözlerine ilişikin
Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı bir yazıda Prof. Dr. Sobacı, Bursa
Uludağ Üniversitesi’nin akademik açılış yılı töreninde yaptığı konuşmada “Bu
yılın sonunda TRT Farsça kanalını açacağız. İran’ı rahatsız etmek
durumundayız”sözlerini eleştirdi.
Prof. Dr. Sobacı, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin akademik
açılış yılı töreninde yaptığı konuşmada “Bu yılın sonunda TRT Farsça kanalını
açacağız. İran’ı rahatsız etmek durumundayız” dedi. Üstelik AKP bürokratı,
üstüne basa basa, “İran’ı rahatsız etmek durumundayız” sözünü iki kez tekrarladı.
Peki bir “devlet memuru”, komşu bir ülkeyi nasıl böyle hedef
alabiliyor? Açık ki AKP İran karşıtlığını bir “parti devleti politikası” haline
getirmeye çalışıyor.
İran'ı rahatsız eden, İsrail'i memnun eder
Türkiye’nin İran’ı rahatsız etmekte ne çıkarı var? İran
Türkiye’nin Rusya’yla birlikte Astana Platformu’ndaki ortağı değil mi? İran
Türkiye’nin diyalog partneri olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü’nün üyesi değil
mi? İran, Türkiye’nin katılmak istediği BRICS’in üyesi değil mi? Türkiye İran’ı
rahatsız ederek BRICS’e nasıl katılmayı düşünüyor acaba?
Diğer yandan İran bugün ABD ve İsrail’in hedefi değil mi?
ABD destekli İsrail ile İran sahada çatışmıyor mu? Peki madem AKP’ye göre
Türkiye de İsrail’in hedefi, o zaman İsrail’le çatışan İran’ı rahatsız etmekte
hangi çıkar var?
Açıkça söyleyelim: Türkiye’nin İran’ı rahatsız etmesinden en
çok ABD ve İsrail memnun olur! Tıpkı Türkiye’nin Esad karşıtlığından en çok ABD
ve İsrail’in memnun olması ve Suriye’yle normalleşme olasılığından da en çok
ABD ve İsrail’in rahatsız olması gibi...
Sadece bu iki denklem bile, Türkiye’nin nasıl bir dış
politika izlemesi gerektiğini resmediyor.
AKP İran'dan neden rahatsız?
Ancak iktidarın dış politikasının temelinde Türkiye’nin
çıkarları yok, mezhepçilik üzerinden bölgesel liderlik arayışı var. Zira
Erdoğan’ın Ortadoğu liderliğini, Erdoğan’ın Türkiye’de iktidarını
sürdürebilmesinin dayanağı görüyorlar.
AKP iktidarı İran’ı neden rahatsız etmek istiyor? Çünkü
İran’ın İsrail’i vurarak Filistin meselesinin asıl sahiplenicisi olmasından
memnun değiller. Çünkü Sünni Hamas’ın Şii İran’la işbirliğinden memnun
değiller. Çünkü Hamas üzerinde asıl kendilerinin etkili olmasını istiyorlar.
Çünkü İran’ın Suudi Arabistan ve Körfez ile normalleşmesinden memnun değiller.
Çünkü Astana Platformu’ndaki işbirliğine rağmen aslında İran’ın Suriye’yle
ortaklığından memnun değiller.
Ne yazık ki bu tablo, Güney Kafkasya’daki koridor
sorunlarının da aşılmasını engelliyor. Oysa Astana Platformu’nun varlığı,
Azerbaycan’ın 30 yıl sonra topraklarını kurtarmasını kolaylaştırıcı bir etki
yapmıştı. Maalesef o etki sürdürülemiyor.
Beşinci kol mu aranıyor?
Peki TRT Farsça İran’ı nasıl rahatsız edecek? Zaten AKP’ye
yakın medya sürekli İran karşıtı yayınlar yapıyor. Anımsayın, bu süreçte
Nasrallah’ın Mossad ajanı olduğunu ileri sürdüler, İran’ın İsrail’le danışıklı
dövüştüğünü iddia ettiler, İsrail füzelerinin göstermelik atıldığını savundular
vb.
Tüm bu akıldışı yayıncılık sürerken TRT Farsça ile ek olarak
ne yapmayı planlıyorlar? Türkiye’de Farsça televizyon izleyecek bir kitle
olmadığına göre Farsça yayının hedefi elbette İran halkı. Peki o yayınlarla
İran nasıl rahatsız edilecek? İran halkı, etnik gruplar, İran devletine ve
hükümetine karşı mı kışkırtılacak?
Bakınız bu işler son derece tehlikeli ve telafisi olmayan işlerdir. İsrail’in ABD-İran savaşı istediği şu şartlarda, değil Türkiye’nin TRT Farsça ile İran’ı rahatsız etmesi, tersine komşusuna saldırılmasını önleyecek bir stratejik hat izlemesi gerekir!