Velayeti Gizlemek...

GİRİŞ: 24.06.2024 21:26      GÜNCELLEME: 24.06.2024 21:26
Rasthaber -  Men kuntu mevlâhu fehâzâ aliyyun mevlâh. Ben kimin mevlası  isem Ali de onun mevlasıdır.

Hadis çok net Şia ve Sünninin üzerinde ittifak ettikleri nadir hadislerden.

Ehli sünnet Veda Hutbesi diye kabul ettikleri Şia da ise Gadir-i Hum hutbesi dedikleri ve her iki ekolün kaynaklarında ise bütünüyle hemen hemen aynı olan uzunca bir hutbenin içinde geçen bir söz bu..

Hazreti Peygamberin deve eyerlerinin bir araya getirilerek yapılan bir yükseltiye yanına Ali (saa) de alarak verdiği hutbenin sonunda Ali'nin elini tutup havaya kaldırarak rivayetlere göre üzerine basa basa   üç kere söylediği bir söz. 

PEKİ iki büyük mezhep ekolünde metin acısından ve söylendiği zaman ve mekan acısından ihtilaf yoksa SORUN NEREDE?

İhtilaf "MEVLA" kelimesinin ne anlama geldiğinde ve Hz. Peygamberin 120 bin sahabenin huzurunda sıcağın altında insanları saatlerce hatta günlerce bekleterek bu sözü ne amaçla söylediği konusunda İHTİLAF var.

SÜNNİLERE göre Mevla kelimesi DOST anlamına gelmektedir.

Hz. Peygamberin durup dururken kafasına esmiş bakmış bu Ali sahabe arasında pek sevilmiyor toplamış onca sahabeyi sıcağın altında "Ben kimin dostu isem Ali de onun dostu olsun" ya da "kim bana dost ise Ali'ye de dost olsun" demiş.

Böylelikle sevilmeyen Ali çok sevilir olmuş(!)

Ümmet öyle sevmiş ki Ali'yi Hz. Peygamber ölür ölmez önce kızına bıraktığı FEDEK hurmalığını elinden almışlar sonra evini basıp kapısını kırıp eşi Fatıma’yı yaralayıp çocuğunu düşürmesine ve karnında ölen çocuğun bedenini zehirleyerek babasından altı ya da sekiz ay gibi bir süre sonunda keder ile ve ümmete küs bir şekilde ölmesine vesile olmuşlar. Ali'yi öyle sevmişler ki zorla götürüp Ebubekir 'e biat ettirmeye kalkışmışlar.

Ali'yi öyle sevmişler ki CEMEL VE SIFFİN savaşları olmak üzere iki kere kendisine karşı içinde seçkin sahabelerin olduğu ordular tertip edip savaş açmışlar ve Ammar gibi yine seçkin sahabeden olan taraftarlarını katletmişler.

Yetmemiş Ali'ye olan sevgileri onun adına seksen sene küfür ve lanet okutmuşlar hutbelerden. Nihayetinde sevgileri doruk noktaya çıkınca mescide namaz kıldırırken zehirli kılıç ile ardından yaklaşıp secdede iken kafasını ikiye yarmışlar ve şehit etmişler.

 Aliye sevgileri öldükten sonra da devam ettiği için hutbelerden küfretmeye devam etmişler. Öyle ki İmam Hasan Muaviye ile yaptığı sekiz maddelik anlaşmaya "Bundan sonra babası Ali'ye hutbelerden küfür edilmesin " şartını da eklemek zorunda kalmış. Peki kim uymuş? Tabi kimsenin umurunda olmamış.. Ama Ali sevgisi(!) o kadar ağır basmış ki İmam Hasan'ı zehirletip ciğerlerini parçaladıktan sonra birde küçük oğlu Hüseyin’i bütün akrabaları ile birlikte KERBELA da kıtır kıtır doğramışlar.

BOŞUNA KENDİNİZİ KANDIRMAYIN….

BU ÜMMET ALİ’Yİ HİÇ SEVMEDİ SAHABEDENDE SEVEN ÇOK AZDI!!!

Ali’ye DOST olan dostuna sahip çıkar dostunu yüceltir. Tarih Ali koruyan kollayan olaylarda dolu değil maalesef! Tarih Ali ve onun Ehlibeytine eziyetlerle dolu…

Her neyse bu mevzulara girmeyecektim. Hem zaten bunların çoğu Şİİ UYDURMASI (!!)

Ben şu DOS meselesine takıldım. Hani şu MAİDE 51’deki…

Düşünün bir kere Allah cc Müslümanlara gönderdiği Şeriat içinde Yahudi ve Hristiyanlar için bir pasaj açarak buna (EHLİ KİTAP) ismi vermiş ve özel bir hukuk oluşturmuş ve Müslümanların onlarla olan ilişkilerini de buna göre belirlemiş. Nedir onlar Ehli Kitap’ın kestiğini yiyebilirsiniz diyor mesela.. Ehli Kitap’ın kadınları ile evlenebilirsiniz diyor mesela…

Düşünsenize Yahudi bir kadın ile nikahlısınız .. Tabi dinde zorlama yok inancında serbest… Çok af edersiniz aynı yatakta yatabiliyorsunuz, halvet olabiliyorsunuz ama DOST olamazsınız…

Şimdi Maide 51 de Allah gerçekten onlar ile DOST olamayacağımızı söylüyor ise bu kesinlikle böyledir. Aynı sokakta Yahudi, Ermeni, Hristiyan bir komşunuz var. Aynı marketten alışveriş yapıyor, aynı okula gidiyor ayın yolları yürüyorsunuz ama dost olamazsınız. Allah hem bir arada yaşayın hem de dost olmayın diyor. Bu çelişki değil mi? Başta Hz. Peygamber (s.a.a)’nin olmak üzere kaynaklarda anlatılan onlarca rivayet gösteriyor ki Peygamber’in Sahabenin ve İmamların Yahudi ve Hristiyan arkadaşları vardı onlarla sohbet eder aynı kaptan yemek yerler meşveret ederlerdi.. Peki onların bu ayetten haberleri mi yoktu. Mesela Hz. Peygamber, Necran Hristiyanlarının kralı olan Neccaşi ile DOST değil miydi. Sahabeyi onlara gönderip ona emanet etmemiş miydi? Yahudi bir kadının evinde oturup yemek yememiş miydi. Kuşu ölen Hristiyan bir çocuga ziyarete gitmemiş miydi? Peki Halife Ömer’in en yakın arkadaşı ve danışmanı KAAB BİN AHBAR Yahudi değil miydi? Varaka bin Nevfel rivayetlere göre Hristiyan dinini seçmişti ve Hz. Peygamber kendisi ile defalarca görüşmüştü.. Resûlullah’ın Şam yolculuğu sırasında karşılaştığı rahip Bahîrâ ile oturup sohbet etmiş ve ona bazı şeyler danışmamış mıydı?

Daha çok örnekler var. Resulallah’tan sonra Emevi Abbasi, Selçuklu, Osmanlı devletlerinin her birinde Yahudi ve Hristiyanlar ekalliyetten sayılmış ve onlara kendi hukukları ile muamele edilmiş hatta bunlardan bazıları “MİLLETİ SADIKA” sayılmışlardı. Peki tüm bunları Allah’ın emrine karşı gelerek mi oluşturdular.. HAYIR TABİKİ…

Maide 51 ayetindeki “evliya” kelimesi dost anlamında değildir.. Bu ayette evliya “veli”, “vali” yani yönetici anlamındadır. Yahudi ver Hristiyanları DOST edinmeyin değil başınıza YÖNETİCİ yapmayındır ayetteki emir.. Çünkü İslam Şeriatı’nın uygulayıcısının da İslam Şeriatına mensup olması gerekir. Adil olabilmesi için bu gereklidir. Eğer bir YAHUDİ yönetici olursa Müslümanların şeraitine vakıf olmadığı ve kendi inancı farklı olduğu için oraya meylederek ADİL olamaz. Sadece budur ayetteki mana. ONLAR birbirlerinin YÖNETİCİLERİDİR. Evet eğer çok gerekli ise kendi aralarında yönetici seçebilirler demektir ayetin devamındaki ifadede..

Bu ayet niçin DOST olarak çevrildi.. Kur’an’da birçok ayettte VELAYET ve İMAMET emrinin gizlenmesi için yürütülen bir proje gereği. Evet bunu yaptılar çünkü GADİR-İ HUM’da Hz. Peygamber (saa)’nin

“Vemâ yentiku ‘ani-lhevâ”  (kendi nefsinden bir şey söylemez)(Necm 3) ayeti gereği insanları durdurup geride kalanlara ve ileriye gidenlere ve civar yerleşim yerlerine elçiler göndererek 120 bin sahabeyi güneşin altında toplayıp bir HUTBE okuyacaksa bu çok ciddi bir durumdur ve ALLAH cc nın emridir.

O Emir ise Maide 67 ayetindeki “Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun mesajını iletmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphe yok ki Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.”

Tamda bu ayet Peygamber (saa)’nin ömrünün son günlerinde “Veda Haccı”ndan dönerken geldi ve Peygamber (as)’a ciddi bir sorumluluk yükledi. Ayetin ifadesine bakar mısınız. Sana indirileni tebliğ et yoksa mesajını iletmemiş olursun. Ney ki bu mesaj Peygamber’in ömrü boyunca yaptığı çabagı tebliği mücadeleyi geçersiz sayacak. Namaz’ın şartları mı, abdestin rükünları mı yoksa zekatın miktarı mı… Bunlar 23 senelik Peygamberliği boyunca sürekli anlattığı ve ayetler ile tescillenmiş ve zaten Sahabenin uygulayıp ihtilaf etmedikleri şeyler değil miydi.? Neydi eksik kalan?

Yoksa iddia edildiği gibi Ali’yi çok sevdiği ve onunla DOST olduğu mu? Bu gün bir lider çıksa tüm toplumu bir yerde toplasa bütün TV’ler radyoları haberci ve gazetecileri davet etse ve çok önemli bir açıklama yapsa.. Bu açıklamada yakın arkadaşlarından birini yada bir akrabasını çok sevdiği ve onunla Iyi DOST olduklarını belirtse insanlar ne düşünürler onun hakkında. “Yav kafayı yemiş derdine bak akrabasını kayırmak için bu kadar kişi toplanır mı?   Demez ler mi? Onun aklından şüphe edip azletmeye ve tımarhaneye kapatmaya kadar gider sonucu.. Ama bir parti lideri herkesi toplayıp sonrada benden sonra yerime falan şahsiyeti tayin ettim onu seçin ve ona itaat edin dese nasıl karşılanır?

Elbette orada bulunan 120 bin sahabenin her biri durumu çok iyi anlamışlardı. Hz. Peygamber ömrünün sonuna geldiği bu günlerde Allah cc ‘nın emri ile yerine Allah’ın seçtiği kişinin Ali olduğunu ilan ediyordu. Ben kimin MEVLASI yani VALİSİ isem Ali de onların MEVLASI yani VALİSİ dir. Bu kadar net !!.. 

Çünkü Veda Hutbe’sinin devamında olanlar anlatılmıyor bu ülkede.. Mesela Bir gölgelik yapıldığı ve Ali (s.a.a)’nin buraya oturtulduğu ve tüm sahabenin başta Ebubekir, Ömer olmak üzere sırayla gelip Ali’nin elinden tutup BİATLARINI bildirdikleri hiç anlatılmıyor.

 

Ever 120 bir civarı kişi o gün ALİ’nin VEYALETİNİ kabul etti ve sırayla onun elini tutarak “Selam olsun sana ya Emirel Müminin” diyerek BİAT ettiler.

İste bugün bu İLANIN ve akabinde BİAT’ın yapıldığı günün yıldönümüdür. Yani bugün ümmetin BAYRAMIDIR.

                GADİR-İ HUM VELAYET BAYRAMIDIR. Bu konuda çok söylenecek tonlarca söz vardır ve binlerce rivayet yazılmış eserler ve anlatılar vardır. Bugün ötelenecek önemsenmeyecek bir gün değildir. Bilhassa SÜNNİ Müslümanların bu konuda yeterince araştırma yaparak bugünü anlamalarını şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu vesile ile Ümmeti Muhammed’in VELAYET BAYRAMLARINI kutlarım.

 

 

YORUMLAR

MEHMET HANIFI INANÇ 2 ay önce
HZ. MUSA A.S. 40 GÜNLÜĞÜNE TURİ SİNAYA ÇIKTIĞINDA DAHİ ABİSİ HARUNU KENDİ YERİNE GÖREVLENDİRİYOR... AMA İLGİNÇ OLAN KENDİSİYLE BİRLİKTE 70 SEÇKİN ALİMİ TURİ SİNAYA GİDERKEN ONLAR EY MUSA! BİZ ALLAHI AÇIKÇA GÖRMEYİNCEYE KADAR SANA İNANMAYIZ DEMİŞLERDİ. VE ALİM OLAN SAMİRİ 40 GÜN İÇERSİNDE KENDİ AKLINA UYARAK PUT YAPIP MÜSLÜMAN İSRAİL OĞULLARIYLA BİRLİKTE TAPMAYA BAŞLIYOR BAŞLARINDA HARUN PEYGAMBER OLDUĞU HALDE. ALLAH BU MESELEYİ NEDEN KUR'AN'DA ZİKREDER?HİÇ VİCDANI OLAN İNSAN VE MÜSLÜMAN BUNU SORGULAMAZ MI? TALUT VE CALUT MESELESİ'DE AYNI. TALUTUN VE CALUT'UN HİKAYESİNİ NEDEN KUR'AN'DA ZİKREDER ACABA?.BUNUNLA BAĞLANTILI OLARAK HZ. ALİ'NİN HENDEK SAVAŞINDA EBUSÜFYANIN PARALI ASKER OLARAK GETİRDİĞİ VE ARABİSTANIN EN İYİ SAVAŞÇISI OLARAK TANINAN AMR ABDÜ VÜD'Ü ÖLDÜRMESİ GİBİ. Onları Allah'ın izniyle bozguna uğrattılar; Davud Calut'u öldürdü, Allah Davud'a hükümranlık ve hikmet verdi ve ona dilediğinden öğretti. Allah'ın insanları birbiriyle savması olmasaydı yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah alemlere lütufkardır. [Bakara: 251] BAKARA SURESİ 243'TEN 252.AYETE KADAR YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMEK LAZIM. BİZİM MESELEMİZ İHTİLAFLARI KÖRÜKLEME GİBİ BİR DERDİMİZ YOK!, AMA BU İHTİLAFLARIN BİTMESİ VE ÜMMETİN YEK VÜCUT OLMASI İÇİN HAKİKATİN ANLAŞILMAS ADINA DOĞRUYU ÖĞRENMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR. ÜMMETİ MUSA 40 YIL SİNA ÇÖLÜNDE AVARE DOLAŞMASI !BU İHTİLAFIN BARİZ ÖRNEKLERİNDENDİR. BİRDE EHLİ SÜNNET OLAN İMAM NESEİ,NİN ŞEHİD OLMA SEBEBİNİ BİR ARAŞTIRSAK, HZ. ALİNİN FAZLİTLERİNİ ŞAMDA BİR KİTAP YAZAR MUAVİYE TARAFTARLARI İMAM NESEİ'Yİ LİNÇ EDERLER VE BU YARALARLA FİLİSTİN RAMLE KENTİNE GİDER ORDA BU YARALARDAN DOLAYI VEFAT EDER. BENİM DÜŞÜNCEME GÖRE ŞİA SÜNNİ DİYE BİR DERDİMİZ YOKTUR. DOĞRU VE YANLIŞ ,HAK VE BATIL OLARAK TANIYACAĞIMIZ GERÇEĞİ GÖRMEK LAZIM. FATİH KARDEŞİMİZİN AKLINA DİLİNE VE KALEMİNE SAĞLIK.
Nadir Canpolat 2 ay önce
Çok güzel tespitler kalemine kuvvet, gönlüne sağlık.Umarim bu hakikat anlaşılır bir gün.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM