Yemen Destan Yazmaya Devam Ediyor

GİRİŞ: 13.04.2025 12:12      GÜNCELLEME: 13.04.2025 12:12
Rasthaber -  Bazı haddini bilmez art niyetlilerin tezviratlarından dolayı bir hususa açıklık getirmiş olalım ve sonra yazımıza devam edelim. Söz konusu kişilerin iddia ettikleri gibi Ensarullah hareketi İran İslâm Cumhuriyeti'nin vekil gücü değildir. Ensarullah "Direniş Cephesi"nin en aktif bileşenlerinden biridir. İran'ın "Direniş Cephesi"nin bütün bileşenlerini konsolide etmesi; silah, mühimmat vermesi veya silah üretim teknolojisi vermesi bu unsurların "vekil güç" kategorisinde değerlendirilmesini gerektirmemektedir; bu yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü Siyonist işgal çetesine karşı verilen savaş İran'ın ideolojik çıkarlarına, İran'ın yayılmacı politikalarına, İran'ın imperium amacına veya birilerinin "Şiî yayılmacılığı"-Şiî Hilâli" dediği gibi mezhep algısına münhasır bir durum değil.

Bakınız, İslâm Cumhuriyeti'nin varlık sebebi İslâm'a hizmettir, ümmetin mazlumlarına, ümmetin zulme uğrayanlarına yardım etmektir ve mukaddes beldelerimize sahip çıkmaktır.

Bakınız İmâm Humeynî ne buyuruyor? "Biz İslâm'ın İran halkına hizmet etmesini değil, İran halkının İslâm'a hizmet etmesini istiyoruz. İslâm'a hizmet etmeyecek İran'ı ben ne yapayım? Bu devrimi biz İslâm'a hizmet etmek, zulme uğrayan mazlumlara yardım etmek ve mukaddeslerimize sahip çıkmak için yaptık." Bu sözler ilk günden itibaren fiîliyata geçmiş bulunmaktadır.

Bizzat İmâm Humeynî'nin talimatıyla ABD ve Siyonist çete konsoloslukları kapatıldı, ardından "Namus-u Ekber"imiz olan kutsal Filistin topraklarımıza sahip çıkmak için "Devrim Muhafızları Ordusu" bünyesinde "Kudüs Gücü" kuruldu.  "Kudüs Gücü"nün konsolide ettiği "Direniş Cephesi" Allah Teâlâ'ya adanarak, sabırla, metanetle ve nice ağır bedeller ödeyerek mücadele vermektedir...

İran İslâm Cumhuriyeti'nin sahadaki varlık sebebi, İslâm'a, mukaddesatımıza, kutsal mekânlarımıza ilişkin bir hizmete mebnidir. Filistin davasına İslâm adına sahip çıkmak beraberinde birçok bedeli ödemeyi de gerektirmektedir. Nitekim İran bunun bedelini ödeyerek yoluna devam etmektedir. İran İslâm Cumhuriyeti devrimin ilk gününden itibaren işgalci İsrail'in hamiliğini yapan ABD ve Batılı ülkelerin hışmına, ambargolarına ve tahmilî savaş (Saddam'ın piyon olarak kullanılıp ABD adına İran'a savaş ilan etmesi ve bu savaşın 8 yıl sürmesi) dahil olmak üzere her türlü entrikalarına maruz kalmış durumdadır.

Sayın okuyucumuz biz bu satırları yazdığımız esnada Devrim Lideri Hamaney'in konumuza ilişkin bir videosu sosyal medyada karşımıza çıktı. Diyor ki: "Birileri ümmetin vahdetini baltalamak adına 'Şiî Hilâli' ifadesini kullanıyor. Bunlar Siyonistlerin 70 küsur yıldan beri milyonlarca Filistinlinin katledilmesini görmüyorlar mı? Biz İslâm Cumhuriyeti olarak bu bayrağı kaldırdık ve 'Direniş Cephesi'ni organize etmekteyiz. Şu bilinsin ki, bizim Filistin halkını desteklememiz taktiksel değil itikadîdir. Bizim ve tüm ümmetin vazifesi mazlum Filistin halkını uğradığı zulüm ve esaretten kurtarmaktır. Bu bizim için imanî vecibedir."

Bu beyanattan sonra biz de sormuş olalım: İran coğrafî anlamda teritoryal alanını genişletmek mi istemektedir, yoksa Filistin meselesine imanî açıdan mı bakmaktadır? Rehberin dediği gibi elbette imanî açıdan bakmaktadır.

Teyit olsun diye ek olarak ifade edecek olursak, Merhum Erbakan Hoca’mızın Filistin davasına ilişkin bir beyanı İran'a yönelik haince dile getirilen sözleri çürütmektedir. Erbakan Hoca'mız diyor ki: "Filistin meselesi coğrafî değil, imanî bir meseledir." Bu söz bütün ümmet için bağlayıcı olduğu gibi İran İslâm Cumhuriyeti için de öyledir.

Her Müslüman Filistin davasına bu zaviyeden bakmak ödevindedir. İran İslâm Cumhuriyeti mesullerinin de bakışı bu minvâl üzeredir. Onun için "Direniş Cephesi"nin bileşenlerine "vekil güç" diyemeyiz. "Vekil güç" diye tabir edilen unsurlar verdikleri mücadeleyi İran adına vermiyorlar ki "İran'ın vekil güçleri" densin. Bütün bileşenler Filistin davasının aslî unsurdur. Bu yüzden biz diyoruz ki, Yemen halkının mücadelesi İran için değil, mukaddes dinimiz adınadır. Bu bir din savaşıdır, mezhep savaşı hiç değil.

Filistin davasına ilişkin İran'ın da Yemen'in de güttüğü maksat denizden nehire bütün Filistin topraklarının bağımsızlığına kavuşturulması ve yönetimin Filistin halkına teslim edilmesidir. "Direniş Cephesi"nin bundan başka ne amacı olabilir ki? "Direniş Cephesi"ne her türlü silah ve füzeyi veren, "Direniş Cephesi"ni konsolide eden İran İslâm Cumhuriyeti'nin emperyal bir amacı yok ki, gelip Filistin topraklarına çöksün. Gerek devlet bazında gerek örgüt olarak Filistin davasına destek veren her hareket kutsal Filistin topraklarının özgürlüğüne kavuşturulmasına mebnidir. Çünkü Filistin denizden nehire "Namus-u Ekber'imiz"dir. Gerek siyasî liderlik açısından gerek münferiden her Müslüman Filistin davasına bu zaviyeden bakmaktadır. Bu nedenle biz diyoruz ki direniş bütün bileşenleriyle bir tak cephedir.

Bakınız, "Aksa Tufanı"nın başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana Filistin davasına fiîlen omuz verip katkı sağlayan Hizbullah’tan sonra Yemen'in mücahid halkını görüyoruz. Bu savaş mücessem anlamda iman ile küfrün savaşıdır. Bu savaşa katkı sağlayanlar, bu savaşa fiîlen omuz veren bütün unsurlar imanı temsil etmektedir. Allah Resûlü 1400 yıl öncesinden, "İman Yemen'dedir" demesi adeta günümüz Yemen'ine işaret etmektedir. Yemen İslâm dünyasının yoksulluk ve sefaletle boğuşan bir bölgesi. Garibanlık had safhada. GSMH'sı son derece düşük bir ekonomik yapıya sahip. Yemen, Ali Abdullah Salih isimli bir diktatör tarafından 32 yıl boyunca baskı ve tahakkümle yönetilen bir ülkeydi. "Arap Baharı" sürecinde Husîler olarak bilinen ve diğer adı Ensarullah olan grubun verdiği devrimsel mücadele sonucu başta başkent Sana olmak üzere ülke yönetiminin büyük bir kısmını ele geçirmiş oldular. Doğal olarak stratejik öneme haiz "Ba'bul Mendeb"in kontrolü de Ensarullah'ın eline geçmiş oldu. Bu gelişmeden en çok büyük şeytan ABD ve Siyonist çete rahatsız olmuştu. Çünkü kendilerine ait veya kendilerine lojistik hizmet veren uluslararası yük transfer gemileri o boğazdan geçiyordu. Doğal olarak "Ba'bül Mendeb"in Ensarullah'ın eline geçmesinden rahatsız olan ABD ve Siyonist çete alelacele kendilerine taşeronluk ve piyonluk yapan Suudi Arabistan'a bir vazife verdiler. Bunun üzerine Suudi Arabistan almış olduğu talimatla yedeğine aldığı 8 Arap ülkesi ile birlikte ortak hareket ederek operasyona start verdiler ve mazlum Yemen halkının üzerine bomba yağdırmaya başladılar. Suudi Arabistan, Yemen'i ABD ve Siyonist çete adına "vekaleten" bombalarken Ensarullah mücahidleri, "El mevtu Amerika, el mevtu İsrail" diye slogan atıyorlardı. Çünkü o saldırılarda aslî faktör ABD ve Siyonist çetedir. Bunu bütün dünya biliyor. O melunca sürdürülen saldırılardan güdülen maksat Ba'bül Mendeb'ten geçiş inisiyatifini (diktatör Ali Abdullah Salih dönemindeki gibi) ABD ve Siyonist çeteye vermek.

Bu bombardıman ve katliamlar 2015 tarihinden 2023'e kadar, yani 8 yıl sürdü. Yemen halkı bu süreçte büyük yıkım ve acılara maruz kaldı fakat geri adım atmadı, direnmeye devam etti. Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan koalisyon gücü bu 8 yıllık süreçte işlemiş olduğu katliamlardan dolayı günümüzde ve gelecekte lânetle anılmayı fazlasıyla hak etmiş durumdadır. Ensarullah, ABD ortaklığındaki ARAMCO tesislerini vurmaya başlayınca Suud saldırılarına son verip ateşkes yapmak zorunda kaldı...

Suudi Arabistan öylesine alçak ve öylesine melun bir rejim ki, "Aksa Tufanı" sürecinde İran ve Yemen’in fırlattığı füzeleri İsrail'den önce engelleme çabasına girdi. Bu nasıl bir alçaklıktır böyle? Aynı melunluğu Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün de yapmıştı. Bu aşağılık zalim melunlar zaten "Yüzyılın Anlaşması" ve "Abraham Sözleşmesi" ile Filistin davasına en büyük ihaneti yapmışlardı. Ayet: "Herkes şakilesine göre hareket eder." (İsra: 84) Herkes kendisine yakışanı yapar. Aşağılık soysuz güruh kendilerine yakışanı yapıyor. ABD ve Siyonist çeteye maşa ve piyonluk yapmak onlara yakışıyor. Gazze'de çoluk çocuk, bebek, kadın yaşlı olmak üzere 60 000'in üzerinde insan katledilmiş, 100 000'in üzerinde yaralı ve sakat var, Gazze baştan sona enkaz yığınına dönmüş ama o nesebi gayri sahih aşağılık mahlûkların umurunda değil. Onların derdi, "Filistin topraklarından geriye kalan son parça (Gazze) Siyonist çete tarafından işgal edilsin, böylece Filistin tarihe gömülsün biz de keyfimize bakalım" düşüncesindeler. Bu alçaklar, bu namus yoksunu pespaye rezil Arap rejimleri tarihin en büyük ihaneti içerisindeler. Sadece Arap rejimleri değil birçok Müslüman ülke Siyonist çete ile ticaretlerini bile kesmedi. Onlar da aynı ihanetin içerisindeler. Yemen ise tamamen farklı bir tablo çizmektedir. İmanın mücessem hâli bugün Yemen tarafından sergilenmektedir. Yemen, bugün tarih boyunca unutulmayacak bir destan yazmaktadır. "İzzet ve şeref Allah'ın, Resûlü'nün ve mü'minlerindir." (Münafikun: 8)

İşte bu şerefe erişen Yemenli mü'minlerdir. İzzet ve şeref sahibi olmanın ön koşulu Allah Teâlâ'nın buyruklarına uygun davranış sergilemekten geçmektedir. Bugün bunu "Direniş Cephesi"nin yüz akı Yemen halkı yapmaktadır. Yemen, ABD'nin savaş destroyerlerini, uçak gemilerini, Siyonist çeteye yük taşıyan şilepleri vurması ve başta Tel Aviv, Hayfa ve Aşkelon olmak üzere işgal altındaki şehirlere füze fırlatması; öte yandan Ben Goriyon Havalimanı'nı ve stratejik öneme haiz askerî tesisleri vurması sonucu Siyonist işgalcileri sığınaklarda yaşamaya mahkum etmesi izzet değil de nedir?

Açık yüreklilikle ifade edecek olursak 57 Müslüman ülke içerisinde Gazze Cihadı'nda "Direniş Cephesi"ne en büyük katkıyı veren Yemen'in yiğit halkını görüyoruz. Siz istediğiniz kadar silah verin, füze verin onu kullanacak iman dolu yürek yoksa hiçbir mesafe kat edemez, hiçbir başarı elde edemezsiniz. İşte bu yiğit insanlar Allah Teâlâ'ya adanmış yürekleriyle destan yazıyor ve yazmaya devam ediyor...

YORUMLAR

EBU HUSEYIN 1 gün önce
"Biz İslâm'ın İran halkına hizmet etmesini değil, İran halkının İslâm'a hizmet etmesini istiyoruz. İslâm'a hizmet etmeyecek İran'ı ben ne yapayım? Bu devrimi biz İslâm'a hizmet etmek, zulme uğrayan mazlumlara yardım etmek ve mukaddeslerimize sahip çıkmak için yaptık." - UMMET BILINCINI VE ALLAHIN RIZASINI KAZANMAK- tanımı bu olsa gerek.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM