ABD’nin Orta Asya’da Rusya ve Çin ile Rekabeti: Trump Neyin Peşinde?

Küresel güç mücadelesinin kızıştığı ve çok kutuplu dünya düzeninin güç kazandığı bir ortamda, Orta Asya’nın önemi giderek artıyor. Bir yandan, bölge ülkeleri arasında büyük güçlerin rekabetinde kurban olma endişesi büyüyor; zira bu ülkeler sık sık şu ikilemin içine itiliyor: ya Batı ile birlikte olun ya da Rusya ile. Öte yandan, zengin doğal kaynaklar ve stratejik konum, bu cumhuriyetlere kendi “iyimserliklerini pahalıya satma” imkânı sağlıyor.

Hemen hemen tüm küresel güç merkezleri, Avrupa Birliği, ABD, Rusya ve Çin, Orta Asya ülkeleriyle iki taraflı zirveler düzenliyor. Türkiye ise bu formatı bağımsız bir yapıya dönüştürerek Türk Devletleri Teşkilatını kurdu; bu yapıda yalnızca Tacikistan yer almıyor.

Fars Körfezi ülkeleri de Orta Asya ile toplantılar düzenlemeye başladı. Bu formatta ilk zirve, 2023 yılında Cidde’de, Fars Körfezi işbirliği Konseyi çatısı altında gerçekleştirildi. Karşılıklı zirvenin bu yıl mayıs ayında Semerkant’ta yapılması planlanmıştı, ancak şimdilik ertelendi.

New York’taki Önceki Görüşmeler: Boeing’den Lokomotife

Orta Doğu ve Ukrayna meseleleriyle yoğun şekilde meşgul olan Donald Trump, Orta Asya’yı da göz ardı etmedi. ABD Başkanı, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile bir araya geldi ve onlarla önemli anlaşmalar imzaladı.

Kazakistan ile lokomotif tedariki, Özbekistan ile ise Boeing uçaklarının ihracatı konusunda mutabakata varıldı. Bu görüşmeler, BM Genel Kurulu’nun oturum aralarında gerçekleşmişti; ancak şimdi Trump, bölgedeki tüm liderlerle kapsamlı bir zirve gerçekleştirmek istiyor.

Orta Asya-ABD zirvesi, 6 Kasım tarihinde Washington’da yapılacak. Büyük olasılıkla, Arap ülkeleriyle yapılan görüşmelerin aksine, bu kez bir erteleme söz konusu olmayacak. Özbekistan Cumhurbaşkanlığı ofisi bu daveti doğruladı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ise Amerikan mevkidaşına teşekkür ederek bu girişimi “zamanında atılmış bir adım” olarak nitelendirdi. Tokayev ayrıca, Trump’ın barış, güvenlik ve geleneksel değerlerin savunusuna yönelik politikalarını desteklediğini ifade etti.

Washington’un Hazırlıkları: Üst Düzey ABD Diplomatlarının Taşkent ve Almatı Ziyareti

Bu zirvenin titizlikle hazırlanması, Trump’ın niyetlerinin ciddiyetini gösteriyor. 25 Ekim’de, ABD’nin Güney ve Orta Asya özel temsilcisi Sergio Gor ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau, Taşkent’e ulaştı. Amerikalı yetkililer, Özbekistan ile ticaret ve yatırım işbirliği, enerji, maden kaynakları ve “5+1” formatı üzerine görüşmelerde bulunacak. Landau ve Gor ayrıca, Orta Asya’daki projelere katılan Amerikalı iş insanlarıyla da bir araya gelecek. Heyet, Özbekistan Dışişleri Bakanı Bahtiyar Saidov ile birlikte Semerkant’ı da ziyaret etti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikalı temsilcilerin ziyaretinin amacının ABD’nin bölgeyle ilişkilerini güçlendirmek olduğunu belirtti: “Amerika Birleşik Devletleri, Orta Asya’daki ortaklarıyla ticari ilişkileri genişletmek ve bağları güçlendirmek için etkileşimi sürdürmeye kararlıdır. ‘5+1’ platformu çerçevesinde işbirliğimizin geliştirilmesini ve bu ortaklığın 10. yıl dönümünü kutlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Gor ve Landau, Almatı’yı da ziyaret etti. Burada, Kazakistan’ın tarihine ve kültürüne duyulan dostane ve saygılı yaklaşımı mümkün olduğunca sergilemeye özen gösterdiler. Her iki diplomat, Kazak milli kıyafetlerini giydi ve ülkenin ulusal sembolü olan altın kartal ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Christopher Landau, sosyal medya hesabında ABD ve Kazakistan bayraklarını ekleyerek şu paylaşımı yaptı: “Kazak halkının olağanüstü misafirperverliğinden büyük keyif aldık. Kendimi artık evimde gibi hissetmeye başladım, altın kartal ve yeni dostlarla birlikte.”

ABD’nin Gözünü Diktiği Hayati Kaynaklar: Petrolden Uranyuma

Kazakistan’da Amerikalıların ilgisi geleneksel olarak enerji sektörüne yöneliktir. Kazakistan, altın, uranyum, petrol ve diğer ham maddeleri ABD’ye ihraç ederken; ABD, teknoloji, ekipman ve yatırım sağlamaktadır.

Chevron, Kazakistan petrol sektöründeki en büyük oyunculardan biridir. Şirket, Tengiz petrol sahasının yüzde 50 hissesine sahiptir. Projenin 20 yıllık faaliyeti süresince Chevron 20 milyar dolar yatırım yapmış, Kazakistan ise 70 milyar dolar gelir elde etmiştir.

Yeni projeler arasında Astana ve Washington, tahıl ihracatı konusunda müzakerelerde bulunmaktadır. Kazakistan Başbakanı Olzhas Bektenov ile Landau ve Gor’un görüşmesinin ardından hükümetin basın ofisi şu açıklamayı yaptı: “Önemli alanlardan biri tarım ve sanayi kompleksinde ortaklıktır. Kazakistan, dünyadaki ilk 10 tahıl ve un ihracatçısı arasındadır. Tahılların ileri düzeyde işlenmesi ve ardından ABD, Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan pazarlarına ihracı için ortak projeler ele alınmıştır.”

Kazakistan petrolüyle öne çıkarken, Özbekistan, büyük uranyum rezervleri ve diğer nadir toprak mineralleri sayesinde önemli bir konuma sahiptir.

ABD’nin Çin ile yürüttüğü ticaret savaşı nedeniyle, alternatif hammadde tedarik kaynaklarına ilgisi artmıştır. Bu amaçla, Nisan 2025’te, ABD’yi ziyaret eden Özbek heyeti, nadir toprak elementlerinin çıkarılması için Amerikan şirketleriyle anlaşmalar imzalamıştır. Trump, bu alandaki işbirliğini Kazakistan ile de güçlendirmek istemektedir.

Ağustos ayında, yatırım şirketi Cove Capital ile Kazakistan Ulusal Madencilik Şirketi Tau-Ken Samruk, Kostanay bölgesindeki Akbulak sahasında nadir toprak metalleri arama çalışmalarına başlayacaklarını duyurdu.

Jeopolitik Hedefler: “Orta Koridor”dan “Bagram”a Dönüşe Kadar

ABD-Orta Asya zirvesinin başarısı ancak sonuçlar ortaya çıktıktan sonra değerlendirilebilir, ancak mevcut durumda karşılıklı işbirliği isteğinin güçlü olduğu açıkça görülmektedir. Trump, bir iş insanı olarak, bölgede Çin’e alternatif olabilecek ve Amerikan teknoloji devlerinin ihtiyaç duyduğu nadir toprak metalleri sağlayabilecek büyük kaynak potansiyelini görmektedir.

Jeopolitik açıdan bakıldığında, ABD’nin Rusya ve Çin’in arka bahçesi sayılan bölgede konumunu güçlendirmesi de stratejik değere sahiptir. Bu ülkeler “Orta Koridor” (Middle Corridor) projesinde yer almaktadır; dolayısıyla Washington’un Orta Asya’ya girişi, Çin’in “Kuşak ve Yol” (Belt and Road) girişimine baskı oluşturmanın bir yolu olarak değerlendirilebilir.

Trump’ın ABD’yi Afganistan’daki “Bagram” hava üssüne geri döndürme hedefi göz önüne alındığında, Afganistan’la sınırı olan Tacikistan ve Türkmenistan’la yakın temasların stratejik önemi artmaktadır.

Bölge ülkeleri açısından ise, başka bir büyük güçle yakın ilişki kurmak, ekonomik kazanç ve dış politikada çeşitlilik sağlama fırsatı olarak görülmektedir. Bununla birlikte, bu beş ülke kendilerini yalnızca ABD ile sınırlamamakta; Rusya, Türkiye, Çin, Avrupa Birliği ve diğer aktörlerle ilişkilerini geliştirmeye devam etmektedir.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın