Arap dünyasının önde gelen gazeteci ve analistlerinden Abdülbari Atvan, Hizbullah’ın asla teslim olmayacağını ve geri adım atmayacağını belirtti. Atvan’a göre Hizbullah’a yönelik saldırılar devam ederse, Yemen Ensarullah hareketinin füzeleri, diğer direniş cepheleri ve hatta İran Hizbullah’a yardım etmek için devreye girecek ve tüm dengeleri değiştirecektir.
Abdülbari Atvan, YouTube’da “Sovt” kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Aslında, Hizbullah’ın İsrail’le normalleşmeye dair tüm tartışmalar ve iddialar konusunda belirleyici bir tavır alacağını ve bu iddiaları reddedeceğini önceden öngörmüştüm. Şimdi ise Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, tam anlamıyla bir bomba patlatarak Hizbullah’ın tarihi tutumunu yeniden vurguladı. O, Lübnan’dan sivil bir heyetin mekanizma komitesine katılımının, düşmanın saldırgan operasyonlarını sona erdirmek için belirlenen en temel şartın yok sayılması olduğunu söyledi. Bedava taviz vermenin düşmanın davranışında hiçbir değişiklik yaratmayacağını ifade etti.
Bu, açık ve cesur bir tutumdu, çünkü Hizbullah’a karşı komplolar kuruluyor ve İsrail rejimi hiçbir anlaşmaya bağlı kalmıyor. Ras en-Nakura’da normalleşme, büyük bir ihanettir. Lübnanlılar ve milyonlarca Arap vatandaşı da bunu bir ihanet olarak görüyor.
Şeyh Naim Kasım, şehit âlimlerin anma merasiminde çok önemli açıklamalarda bulundu ve şunları söyledi: “Hizbullah asla geri adım atmayacak, silahlarından asla vazgeçmeyecek ve Amerika’ya, İsrail rejimine ve onların uşaklarına hiç aldırış etmeyecek.” Şeyh Naim Kasım her şeyi değiştirdi ve bu önemli bir konu, çünkü Arap kanallarında ve medyasında Hizbullah’ın İsrail ile ilişkilerinin normalleştirilmesi hakkında çok konuşuldu ve Hizbullah’ın bu konuda bir açıklama yapmamış olması, Hizbullah’ın da bunu istediğini gösteriyor denildi. Ancak şimdi durum değişti ve Şeyh Naim Kasım bu konuyu, İsrail rejiminin Lübnan topraklarının kademeli ve aşamalı olarak işgal edilmesi ve Hizbullah’ın silahsızlandırılması talebine bir yanıt olarak değerlendirdi.
Bu tutum, içeride özellikle Şiiler ve Emel Hareketi ile, dışarıda ise İran, Yemen Ensarullah hareketi, Gazze’deki direniş grupları ve Irak’taki direniş hareketleriyle yapılan kapsamlı istişarelerin ardından ortaya çıkmıştır. Bu, oldukça önemli bir husustur, çünkü Irak, ABD’nin talimatları doğrultusunda Hizbullah ve Ensarullah’ı utanç verici bir şekilde terör listesine almıştır.
Hizbullah asla teslim olmayacak ve kararlarından geri dönmeyecektir, çünkü İsrail rejimi hiçbir anlaşmaya bağlı kalmaz. Bu rejimin temsilcilerinin Ras en-Nakura’da Lübnanlılarla yaptığı görüşmenin ardından İsrail savaş uçakları dört Lübnan kasabasını bombaladı. Lübnan’ın İsrail rejimiyle yapacağı herhangi bir anlaşma bu ülkeyi patlamaya ve derin bir krize sürükleyecektir. Lübnan hükümetinin neden Hizbullah’ı silahsızlandırmaya çalıştığı ise şaşırtıcıdır. Geçtiğimiz yıl boyunca Hizbullah ile Lübnan arasında ateşkes yürürlükte olmasına rağmen, bu rejim Lübnan’ı 7 binden fazla kez hedef almıştır. Eğer Hizbullah silahsızlandırılırsa, durum çok daha kötü olacaktır. İsrail rejimi ateşkes peşinde değildir, aksine Hizbullah’ın yeniden güçlenmesinden büyük korku duymaktadır.
Eğer Hizbullah’a yönelik saldırılar devam ederse, Yemen Ensarullah hareketinin füzeleri Hizbullah’a destek için devreye girecektir. Bu füzeler tüm dengeleri değiştirecek ve diğer direniş cephelerinin hatta İran’ın bile sahaya inmesi uzak bir ihtimal olmayacaktır. İsrail rejimi bugün gerçek krizlerle karşı karşıyadır. Eğer İsrail Lübnan’da savaşı alevlendirirse bu savaşta galip gelemeyecektir. Yemen Ensarullah’ının ve İran’ın füzeleri hazırdır ve Hizbullah bu savaşta yalnız olmayacaktır.
İsrail rejimi tüm dünyada nefret edilen ve yalnızlaşmış durumdadır. Bütün ülkeler bu rejimin suçlarını kınamaktadır. İrlanda, İspanya, Slovenya ve Hollanda olmak üzere dört Avrupa ülkesi bu rejimin Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Lübnan’da işlediği terör ve soykırım eylemleri nedeniyle Eurovision yarışmasına katılmama kararı aldı. Bu, dünyada İsrail rejimine karşı başlayacak geniş çaplı yaptırımların ilk adımıdır.”
