Konuya ilişkin "Raialyoum" web sitesinde
yayınlanan yazıda şunlar kaydedildi:
"Suriye ve Rus güçleri yedi yıl sonra ilk kez İdlib'in
kuzeyindeki Bab el-Hava ile Sermada arasındaki otoyolu hedef aldı.
Bu, Rusya ve Suriye’nin Ankara'ya sert bir mesaj gönderdiği
ve Türkiye ile olan sınır noktasına gitmeye hazır oldukları anlamına geliyor.
'Sermada' İlçesi Niçin Hedef Alındı?
Yıllardır Suriye hükümetinin kontrolü dışında kalan ve
bölgenin ekonomik, mali ve ticari merkezi olan Sermada; Türkiye ile Bab el-Hava
sınır kapısının yakınında yer aldığından dolayı büyük önem taşıyor.
Tahrir el-Şam veya Nusra Cehpesi’nin kontrolü altında olan
Sermada ve Bab el-Hava Sınır Kapısı, Suriye’nin kuzey bölgelerinin Türkiye
üzerinden dış dünya ile bağlantı kurmasını sağlıyor.
Stratejik Öneme Sahip M4 Otoyolu
Suriye ordusunun yeni hareketi ekonomik mesaj da taşıyor.
Türkiye yönetimi, Halep'ten Lazkiye'ye giden M4 olarak bilinen otoyolun yeniden
açılması konusunda yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Bu M4 otoyolunun
açılması Suriye'deki ekonomik durumun iyileştirilmesi açısından çok önemlidir.
Teröristlerin mevzilerine yönelik yapılan operasyon sonucu
Nusra Cehpesi’nin lider kadrosundan 4 kişi öldürülürken, örgüte ait Watad yakıt
dağıtım şirketinin bir tesisi imha edildi.
Bu Benzeri Görülmemmiş Olaylar Neden Birkaç Yıl Sonra
Gerçekleşti?
Saha kaynaklarına göre Türk güçleri Halep'in kuzeyindeki Kürt
şehri Tel Rıfat'ın kontrolünü ele geçirmek için askeri faaliyetlere başladı.
Tel Rıfat, 2016 yılından bu yana Rus desteğiyle Fırat
Nehri'nin batısındaki Kürtler tarafından kontrol edilen bir Arap şehridir.
Öte yandan askeri saldırının yakın olduğuna işaret eden
bildirileri havadan atan Türk Silahlı Kuvvetleri, Tel Rıfat halkından operasyon
düzenlenecek bölgeleri terk etmesini istedi.
Türkiye, 'Tel Rıfat' bölgesinden askerlerine yapılan
saldırıların PKK ile YPG tarafından gerçekleştirildiğini söylüyor."
Raialyoum, İdlib’in kuzey kırsalındaki Maarrat el-Misrin’de
TSK konvoyunun geçişi sırasında meydana gelen patlama sonucu birkaç kişinin
ölüğünü ve yaralandığını bildirdi.
Raialyoum gazetesinde yayınlanan yazıda, şu ifadelere yer
verildi:
"Kuzey Suriye’de Türk güçlerine yönelik artan saldırı
eylemleri üzerine sert bir tepki gösteren Türkiye yönetimi, Tel Rıfat’a askeri
saldırılar düzenleme tehdidinde bulundu.
Böylece Rusya ve Suriye ordusu, Türk güçlerinin Tel Rıfat'ın
kontrolünü ele geçirmesini önlemek için Sermada'yı hedef alarak Kuzey
Suriye'deki denklemi bozdu. Özellikle Rusya, Tel Rıfat’daki mevcut denklemin
sarsılmasına müsamaha göstermiyor.
Suriye'nin Kuzeyi Yeni Çatışmaların Odağı
Suriye'nin kuzeyi, yeni bir denklem yazılacak şiddetli bir
savaşın merkez üssü haline gelecek. Rusya, Türkiye'yi başından beri
yükümlülüklerini yerine getirmediği için suçluyor.
Rusya'nın Soçi kentinde gerçekleşen Erdoğan-Putin
görüşmesinin başarısız olmasının ardından iki taraf birbirlerine baskı yapmak
amacıyla sahada askeri güç mücadelesine başvurdu. İdlib'den Lazkiye'deki Rus
Hamim üssüne insansız hava araçlarıyla saldırı meydana geldi. Moskova da
kendisine yakın Kürt gruplara Suriye topraklarında Türk güçlerine karşı
operasyonlar başlatması için yeşil ışık yakmış olabilir."
Raialyoum, şöyle devam etti: "Bu, Ankara'yı Tel Rıfat
şehrine girme seçeneğine yönlendirdi. Kuzey Suriye'de çatışmalar şimdiden
yoğunlaştı ve her iki taraf da maceranın sonuna kadar gitmeye hazır. Burada
İkiden fazla seçenek yoktur; Ya savaşla İdlib'deki denklem tamamen değişir ya
da müzakere masasında yeni bir anlaşma sağlanır.
Bugünlerde hem Türkiye’de hem de Suriye cephesindeki durum
Erdoğan hükümetinin isteği yönünde değil. Türkiye’de Türk lirası büyük oranda
değer kaybetti ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olası bir muhalefet
adayı olan İstanbul Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun halk tabanı arttı.
Bir yandan Rusya ve diğer yandan da ABD ile Türkiye
arasındaki artan gerilim belki de bugünlerde Erdoğan'ın en büyük dış
kaygısıdır. Ayrıca Suriye cephesinde Türkiye ile Rusya arasındaki
anlaşmazlıklar olumsuz yönde kendini göstermiş durumda.
Erdoğan ve Putin'in Soçi'deki son görüşmesi, Rusların
dediğine göre gergin geçti ve herhangi bir konuda anlaşmaya varılmadı. En bariz
olanı Nusra Cephesi'nin İdlib'den çıkarılması öngören '2019 Soçi Anlaşması'
kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmemekte ısrar eden Erdoğan'ın direnmesi
nedeniyle iki buçuk saatlik görüşme sonuçsuz kaldı."
Yazıya göre, Türkiye'nin herhangi bir yeni askeri saldırısı,
İdlib'deki çeşitli cephelerde Türk güçlerine yönelik saldırıları
yoğunlaştıracak.
Erdoğan'ın En Büyük Sorunu Ne?
Söz konusu yazıda: "Erdoğan'ın 2019 Soçi Anlaşması
kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmesini engelleyen en büyük sorunu,
İdlib'deki Türkiye destekli teröristlerin kaderidir ve Dera'da olduğu gibi
Suriye makamlarıyla bir çözüme ulaşmaları için onları ikna etmekte zorlanıyor.
Erdoğan ayrıca Suriye hükümetiyle uzlaşmaya karşı çıkan ve
silahlarını bırakmayan teröristleri de yeşil otobüslerle ülkesine götüremiyor
çünkü sayısı on binleri buldu.
Türkiye'nin Suriye'deki yeni askeri harekatı, Rusya'ya ve Suriye hükümetine meydan okumak ve Suriye'nin doğusundaki ABD destekli Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) hedef almak anlamına geliyor, bu da onlarca Türk askerinin öldürüleceği veya yaralanacağı ve binlerce insanın yerinden olacağı demektir. Savaştan kaçan binlerce Suriyeli, Türkiye'nin yolunu tutabilir. Bir de soru akıllara geliyor: Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bu zor seçeneklerle nasıl başa çıkacak?" ifadeleri kullanıldı.