Şeyh Naim Kasım, Fars Habere verdiği bir röportajda şunları
söyledi: ‘Lübnan'ın sınırlarını çizmesine ve petrol ve gaz için sondaj
başlatmasına izin veren son anlaşma büyük bir başarıydı. Amerika, İsrail'e
baskı yapan arabulucuydu, çünkü direnişin ciddiyetinin farkına vardı ve
İsrail’in bu aşamada savaşa girerse istenilen hedeflere ulaşamayacağını anladı.
Amerika, İsrail'in barışı ve rahatı için Lübnan'a şartlarını
dayatmaya çalıştı ve ne Amerika ne Suudi Arabistan ne de diğerleri, deniz
sınırlarının çizilmesine ilişkin son anlaşmada direnişin pozisyonundan
hoşlanmadı. Ancak direniş, Lübnan'ın gücünün gerçek kalkanıdır ve direnişin
büyük başarıları ABD’nin ve Suudilerin görüşleriyle uyuşmuyor. Bu nedenle
direnişin rolüne son vermeye çalışıyorlar ama bu geçmişte kaldı. Çünkü
direnişin başarıları ve kazanımları onu Lübnan için acil bir ihtiyaç haline
getirdi.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, Lübnan'daki mevcut
siyasi krizle ilgili olarak şunları vurguladı: ‘Bu krizin, etnik siyasi
sistemin doğası, son otuz yılda devam eden ekonomik ve kalkınma politikaları,
yüksek düzeyde yolsuzluk ve ABD’nin sürekli müdahalesi gibi birçok nedeni var.’
Şeyh Naim Kasım, Taif Anlaşması'nın değiştirilmesi ve
düzenlenmesi ile ilgili bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: ‘Hizbullah
Genel Sekreteri son günlerde Lübnan'daki hassasiyetler nedeniyle ve sorun, onu
düzeltmek veya kaldırmakla ilgili olmadığı için, Taif'le ilgili siyasi sistemin
düzeltilmesini veya değiştirilmesini talep etmedi.’
Naim Kasım aynı zamanda Suudi büyükelçisinin eylemlerini ve
Lübnan'daki küçük ve büyük tüm meselelere karışmasını da eleştirdi ve şunları
söyledi: ‘O, Başbakan Hariri'nin Lübnan'da çalışmayı bırakmasının ardından
oluşan siyasi boşluğu doldurmak istiyor ve tüm işlere karışmaya çalışıyor. Bu
Lübnan ve Lübnan halkının çıkarlarına uygun değildir.
Lübnan'daki reform adımlarının ilk adımı cumhurbaşkanının
seçilmesi, ikinci adım Lübnan hükümetinin kurulması ve üçüncü adım ise
düzenleme ve reform ile kurtarma planının onaylanmasıdır. Borçlar konusunun
nasıl çözüleceğini belirlemek, bankalarda mevduatı olanların haklarının iade
edilmesini sağlamak, ekonomik sistem, sosyal etkileşimler ve elektrik konusunda
düzeltici eylemlerde bulunmak için bir plan oluşturulmalı ve ardından diğer
konulara geçilmelidir.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, Lübnan'da son iki
yılda yaşanan olayların ana nedeninin Amerika'nın bariz müdahalesi olduğunu
söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘ABD'nin bankacılık sistemi, ticaret ve yurt
dışından borç alamaya uyguladığı yaptırımlar ve aynı zamanda sivil olduğu
söylenen ancak aslında ABD büyükelçiliğinin emirlerini yerine getiren grupların
provokasyonları Lübnan'daki krizlerde büyük rol oynuyor. Amerikalıların bu
hareketi Lübnanlılara çok zarar verdi ve fırsatlarını kısıtladı ve para ve
ekonomilerinin hareketini engelledi.’