İranlı Uzman: İran-Arabistan Diyalog Süreci Hızlanabilir

GİRİŞ: 24.12.2022 16:12      GÜNCELLEME: 24.12.2022 16:12
Rasthaber - Son günlerde Ürdün’ün başkenti Amman’da 2. Bağdat İş Birliği ve Ortaklık Konferansı düzenlendi.

Konferansa ev sahibi ülke dışında Irak, İran, Türkiye, Fransa, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman ve Bahreyn temsilcileri ile Birleşmiş Milletler (BM), Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Avrupa Birliği (AB) temsilcileri katıldı.

Ürdün, Fransa, Irak ve Mısır’ın devlet başkanları ve başbakan seviyesinde temsil edildiği toplantıya; Suudi Arabistan, Katar, Umman, Bahreyn ve İran’dan dışişleri bakanları katıldı.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, konferansta yaptığı konuşmada, Irak ve komşu ülkelere diyalog ve işbirliği çağrısında bulundu.

Ortadoğu Uzmanı Seyyid Rıza Sadr Hüseyni, Tesnim Haber Ajansı'na verdiği özel demeçte Dışişleri Bakanı Emir Abdallahian'ın Ürdün’e gerçekleştirdiği ziyareti değerlendirdi.

Sadr Hüseyni, “Sayın Emir Abdallahian'ın Ürdün ziyareti ve davetli ülkelerin İkinci Bağdat Konferansı’na katılımı birçok açıdan özel öneme sahiptir. Bölgede barış ve istikrarın temel direği olan İran İslam Cumhuriyeti'nin konferansta yer alması oldukça önemlidir. Zira İran, jeopolitik, ekonomik, savunma ve nüfuz açısından Batı Asya bölgedeki en önemli ve etkili ülkelerden biri. Aslında İran İslam Cumhuriyeti'nin İkinci Bağdat Konferansı’nda yer alması ona itibar kazandırıyor.

‘Komşu Ülkelerle İlişkiler, 13. Hükümetin Dış Politikasının Önceliğidir’

Ayrıca ülke temsilcilerinin çeşitli toplantı, konferans ve platformlara katılması, olası anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve bölgesel ile uluslararası görüşleri yakınlaştırma konusunda ülkelerin dışişleri bakanlığının en önemli görevlerinden biridir. İran İslam Cumhuriyeti de bu konuda istisna değil. 13. hükümetin dış politikasına göre İran'ın bu tür toplantılara katılması aslında dış politika gücünün ve akabinde İran'ın bölgesel nüfuzunun tamamlanması anlamına geliyor.

Hükümetin dış politikasında komşu ülkeler öncelikte yer alıyor. Dolayısıyla Batı Asya ve özellikle dost ve kardeş ülke Irak söz konusu olduğunda, İran İslam Cumhuriyeti'nin çabası kesinlikle ikiye katlanmaktadır.” dedi.

13. hükümetin dış politikasında ekonomi ve ticarete önem verildiğini kaydeden Sadr Hüseyni, “İran İslam Cumhuriyeti'nin bu tür toplantılara katılımı ekonomik ve ticari alanlarda ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayabilir.” ifadesini kullandı.

‘İran ve Suudi Arabistan Sorunları Doğrudan Müzakere Yoluyla Çözmek İstiyor’

Sadr Hüseyni, İran-Suudi Arabistan müzakerelerine ilişkin, şunları kaydetti:

“Irak'ta yapılan beş tur müzakerelerin önemli bir aşamaya geldiğini söyleyebiliriz. Irak seçimleri, İran'daki kaos olayları ve (İran karşıtı) Iran International TV kanalının kışkırtıcı davranışı (Tahran-Riyad) diyalog sürecini erteledi. Ancak her iki ülke de anlaşmazlıkları uzmanlar düzeyinde ve doğrudan müzakere yoluyla çözmek istediğini gösterdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud, Ürdün’deki konferans öncesi yaptığı açıklamada, ‘İran İslam Cumhuriyeti'ne elimizi uzatıyor ve Tahran'la diplomatik ilişkilerimizi başlatmak istiyoruz.’ dedi. Benzer açıklama, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkilileri tarafından farklı yollarla dile getirildi.”

Emir Abdullahiyan’ın Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal bin Ferhan ile yaptığı görüşmeye dair Sadr Hüseyni, “Amman'daki konferans, İran ve Suudi Arabistan dışişleri bakanlarının ilgilendikleri konuları açıkça ifade etmelerine ve aynı zamanda diplomatik ilişkiler ve konsolosluk konularına ilişkin uzman görüşmelerinin yürütülmesine uygun bir fırsat oldu.

İki ülkenin dışişleri bakanları Ürdün’de görüştüler ve bir an önce konsolosluk ilişkileri kurmakla ilgilendiklerini ifade ettiler.”

Kıdemli Orta Doğu uzmanı Sadr Hüseyni, bölgedeki ortak düşman Siyonist İsrail’in Fars Körfezi ve Batı Asya bölgesindeki etkili ülkeler arasındaki boşluğu doldurmaya çalıştığını belirterek, “İran ve Suudi Arabistan, başta Filistin davası ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü olmak üzere Siyonist Rejim’in nüfuzunu önleme ve güvenlik konuları gibi çeşitli bölgesel meselelere odaklanırsa çok etkili sonuçları olacaktır.

İki ülkenin yakınlaşması bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ve bölge ülkeleri arasında ihtilaf yaratmak isteyenlerin planını çökertmede çok etkili olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Sadr Hüseyni, İran ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları arasındaki görüşmenin önemine değinerek, “Bu görüşme, diyaloğu hızlandırmak ve diplomatik ilişkilerin durumunu netleştirmek için bir başlangıç olabilir. Görüşmelerden etkili sonuçlar almak için ticaret, bölge güvenliği ile Hac ve Umre konuları ele alınmalı.” diye konuştu.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM