Bölge işbirliğine karşı İsrail kışkırtması

GİRİŞ: 04.05.2023 09:14      GÜNCELLEME: 04.05.2023 09:14
Rasthaber -  Seçimlere 10 gün kalmışken dış politikada hareketli bir gündem var. Türkiye, Rusya ve Ukrayna savunma bakan yardımcıları 5 Mayıs’ta İstanbul’da bir araya geliyor. Açıklanan gündemde tahıl anlaşması olmakla birlikte kapsamın daha geniş olduğu biliniyor. Öte yandan Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme gündemiyle başlayan Rusya ve İran’ın yetkililerinin katıldığı toplantılar sıklaştı. Savunma ve istihbarat başkanlarının ikinci toplantısından sonra dışişleri bakan yardımcıları bir araya gelmişti. 10 Mayıs’ta da Dışişleri Bakanları düzeyinde toplantı yapılacak. Bu trafiğin ortasında, Türkiye’yi de ilgilendiren bir ziyaret oldu. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, dün Şam’daydı. Bu, 12 yıldır İran Cumhurbaşkanı’nın ilk Şam ziyareti olması bakımından önemli. Bir yandan Şam yönetiminin Arap ülkelerince tecridi tamamen kırılmış durumda.

ABD VE İSRAİL TEYAKKUZDA

Astana süreciyle başlayan, bölgesel krizlerin bölge ülkelerinin işbirliğiyle çözümünde başarı kazanılması, Suriye’nin yanı sıra Batı Asya’daki bütün sorunları çözebilecek yegane modeli ortaya çıkardı. ABD önderliğindeki Atlantik İttifakı’nın devreden çıkarılmasını sağlayan modelin başarı kazanması İsrail’de teyakkuza neden olmuş durumda. İsrail bir yandan Türkiye ile normalleşme görüşmeleri sürdürürken, bir yandan Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile ittifakını derinleştiriyor. Ama daha önemlisi İsrail’in bölge ülkeleri arasında ihtilafları kışkırtma uygulamalarında atağa geçmesi. Aydınlık, 2 Mayıs’ta İsrail Parlamentosu’ndan 32 milletvekilinin İran’ı parçalamak için Hükümetlerini harekete geçirmeye çağıran bildirisini haberleştirdi.

ABD de bu ihtilaftan yararlanma peşinde. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken 26 Mart’ta, Senato’da katıldığı oturumda “Azerbaycan’ın İran ile uzun bir sınırı var ve bu sınır korunmaya muhtaç” diye konuştu.

İRAN AZERBAYCANI’NDA AYRILIKÇI FAALİYET

İran ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler son bir yıldır önemli ölçüde gerginleşmiş durumda. Şubat ayında Azerbaycan’da “İranlı casus ağının açığa çıkarılması” olarak duyurulan bir operasyonda 39 kişi tutuklanmıştı. Bu olayın hemen öncesinde Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne silahlı saldırı eylemi gerçekleştirilmişti. Azerbaycan yönetimi olayın ardından Büyükelçiliği boşaltmış ve sorumluluğu İran yönetimine yüklemişti.

Bir yandan da İran Azerbaycanı’nda ayrılıkçı faaliyete hız verildi. İran’daki Azerilerin bağımsızlığı iddiasıyla Güney Azerbaycan Milli Devlet Şurası adlı bir kuruluş ilk toplantısını 30 Nisan’da yaptı. 1991 yılından beri Azerbaycan’da yayın yapan “turan.az” adlı medya grubunun duyurduğu habere göre söz konusu kuruluşun merkezi Finlandiya’da olacak. Grubun koordinasyonunu Cengiz Göğtürk üstleniyor. Güney Azerbaycan Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Salih Yıldırım, ABD’nin Şikago kentinden yayın yapan "Günaz" uydu kanalının kurucusu Ahmet Obalı, Güney Azerbaycan Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Ajdar Tagizade, ve Güney Azerbaycan Ulusal Kurtuluş Cephesi Yönetim Kurulu üyesi Sadık İsabeyli de grubun kurucuları arasında.

İRAN’I BÖLMEK TÜRKİYE’Yİ BÖLMEKTİR

İsrail yönetimi, Azerbaycan ile ilişkilerini kullanarak, bölgesel işbirliğini dinamitlemeye çalışan bir propaganda yürütüyor. Ankara’nın İsrail ile normalleşme süreci ve Azerbaycan-İsrail askeri işbirliği Tel Aviv için uygun zemin sağlıyor. Aynı zamanda İsrail, Azerbaycan’ı İran’a yönelik gayrı nizami operasyonlarında üs olarak kullanıyor.

Bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye’de de İran karşıtı bir propagandanın artırıldığı, sözde “Güney Azerbaycan” yaygarasının düğmesine basıldığı görülüyor. Bunun perde arkasından MOSSAD’ın doluğu kolayca saptanabilir. Sözümona Türkçülük adına İran’ın parçalanmasını açık açık savunan kesimler var. Oysa böyle bir gelişmenin, Türkiye’nin ve Türk milletinin menfaatlerinin tam zıddı sonuçlar vereceği açıktır. Çünkü, ABD-İsrail’in hedefinde yalnızca İran değil, Türkiye de vardır. Irak’ı böldükleri gibi, Suriye’yi bölmek için 12 yıldır bir savaşı sürdürüyorlar. Türkiye’yi bölmek için 40 yıldır ipini elinde tuttukları PKK’yı kullanmaya devam ediyorlar. Buna karşılık, bölge ülkelerinin ortaklığı, Atlantik’in hedefinde yer alan her ülkenin toprak bütünlüğünü sağlamanın tek yoludur.

aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM