ABD Dışişleri Bakanlığı terör örgütünün 11
Haziran’da düzenlemeye çalıştığı seçimler için şartların uygun olmadığını
açıkladı. Peki, bu seçimlerin arkasında olduğu bilinen ABD neden geri adım
attı? Çünkü, seçim tiyatrosu istendiği gibi sahnelenemeyecek. Seçimleri, PKK/PYD’nin
dışındaki Kürt örgütleri boykot ediyor, Arap aşiretleri bayrak kaldırmış.
Ayrıca Türkiye, Milli Güvenlik Kurulu bildirisiyle, arkasında
ABD ile İsrail’in olduğu bu plana izin vermeyeceğini ilan etti. Bölgede PKK/PYD
dışındaki hiç kimsenin katılmayacağı bir seçim, sözde özerk yönetimin
meşrulaştırılması amacına ulaşamayacak.
PEKİ SONRA?
Türkiye, 2016 yılındaki Fırat Kalkanı, 2018 yılındaki Zeytin
Dalı, 2019’daki Barış Pınarı harekatlarıyla Akdeniz’e ulaşması planlanan terör
koridorunu kesti. Ama ABD, PKK’ya destek vermeye devam etti. Terör örgütü,
ABD’nin desteğiyle palazlandı, büyütüldü, bugünkü noktaya getirildi. ABD’nin
PKK’ya desteğini ne Türkiye’nin NATO üyeliği önleyebildi ne de ABD ile yapılan
çeşitli mutabakatlar…
Çünkü, ABD, Suriye’yi bölmeye çalışıyor. Türkiye ise
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Türkiye’nin ulusal güvenlik
çıkarlarıyla ABD’ninkiler çatışıyor. Türkiye’nin menfaatleriyle Suriye’ninkiler
arasında ise örtüşme var. Dahası Suriye’nin bütünlüğünün sağlanması, Lübnan’ın,
Irak’ın, İran’ın da menfaatine. Mısır ve son dönemde Şam ile ilişkilerini
normalleştiren Suudi Arabistan da bölge çapında istikrarın gereği olarak aynı
noktada buluşmuş durumda. Rusya ve Çin de bölge ülkeleriyle birlikte. Her şey
bütün çıplaklığıyla ortada. Yani aslında Suriye’nin toprak bütünlüğünün
sağlanması için dünya çapında stratejik düzlemde çok büyük bir ağırlık
oluşmuştur.
BEKA TEHDİDİNİ ÖNLEMENİN YOLU
Meselenin özü, ABD’yi Suriye’yi bölme planından caydıracak
bütünsel bir strateji uygulanmasıdır. Kaybedilen zaman, Türkiye’ye yönelik
tehditlerin artmasına neden olmaktadır. Bir kez daha hatırlatalım: 2019
yılından beri her yıl uzatılan ABD’nin Suriye Acil Durum Kararı’nda, Türkiye,
ABD’nin ulusal güvenliğine olağanüstü ve olağandışı bir tehdit olarak
nitelenmiştir. Bu durum, armudun sapı üzümün çöpü gibi sözde bahanelerle
geçiştirilemez. Suriye’nin parçalanması hedefi, Türkiye’nin bölünmesinden ayrı
düşünülemez.
Türkiye’ye yönelik ABD’nin stratejik değerlendirmesinin
özeti niteliğindeki bu kararına karşı tutarlı bir strateji uygulamadan,
Suriye’nin bölünmesinin önlenmesi de Türkiye’ye yönelik beka tehdidinin ortadan
kaldırılması da mümkün değildir.
aydınlık
Fikret Akfırat