Filistin İçin Sabah Çok Yakın

GİRİŞ: 08.09.2024 10:07      GÜNCELLEME: 08.09.2024 10:07
Rasthaber -  Siyonist rejim özel bir durum ve şartlar içindedir. Şüphesiz, utanç verici tarihi boyunca bu rejime yönelik iç ve dış tehditler bu boyutta olmamıştır. Artık herkes bu rejimin iç ve dış tehditlere karşı istikrarlı olmak için gerekli şartlara sahip olmadığına inanıyor.

60 yılı aşkın bir süredir İsrail ordusunun eylemlerini açıklayan ve meşrulaştıran bu rejimin ünlü analistlerinden Menashe Amir, birkaç gün önce savaş sürecine, askeri yetkililerin peş peşe istifalarına ve hükümete karşı kitlesel protesto gösterilerine değinerek şunları söyledi: ‘İsrail'deki koşullar çok ama çok zor, bugün gördüklerimizin eşi benzeri yoktur ve İsrail devleti çökmeye yakındır.’

Şu anda Netanyahu hükümetinin temel direklerinden biri olarak kabul edilen İsrail'in eski dışişleri bakanı Liberman, bir hafta önce Hizbullah'ın ezici Erbain operasyonuna ve İsrail'in bu operasyonu söndürmedeki acizliğine değinmiş ve öfkeyle bu rejimi destekleyen Batılı hükümetlere hitaben "İran ve Hizbullah İsrail'i boğuyor" açıklamasında bulunmuştu.

Bu konuda birkaç noktaya değinmek gerekiyor:

1- İşgalci Yahudilerin Netanyahu hükümetine karşı sokak gösterileri hacim ve süreklilik açısından Aksa Tufanı operasyonu öncesine döndü. Ancak bu kez Yahudi protestocuların temel talebi Netanyahu'nun Gazze'de Hamas'la ateşkes konusunda anlaşmaya varması ve savaşı fiilen durdurmasıdır. Onlar, 11 ay önce başlayan bu savaşın devam etmesinden kaynaklanan kısıtlamalardan bıkmış durumdalar ve sorunu İsrail lehine çözecek bir ufuk görmüyorlar. Ordunun ve Netanyahu'nun 11 aydır çözemediği bir sorunun sorumluluğunu üstlenmesi Yahudilerin çoğunluğu tarafından kabul edilebilir bir durum değil. Netanyahu'nun İsrail'i hiçbir değeri ve başarısı olmayan bir kabinenin ayaklarına astığına inanıyorlar. Filistinlilerin hem insani hem de maddi olarak daha çok acı çektiği savaşın sona erdirilmesi yönünde sivil ve hatta askeri talep oldukça ilginçtir. Bu da bu savaşta yaşananların derinliğini gösteriyor. Artık bu rejimin ordusunun, muhalefetinin ve sivil güçlerinin özetle söylediği şey şudur: “Bu savaş Gazze direnişinin yenilgisinden başka her şeyle sonuçlanabilir.”

Netanyahu, bir buçuk ay önce Amerika'ya yaptığı ziyarette İsrail'in güvenliğini ve siyasi durumunu düzene koymak için bir ay harcadı ve artık bu süre geçmiş ve durum onun için daha da kötüleşmiştir. Netanyahu, altı İsrailli esirin yaşadığı olay nedeniyle halktan özür dileyip ailelerinin acısını paylaşınca işgalci Siyonistler, Netanyahu'ya süre verilmesinin durumu daha da kötüleştireceğini anladılar.

Şu ana kadar Netanyahu kaçınılması mümkün olmayan tek kötü seçenek olarak görülüyordu. Bu nedenle gaspçı rejimin yabancı destekçileri, bu hükümetin savaş sırasında ayakta kalmasını bir başarı olarak değerlendiriyor ve şöyle diyorlardı: “4 yılda 5 kez üst üste seçimle karşı karşıya kalan hükümet, artık savaşla yoluna devam ediyor.” Ama şimdi gazeteci Menashe Amir, bu hükümetin çökmeye yakın olduğunu söylüyor.

2-Siyonist rejim siyaset sahnesinde son 60 yılın en kötü durumunu yaşarken, Batı Şeria sıcak çatışma sahnesine dönüştü. Çatışmalar o kadar yoğun ki İsrail, benzeri görülmemiş bir eylemle Cenin, Nur El Şems ve Tulkerim'deki Filistinlilere savaş uçakları ve roketlerle saldırdı! İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin karşıtı operasyonları terör eylemleri ve özel operasyonlar şeklinde gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz hafta Hebron, Cenin ve Tulkerim'de aralarında bir tugay komutanının da bulunduğu en az 10 İsrail askeri öldürüldü, 30'dan fazlası da yaralandı. Şu anda üç İsrail ordusu Batı Şeria ve Kudüs'ü kontrol etmekle meşgul ve bu bile tek başına bu rejimin Batı Şeria'daki durumunun kötüleştiğini gösteriyor.

Batı Şeria her zaman bu rejimin kâbusu olmuştur. Bu bölgede yaklaşık 3,5 milyon Filistinli yaşıyor. Aynı zamanda Peygamberlerin kutsal türbelerinin bulunduğu bu bölgenin korunmasına yönelik de büyük bir gayret var. İsrail'in bu nüfusu kontrol etmesi Gazze halkını kontrol etmekten çok daha zor. Bu nedenle Netanyahu, Gazze savaşının başlamasından üç gün sonra Batı Şeria'yı askeri bölge ilan etti. Bu 11 ayda en az 700 Batı Şerialı şehit oldu, en az 4 bini tutuklandı. Buna rağmen ordu bu bölgeyi kontrol edemiyordu.

İsrail yanlısı Avrupa medyasında yayınlanan haberler ve özellikle Royal Chatham House Enstitüsü'nün Amerikan Dış İlişkiler Konseyi’nde de yankı bulunan son raporu şunu gösteriyor ki, geçen yıl 6 Ekim ile bu yılın 2 Ağustos tarihleri ​​arasında İsrail, Batı Şeria'da 678 askeri operasyonla ve Filistinlilerin ateşli silah kullanımıyla karşı karşıya kaldı ve bu süre zarfında en az 80 İsrail askeri öldürüldü. Aynı zamanda İsrail hükümeti bu dönemde aldığı darbeler nedeniyle dengesini kaybettiği için aptalca iddialarla bu protestoları körükledi. Örneğin, Netanyahu, Gazze ve kuzey bölgede bu rejim ordusunun yoğun çatışmalarının ortasında Batı Şeria'nın İsrail'in bir parçası olduğunu açıkladı ve ya da bir diğer örnek olarak bu rejimin iç güvenlik bakanı Ben Gvir Mescid-i Aksa'ya girdi. Bunlar, bu rejimin toparlanamaz bir durumda olduğunun işaretleridir. İsrail açısından Batı Şeria kendi kaderini belirleyebilir ve bugünlerde İsrail'in Batı Şeria'daki çatışmalarının yoğunluğu Gazze'deki çatışmalarının yoğunluğundan daha az değildir.

3- Ateşkes görüşmeleri, İsrail'in Filistinlilerin güneyden ve kuzeyden hareketini ve Gazze Şeridi'nin merkezindeki Netzarim ve güneyindeki Philadelphia'nın iki eksenini kontrol etmek olmak üzere bu iki konuda ısrar etmesi nedeniyle fiilen çıkmaza girmiştir.

Amerikalılar, İsrail'i düştüğü bu vahim durumdan kurtarmak için bir şeyler yapmaları gerektiğine inanıyor. Amerika’nın reçetesi, İsrail'in askeri yenilgileri nedeniyle Hamas'ın kontrolünün ve Gazze'nin siyasi ve güvenlik yönetimine ilişkin yeni düzenlemenin müzakerelere bırakılması gerektiği yönündedir. Amerika'nın formülü, Hamas'ın Arap hükümetleri ve Filistin'deki ona bağlı bir hareketin işbirliğiyle kademeli olarak ortadan kaldırılması gerektiği yönündedir. Amerika’nın formülü, Arap özel kuvvetleri çerçevesindeki uluslararası yönetimin ve Hamas'a mali yaptırımların birleşmesidir ve direniş unsurlarına suikast düzenlemeyi meşru göstermek için onun terörist niteliğini vurgulamaktadır. İsrail bu formüle güvenmemekte ve Filistinliler Hamas'ı desteklediği için Hamas'ı izole ederek ve komutanlara ve direniş unsurlarına suikast düzenleyerek bu konunun hiçbir yere varmayacağına ve İsrail'in Gazze'deki sorununu çözmeyeceğine inanmaktadır.

Netanyahu, Gazze'ye yanlış bir düşünceyle ve hatalı bir şekilde girdiğine göre, artık Gazze direnişini kontrol altına alacak kesin bir formül bulmadan gitmemesi gerektiğine inanıyor. Bu nedenle Gazze Şeridi’nin orta ve güney kesimlerindeki askeri kuvvetlerinin orada kalmasına önem veriyor. Peki İsrail gerçekten Gazze Şeridi'ndeki askeri güçlerinin varlığını sürdürebilecek mi? Evet İsrail burada bir süre kalabilir ama bu süre zarfında kayıplar verecektir. Peki İsrail art arda kayıplar vermeye hazır mı? Daha iki gün önce, gaspçı İsrail rejiminin Başkanı endişeyle şu açıklamalarda bulundu: “Her gün ordunun ve ordu kuvvetlerinin bazı komutanlarını gömüyoruz ve bu, eşi benzeri görülmemiş bir şeydir.”

Başka bir soru da şu; İsrail'in bir süre Gazze'de kalacağını varsayarsak, İsrail gerçekten direnişin hareketini ve başarılarını engelleyebilir mi? Direnişin deneyimi, İsrail'in direnişi ortadan kaldırmak veya ciddi şekilde zayıflatmak için hiçbir zaman göreceli avantajlarını kullanamadığını gösteriyor. Bu nedenle Hamas, İsrail askerlerinin Netzarim ve Philadelphia'daki varlığının devam etmesine karşı şiddetle mücadele etmekte ve aynı zamanda Siyonist rejim ordusunun varlığının devam etmesi halinde onları maliyetli bir yıpratma sürecine dahil etmek için de planlar hazırlamıştır.

İsrail ordusu, söz konusu iki eksenin korunmasını vurgularken aynı zamanda bu iki eksende konuşlu mevcut askeri güç oranının yüzde 25'e düşürülmesinden de söz ediyor. Askeri gücün azaltılması direnişin askeri hareketliliğinin arttırılması ve direnişin eylemlerinin artması demektir ve bu da ordunun başı ile gövdesi arasında ihtilafların ortaya çıkması anlamına geliyor. Siyonist rejim ordusuna hâkim olan durum budur ve İsrail kara kuvvetleri komutanı da dahil olmak üzere komutanların istifasına, 8 bin 200 özel güvenlik birimi komutanının geri çekilmesine yol açmıştır.

İsrail ordusu hava merkezli bir kuvvettir ve kara savaşında özel bir yeteneği yoktur ve 1973 savaşı sırasında Mısır ordusu, üç günden daha kısa bir sürede geniş Sina çölünün tamamını İsrail kara kuvvetlerinden geri almayı başarmıştır. İsrail tam anlamıyla derinliği her geçen gün artan bir çıkmazdadır ve bu durum Filistinlilerin İsrail'e karşı hareketinin ve Filistin milletinin bu kutsal toprakları özgürleştirme kapasitesinin de artmasına neden olmaktadır.


Sadullah Zarei

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM