Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İsrail ve Türkiye’nin
askeri-teknik donanımı sayesinde 2020’de 7 rayonda, 2023’te Karabağ’da kontrolü
sağlamanın verdiği güvenle çıkışlar yapıyor. Oluşan görüntüye bakılırsa Rus
nüfuz alanında olmanın biçimlendirdiği kompleksten çıkmaya çalışıyor. Devlet
olma rüştünü ispatlamak, ulusal gurur ve kimliği besliyor.
Yekaterinburg’da Rusya’nın ‘suç şebekesi’ dediği
Azerbaycanlı bir aileyi hedef alan ve iki kardeşin öldüğü operasyonu iki komşu
arasında yeni bir hesaplaşma havası yarattı.
Bakü’nün buna Sputnik’i basıp Rus kültür etkinliklerini
iptal ederek verdiği yanıt, kısmen 2014’te Maidan Darbesi sonrası Ukrayna’nın
yeni efendilerinin Sovyetlerden kalma ne varsa her şeyi iptal eden yasa ve
kararnamelerini hatırlatıyor. Ukrayna savaşına paralel olarak Rusya’ya karşı
Trans-Kafkasya’dan cephe açmak için avuçlarını ovan Batılı yorumcular Aliyev’in
cesaretini göklere çıkartıyor; alınan önlemleri Rus patronluğuna karşı bir
meydan okuma olarak sunuyor. Ukrayna’da Neo-Nazilerin şişirdiği rüzgârı da
Batılı değerler adına bir arınma olarak görmüşlerdi. Fakat bu türden ego
şişirme taktikleri Aliyev ve Paşinyan’ı Zelenskileştirebilir. NATO blokunun
çıkarları için ülkesini yakan adam!
İlham Aliyev, babası Haydar Aliyev gibi Sovyet eğitim
sisteminin yetiştirdiği bir lider. Normalde Ruslarla konuşma becerisi yüksek!
Ukrayna ve Gürcistan’ın renkli devrimlerle savrulduğu süreçlerde Rusya ile
mesafeli iyi komşu olmayı başardı. Türkiye ve İsrail’le artan askeri-savunma
ortaklığı bu mayaya cesaret kattı. Rus gazına alternatif olmanın Batı’dan
getirdiği kıymet de özellikle içerde muhalif avında Aliyev’e dokunulmazlık
kazandırdı.
Zengezur: Yeni hesaplaşma noktası
İkinci Karabağ savaşından beri Rusya’nın Ermenistan ve
Azerbaycan üzerindeki etkisi aşınırken Moskova’nın ‘alevlenmeyen’ tutumu nüfuz
mühendislerinin elini rahatlattı. Kuşkusuz hem İran hem de Rusya bölgedeki
gelişmeleri Batının kuşatma ve tecrit hamleleri olarak okuyor.
2020’deki ateşkes anlaşmasında Rusya’nın uhdesinde
Zengezur’dan koridor açılması planının bu hesaplaşmanın merkezine oturması da
kaçınılmazdı. Anlaşma Rusya’nın açılacak ulaşım hatları üzerinde ‘koruyucu ve
düzenleyici ağabey’ rolünü teslim ediyordu. Fakat Karabağ, Azerbaycan lehine
denklemden düşünce Rusya’nın garantörlüğünü temin eden anlaşmanın zemini
aşındı.
Bu hesaplaşmanın diğer tarafında İran var. İran da
Ermenistan’la kara bağlantısının koparılacağı, Ermenistan-Gürcistan üzerinden
Karadeniz’e ulaşım kanallarının kapatılacağı, Orta Asya-Türkiye-Batı aksında
İran hatlarının bypass edileceği ve bunun bir tür NATO kuşatmasına hizmet
edeceği değerlendirmesinden hareketle koridora karşı askeri tatbikatlarla gayet
tehditkâr bir pozisyon almıştı. İsrail’in Azerbaycan’la artan ortaklığı da bu
tehdit algısını büyütüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘bozucu faktörleri’ elimine
etmek için peşinen Rusya, Türkiye, İran, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan
arasında 3+3 formatıyla iş birliği önermişti. Erdoğan demiryolu, karayolu,
doğal gaz-petrol ve iletişim hatlarını içeren koridor için “Avrupa’dan Çin’e”
vurgusunu da çok yapıyor. Belki 3+3’ün Rusya ve İran açısından anlam
kazanabilmesi için Hindistan-İran-Azerbaycan-Rusya arasındaki Kuzey-Güney
Koridor Projesi ile birlikte ele alınması gerekiyor. Entegre bir yaklaşım onları
da tatmin edebilir. Ne var ki Batı bloku ısrarla Zengezur’u İran ve Rusya’yı
tecrit edecek bir proje olarak kurguluyor.
Rusya, Ukrayna cephesini kapatabilmiş, İran da İsrail ve ABD
ile savaş halinden tam olarak çıkabilmiş değil. Tam bu zeminde Trump yönetimi,
koridorun kontrolünün Rus FSB’ye değil bir Amerikan şirketine verilmesi yönünde
bir teklifle devreye giriyor. Amerikalıların Rusya’yı Zengezur’dan vurma
planını, Bakü-Moskova arasındaki ‘kriminal restleşme’ ve Erivan’daki darbe
girişiminin çok ötesinde ele almak mümkün değil.
İstihbarat savaşları
Zengezur ‘zonklama’ noktası, ama mesele daha büyük.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Aliyev ve Erdoğan’la bir şekilde el
sıkışıp Türkiye’yi Rusya’dan kaçış kapısı olarak kullanmak istiyor. Bu yönelim
Rusya’nın koruma hizmetlerinden de kurtulmayı gerektiriyor.
İlk adımı Temmuz 2024’te Erivan’daki uluslararası
havaalanından Rus sınır muhafızlarını göndererek attılar. Dönemin ABD Dışişleri
Bakan Yardımcısı James O’Brien, aynı günlerde Senato’da bu adımı, “Paşinyan’ın
Moskova’dan Batı’ya yönelme stratejisinin bir parçası” olarak nitelemişti.
Rusya’ya göre bu süreçte CIA ve MI6 Erivan’da çok aktif hale geldi. Hatta ABD
ve İngiltere istihbarat servislerinin yardımıyla Ermenistan’ı Rus istihbarat
ağlarından koparmak üzere yeni bir dış istihbarat servisi kuruldu. 2022’de
dönemin CIA Direktörü William Burns, MI6 Direktörü Richard Moore ve Almanya BND
Başkanı Bruno Kahl Ermenistan’da temaslarda bulunmuştu.
Erivan’da Ruslara bilet kesmek mühim bir darbeydi. Geriye
İran ve Türkiye sınırlarındaki Rus muhafızlar kaldı. Yönelim bu iken koridorun
kontrolünü Ruslara bırakmak istemeleri beklenen bir şey değil.
Tabii Aliyev “yarın bir gün Erivan’da iktidar değişir de
koridorda oldu bitti yaparsa” diye üçüncü bir tarafın garantörlüğünü önemsiyor.
Ayrıca Aliyev ‘gümrüksüz’ geçiş için bastırıyor. Bu tavizi koparabilseydi
koridorda kimin bekçilik yapacağını umursamayabilir.
Bir başka düş: NATO koridoru
Koridor Aliyev’in Nahçivan’la bütünleşme, Erdoğan’ın da Orta
Asya’ya kestirmeden ulaşma düşlerini süslüyor. Fakat Amerikalılar çerçeveyi
“Rusya’yı arka bahçesinden kovmak” ve “Çin’in İpek Yolu projesinin önünü
kesmek” diye koyuyor. Haziran 2024’te O’Brien, Orta Asya’dan Akdeniz’e
ulaşacak, Çin ve Rusya’yı baypas eden yeni bir ticaret yolunun ABD tarafından
destekleneceğini söylemişti.
Zengezur’u bir NATO koridoruna dönüştürecek teklif mayıs sonunda ABD Dışişleri
Bakan Yardımcısı Josh Huck tarafından Bakü ve Erivan’a sunuldu.
Carnegie Endowment for International Peace'den Olesya
Vardanyan’nın Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberine göre teklif şunu
içeriyor: Koridorda kargo geçişini yönetme ve izleme görevi Amerikalı bir
lojistik firmasına verilecek. Bu firma verileri tüm taraflarla paylaşacak. Bu
şekilde hem Erivan’ın egemenliği korunacak hem de Bakü'nün güvenlik garantileri
karşılanacak. AB, 2018’de Gürcistan ile Rusya arasında Abhazya ve Güney
Osetya’dan geçen kargo için İsviçreli bir firma eliyle kontrol mekanizması önermişti.
Amerikalılar da bunu örnek alıyor.
Normalde Ermenistan egemenlik haklarını korumak için gümrük
ve güvenlik dâhil tüm kontrolün kendisinde olmasını istiyor. Azerbaycan
engelsiz ve gümrüksüz geçişte diretiyor. Ermenistan Dışişleri Sözcüsü Ani
Badalyan Amerikan teklifini ne yalanladı ne de doğruladı. Ama tüm tarafların
çıkarlarını gözeten farklı görüşlerin ele alındığını belirtti. Bu açıklama
2020’de belirlenmiş formülün dışında dolaştıklarını gösteriyor.
Rusyasız hesap tutar mı?
Rusya’yı bypass eden hesaplarının tutması için
Ermenistan-Azerbaycan barışının tesis edilmesi, bunu takiben Türkiye-Ermenistan
normalleşmesinin gerçekleşmesi gerekiyor. Bu barışın önünde kalan pürüzlerden
biri Aliyev’in Ermenistan anayasasında istediği değişiklikler. Karabağ üzerinde
hak iddia eden maddenin çıkarılmasını bekliyor. Paşinyan ise bunun için iki yıl
alabilecek bir referandumun gerektiğini vurguluyor.
Özetlersek Türkiye’nin Trans-Kafkasya’da artan nüfuzu,
Aliyev’in 2020’den beri haritada yaşanan değişimden aldığı cesaret, Paşinyan’ın
Rusya’dan kaçış çabası ve ABD’nin koridora girme niyeti Rusları
kışkırtıyor.
Benzer kışkırtmalar Gürcistan ve Ukrayna’da yapılırken,
Rusya’nın nüfuz alanındaki çöküşü çaresizce izleyeceği düşünülüyordu. Ama ters
tepti. Yine Aliyev’in İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ı Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı zirvesi çerçevesinde Şuşa’da ağırlamasını, İran’ın Ermenistan’dan
yana politikasının ezilmesi olarak görenler var.
Şimdi Bakü’nün yeni sürüm Elçibeyleri çözümü Azerbaycan’da
devasa bir Türk askeri üssünün kurulmasında görüyor. Bundan hem Rusya hem İran
tırsacak!
Belli ki Rusya, Ukrayna faslını kapatıncaya kadar kontrollü
gidecek. Fakat Trans-Kafkasya’yı Ruslarla hesaplaşma arenasına çevirmenin neye
benzeyeceğini Kerç Köprüsü’nün öte tarafında görüyoruz.
Erdoğan Şuşa dönüşü demiş ki; “Yaşanan talihsiz hadiseler, tamiri imkânsız
hasara neden olmamalı. Yapıcı adımlara destek vereceğiz. Önceliğimiz ani
tırmanışlardan kaçınmak. Kafkasların yeni bir çatışmayı kaldırmaya tahammülü
kalmadı.”
Erdoğan, Aliyev’in de kızıştırmaktan yana olmadığını
söyledi.
Küresel güç mücadelesinin gölgesinde kendi jeopolitik
gerçekliğinden kopan değerlendirmelerin illaki bir faturası oluyor. 1990’dan bu
yana bunun bir dizi örneği oluştu. Erdoğan da bunun farkında. Ya da olmalı!
evrensel