Özellikle Başkan Trump zamanında her konuşmasında ABD’nin PYD/YPG’ye yollandığı silah dolusu binlerce TIR’dan söz eden Erdoğan son dönemde artık bu konuya değinmiyor. Oysa 1 Ekim’den yani Bahçeli’nin konuşmasından bu yana ABD bölgeye yüzlerce TIR’lık ağır silah yollandı ve Fırat’ın doğusuyla Kuzey Irak’taki askeri üsleri aracılığıyla geçen hafta İran’ı bombalayan İsrail uçaklarına yardımcı oldu.Türkiye dahil İran’ı kuşatan tüm bölge ülkelerinde askeri üsleri bulunan ABD; İran ve tüm bölgeye yönelik yeni karanlık tezgahlar çeviriyor. Örneğin İsrail’le başı belada olan İran şimdi de Afganistan’la olan sınırı boyunca ciddi gerginlik ve bazen de çatışmalar yaşıyor.
Bu durumları fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Filistin ve Lübnan’ı bombalamayı sürdürüyor ve her gün ortalama 100-150 insanı öldürüyor. Arap ve Müslüman ülke iktidarları ise kınamanın dışında hiç bir şey yapmıyor. Suudi Arabistan ise ‘eğlence’ olsun diye Müslüman ülke liderlerini ‘acil’ toplantıya çağıracağını söyledi ama günü belirlemedi. Kaç kişi bu davete olumlu yanıt verir ve Riyad’a gider bilinmez ama gidenlerin ciddi bir tavır alabileceklerini sanmıyorum çünkü herkes ABD’den korkuyor. Herkesin kendisinden korktuğunu bilen ABD ise 5 Kasım başkanlık seçimlerinden sonra bölgemizle ilgili karanlık hesap yaptığı kesindir.
Ama öncesinde İsrail’e “Lübnan ve Filistin’in işini bitir sonra da Suriye ile ilgili planlarını uygula” diyor. Daha açık bir ifade ile İran’ı sıkıştırabilmek için Suriye parçalanmalı. Şimdi ise bu ülke toprağının yaklaşık %10’u TSK destekli silahlı grupların kontrolünde , %20’i ABD ve NATO destekli PYD/YPG’nin işgali altında ve Türkiye sınırına yakın İdlib’de radikal İslamcı terör örgütü NUSRA var. Ülkenin güneyinde yani Darâa bölgesinde yuvalanmış IŞİD artığı teröristler ABD ve işbirlikçi Arap yönetimlerinin talimatlarına göre Suriye ordusuna saldırıp duruyor.
Bu karmaşık yapının sürüp sürmemesi büyük ölçüde Ankara’nın tavrına bağlıdır. Kedine göre ‘dar’ hesaplardan uzak Şam ile barışmayı başaran bir Ankara ABD ve müttefiği İsrail’in Suriye planlarını bozabilir ve Şam’la birlikte PYD/YPG/PKK sorununu çözebilir . Bunu yapmayan ya da yapamayan bir Ankara ise ABD ve Sevr’ci emperyalist ülkelerin planlarına hizmet eder ve sonunda kendisi zarar görür. Fotoğraf bu kadar net iken birileri içeride toplumu oyalamak istiyor. Kimin neyin peşinde olduğunu bilen yok ama yandaş medyanın azman ve uzmanları saçmalayıp duruyor.
Bahçeli’nin önerisine destek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise bu önerinin gereğini yerine getirmek için görünürde hiç bir şey yapmıyor ve bu konuda muhatabı olan Kandil’deki PKK’lılara karşı bildik tavrını sürdürüyor. Oysa Kandil’deki PKK’lıkarın ezici çoğunluğu artık Kandil’de değil Suriye’nin kuzey doğusunda yani Fırat’ın doğusunda ve orada ABD ve NATO’cu ülkelerin on kadar askeri üssü var.
Bu üsler orada kaldığı sürece ne Kandil ne de PYD/YPG Erdoğan-Bahçeli planlarının uygulanmasına izin vermez.
Ama bu planlar ABD’nin ve dolaysıyla İsrail’in planlarına hizmet ederse o zaman hiç bir sorun olmaz.
TELE1