Siyonist ve İran Karşıtı; İşte Trump’ın Kabinesinin İki Özelliği

GİRİŞ: 14.11.2024 19:19      GÜNCELLEME: 14.11.2024 19:19
Rasthaber -  Trump, göreve başlamasından ve Beyaz Saray'a dönmesinden 2 ay önce, bir grup kişiyi yönetimindeki kilit pozisyonlara aday gösterdi. Bunların en net ve ortak özellikleri saldırganlık, Siyonist rejime sevgi ve İran karşıtlığıdır ve bu, İran’da Amerika ile uzlaşma yanlılarının ciddi anlamda düşünmesi gereken bir konudur!

Trump, başkanlık kampanyaları sırasında Amerika'yı yeni bir savaşa dahil etmeyeceğinin yanı sıra Gazze ve Ukrayna'daki mevcut savaşları da durduracağına söz vermişti. Ancak geçtiğimiz günlerde hükümetindeki kilit pozisyonlara, hepsi savaş çığırtkanı olan, Siyonist rejime sevgi besleyen ve güçlü bir şekilde İran karşıtı olan kişileri atadı. Bu atamalar, Trump gibi bir yalancının sözleriyle eylemleri arasındaki mesafeyi açıkça ortaya koyuyor. Trump, başkanlığı sırasında da “yalancı” olarak tanındı ve birçok Amerikan medyası onun yalanlarını haftalık olarak sayıp güncelledi.

Trump’ın CIA, Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve Ulusal Güvenlik Danışmanı için seçtiği seçenekler son derece radikal, İsrail aşığı ve İran karşıtı seçeneklerdir. Hal böyleyken, İran’da kürsüsü ve makamı olan bazı kişiler Trump'la uzlaşma ve müzakereyi bir an olsun ağızlarından düşürmüyorlar. “Trump bir iş adamı ve bir iş adamıyla müzakere kolaydır” ve “Trump değişti” bahanesiyle, sürekli İran'a saldırıp İran'ı yok etme sloganı atan, savaş çığırtkanı ve İran karşıtı olan Siyonist bir grupla müzakereleri teşvik etmektedirler. İlginçtir ki, bu kişiler, demokratlar iktidardayken Trump'a karşı tavır almışlardı! Bu yaklaşım İran’ın ulusal çıkarlarıyla bağdaşmadığı gibi akl-ı selime de tamamen aykırıdır.

Müzakerede her iki tarafın da en azından birbirinin varlığını tanıması gerektiği açıktır. Ancak Trump'ın tanıttığı yeni hükümetinde görev yapacak kişiler, İran'ın altyapısına savaş ve saldırı ve İran İslam Cumhuriyeti'ni yok etme peşinde koşan kötü bir şöhrete sahip bir grup vahşiden oluşuyor. Hatta Trump’ın bu isimlerden bazılarını tercihi etmesi Amerika’da akıl sahibi bazı kişilerin bile sesini yükseltti.

İSRAİL İRAN'A SALDIRMALI!

Donald Trump, hükümetinin Savunma Bakanlığı'na Fox News spikeri ve eski ordu mensubu ve İran İslam Cumhuriyeti yetkililerine ve bilim adamlarına suikast düzenlemekten yana olan Pete Hegseth’i aday gösterdi. Hegseth, birçok Cumhuriyetçi gibi İran'a karşı aşırı tutumlara sahip ve İran’a baskının artırılmasını açıkça destekliyor.

Hegseth’in web sitesinde yazılanlara göre, o, Afganistan, Irak ve Guantanamo Körfezi'nde piyade subayı olarak görev yaptı ve Fox & Friends Weekend'in sunucusudur ve Fox News’in çeşitli programlarında yorumcu olarak yer almıştır. Donald Trump'ın Fox News TV sunucusunu Savunma Bakanı olarak seçmesi Amerikalı yetkililer arasında da şaşkınlık dalgasına neden oldu.

Politico'nun haberine göre, ulusal güvenlik yetkilileri ve savunma analistleri Trump'ın dört yıllık başkanlığını deneyimlemiş oldukları için böyle bir sürprize hazırlıklıydı. Ancak pek çok yetkili, Trump'a yakın bir kanal olan Fox News sunucusunun ve ABD ordusunun eski bir askerin seçilmesinin tamamen sürpriz olduğuna inanıyor.

Politico şunları yazdı: “Böyle bir seçim, Trump'ın kendisine sadık ve politikalarını sorgusuz sualsiz uygulayacak birini atamak istediğini gösteriyor. Trump'ın kampanya söylemi, başkanlığının ikinci dönemine Pentagon'da hızlı ve bölücü değişikliklerin eşlik edebileceği yönündeki endişeleri de artırdı. Trump'ın böyle bir kişiyi Savunma Bakanlığı görevine seçmesi, onun Başkomutan olarak üst düzey generalleri tasfiye etmesi yönündeki korku ve endişeleri artırdı.”

O bir televizyon programında şunları söylemişti: “İsrail İran'a saldırmak istiyor, bunu yapmalarına izin vermeliyiz! Bu, bilimsel, askeri vb. şahsiyetlere suikastlar düzenleyerek, siber saldırılarda bulunarak, askeri ve nükleer tesisleri bombalayarak ve diğer yöntemlerle İran tehdidini ve tehlikesini kesin olarak ortadan kaldırmak için ABD değil ama İsrail hükümeti için en iyi fırsattır.” Acaba reform iddiasında olanlar ve Trump'la uzlaşmayı savunanlar bu gerçekleri görecek mi?!

TAM BİR İRAN KARŞITI OLAN CIA ŞEFİ

Donald Trump Salı günü, ilk başkanlık döneminin sonunda Ulusal İstihbarat Direktörü olarak görev yapan ve yakın müttefiklerinden biri olan John Ratcliffe’i Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) direktörü olarak seçtiğini açıkladı. John Ratcliffe, Cumhuriyetçi Parti'deki aşırılıkçılığıyla tanınıyor. Ratcliffe, 2020 yılında Cumhuriyetçi çoğunluklu Senato tarafından ulusal istihbarat direktörü olarak onaylandığında, tüm Demokrat senatörler onun deneyim eksikliği ve partizanlığını gerekçe göstererek onun adaylığına karşı oy kullandı. Cumhuriyetçiler önümüzdeki yıl Senato'nun kontrolünü yeniden ele geçirmeye hazırlanırken, Ratcliffe'in ulusal istihbarat direktörü olarak aylarca süren deneyimine değinerek onu bu sefer kolayca onaylayacaklar gibi görünüyor.

John Ratcliffe, Amerika Ulusal İstihbarat Direktörü olarak görev yaptığı süre boyunca İran'a karşı katı tavırlar benimsedi. İran'ın füze programını ABD'nin çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi ve ABD Kongresi istihbarat komitesi toplantısında İran'ın füze programının ABD'nin çıkarlarını tehdit ettiğini belirtti. 2020 ABD başkanlık seçimleri sırasında Ratcliffe, İran'ı seçimlerde karışıklık çıkarmaya çalışmakla suçladı. Ayrıca İran'ın seçmenlere tehdit edici e-postalar göndererek ve sahte videolar yayınlayarak halkın seçim sürecine olan güvenini sarsmaya çalıştığını iddia etti.

BİR BAŞKA SAVAŞ KIŞKIRTICISI OLAN ULUSAL GÜVENLİK DANIŞMANI

Trump ayrıca Micheal Waltz'u ulusal güvenlik danışmanı olarak atadı. Waltz 26 Ekim'de yani İsrail’in İran’a yönelik sınırlı saldırısında Twitter'da şunları yazdı: “Şu ana kadar İran'da neyin yaşanmadığını not etmek önemli (saldırıya uğramadığını) yani, İran'ın petrol ihracatının yüzde 80'inin depolandığı Hark Adası ve (Ancak bunu yapmak petrol fiyatlarının seçimden hemen önce yükselmesine neden olacaktır.) Tahran'ın 200 mil dışında bulunan Natanz nükleer tesisi. (Biden açıkça bunu desteklemediğini söylemiştir.) Bu, İsrail'in İran'ın nükleer programını kısıtlamak ve para akışını dondurmak için son ve en iyi şansı olabilir. Acaba Biden ve Harris bir kez daha İsrail'e yapması gerekenden daha azını yapması konusunda baskı mı yaptı?”

Trump'ın en aşırılık yanlısı tercihi dışişleri bakanı olacaktır ve Salı günü New York Times, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ana tercihi olarak Marco Rubio’nun ismini açıkladı. Marco Rubio, daha önce İran'a karşı askeri seçeneğin sürdürülmesi ve yaptırımların yoğunlaştırılması gerektiğini vurgulayan biridir. 53 yaşındaki Rubio da Trump gibi Ukrayna'da Rusya ile savaşı bitirmek isteyenler arasında yer alıyor ancak Çin ve İran'a karşı sert cepheleri var ve Reuters'e göre Trump'ın en uç seçeneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Rubio defalarca İranlı yöneticileri terörist olarak nitelendirmiş, İran'a saldırmak için her fırsatı değerlendirmiş ve İran'a karşı en ağır yaptırımların uygulanması çağrısında bulunmuştur. Aynı zamanda ABD Senatosu Seçim Komitesi'nin başkan yardımcısı olan Rubio, İran'ın 1 Ekim'de Siyonist rejime yönelik füze saldırısı yanıtını kınamış ve Siyonist rejimin suçlarına değinmeden, İran'a yönelik azami baskı kampanyasının geri dönmesini talep etmiştir.

İSRAİL AŞIĞI BÜYÜKELÇİ

Trump ayrıca hükümetinin Siyonist rejim büyükelçisi olarak Mike Huckabee’nin ismini açıklamıştır. Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerindeki zaferinin ardından radikal Siyonist bakanların Batı Şeria'nın bazı kısımlarını ilhak etme ve onu kontrol altına alma söylemlerini arttırdığı bir durumda, Trump'ın ABD'nin işgal altındaki topraklardaki büyükelçisi olarak tercih ettiği Huckabee, bu Filistin bölgesini sağ kanadın hoşuna giden bir dille anlatmış, İsrail Ordu Radyosu'na verdiği röportajda şunları söylemiştir: “Bildiğiniz gibi sık sık Yahuda ve Samara'ya (Batı Şeria) gidiyorum. Aynı zamanda İsrail halkının güvenli ve emniyetli bir ülkeyi hak ettiğine de kuvvetle inanıyorum ve buna yardım etmek için yapabileceğim her şey büyük bir onur olacaktır.” Huckabee daha önce de şu ifadelerde bulunmuştu: “Batı Şeria diye bir yerin varlığını tanımıyorum ve onun İsrail topraklarına ilhakını destekliyorum.” Huckabee aynı zamanda radikal ahir zaman yanlısı bir Hıristiyan’dır ve Batı Şeria'daki İsrail yerleşkelerinin tam bir destekçisidir. O aynı zamanda şöyle söylemiştir: “Filistin devleti kurulacaksa işgal altındaki toprakların dışında, Mısır gibi bir ülkede kurulmalıdır.”

Bu tercihle birlikte Trump yönetiminde Amerika'nın İsrail'e Batı Şeria'yı işgal etmesi için yeşil ışık yakacağı neredeyse aşikâr. Amerikan internet sitesi Axios'a göre Mike Huckabee'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile çok yakın ilişkisi var.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM