Savaşın en kritik dönemlerinde İran, uluslararası
ambargoları göze alarak Bosna’ya askeri ve lojistik yardımda bulundu. İran
sadece diplomatik açıklamalarla yetinmedi, doğrudan askeri ekipman, mühimmat ve
askeri eğitmenler gönderdi. Boşnak ordusunun savaşın başında neredeyse silahsız
durumda olduğu göz önüne alındığında, bu destek hayati öneme sahipti (1993,
1994).
İran ayrıca savaş boyunca Bosna’ya insani yardım konvoyları
gönderdi, Tahran’da düzenlenen uluslararası konferanslarla Bosna’daki soykırımı
gündemde tutmaya çalıştı. Bu dönemde Tahran yönetimi, Batı'nın ikiyüzlü
politikalarını eleştirirken, İslam ümmetine Bosna için ortak hareket çağrısında
bulundu (1993).
^^ Aslında İran İslam cumhuriyeti bu çağrıyı her mazlum
Müslüman halklar için sürekli yapacaktı! İslam ülkeleri bu çağrının kıymetini
kavrayamasa da ^^
Hizbullah’ın desteği ise daha az bilinse de oldukça
anlamlıdır. Lübnan merkezli bu direniş hareketi, savaş boyunca nitelikli
savaşçılar Bosna’ya göndererek Boşnaklara askeri danışmanlık ve saha eğitimi
verdi (1994). Bazı Hizbullah mensupları bu topraklarda şehit düştü. Bu,
Hizbullah’ın yalnızca kendi topraklarını değil, ümmetin her köşesini savunma ilkesinin
bir göstergesiydi.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, o yıllarda yaptığı
konuşmalarda Bosna’daki Boşnak halkın mücadelesini "İslam ümmetinin
birliğini savunma cephesi" olarak tanımlamış ve "Bosna’daki her
direnişçi, Lübnan’daki bir mücahidin kardeşidir" demiştir (1995).
İran ve Hizbullah’ın bu tutumu, mezhebi farklılıklara rağmen
sergilenen VAHDET temelli bir kardeşlik örneğidir. Sünni Müslümanların
çoğunlukta olduğu Bosna’ya, Şii ağırlıklı İran ve Hizbullah’ın destek vermesi;
ümmetin sadece mezhep kimliğine değil, zulme karşı VAHDET’İ duruşuna göre
tanımlanabileceğini gösterdi.
Bosna’daki birçok Boşnak komutan ve sivil, savaş sonrası
verdikleri demeçlerde İran ve Hizbullah’ın yardımlarını açıkça ifade etti.
Bosna Cumhurbaşkanı Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç de savaş sonrası Tahran’a
gerçekleştirdiği ziyarette “İran’ın yardımları olmasaydı bu savaşı
kazanamazdık” diyerek bu desteği bizzat teyit etti (1996).
Bugün geriye dönüp bakıldığında İran ve Hizbullah’ın
Bosna’daki rolü, sadece lojistik değil; manevi bir duruştur. Zor zamanlarda
kimsenin yardım etmediği bir dönemde, tüm riskleri göze alarak Bosna halkının
yanında durmak, sadece bir dış politika değil, kardeşlik ahlakının fiili
yansımasıdır.
Bu destekler medya önünde parlatılmadı, şov yapılmadı.
İranlı yetkililer ve Hizbullah kadroları, reklam yapmaksızın bu yardımları
gerçekleştirdi. Bu da gösteriyor ki, gerçek kardeşlik sessiz yapılır ama iz
bırakır.
Bugün ümmetin birçok noktasında bölünmüşlük, mezhebi
ayrışmalar ve siyasi kutuplaşmalar parlatılırken, Bosna örneği bize önemli bir
ders sunmaktadır! Gerçek kardeşlik, zor günde ortaya çıkar. Ve bu sınavı
geçenler İran İslam İnkılabı ve Ferasetli Halkı ve Hizbullah KERBELA’nın
unutulmaz acısıyla yalınız bırakılan Bosnalı kardeşleriyleydi.
Bu gerçek, bugün hâlâ bazı çevreler tarafından görmezden
gelinse de tarih tanıktır. İran ve Hizbullah, Bosna’da ümmet bilinciyle hareket
etti. Savaşın sonunda Bosna topraklarında şehit düşen İranlı ve Hizbullah
gönüllüleri, bu kardeşliğin ebedi tanıkları olarak o topraklarda yatıyor.
Bosna Savaş, sadece bir coğrafi mücadele değil! İslam
dünyasının ortak vicdanı için verilen bir sınavdı. Bu sınavda yardım edenle
etmeyeni ayıran çizgi, kardeşlik hukukuna verilen değeri gösterdi. İran ve
Hizbullah, bu çizginin doğru tarafında durdu.
Sessizlerdi, Reklamsız -Gösterişsizdi ama ÜMMET’İN VAHDET
kardeşliği için üzerlerine düşeni yerine getirmenin tarihi kaydıydı.
Bugün bize düşen İslam Ümmet’inin VAHDET bilincini adaletle
ölçmek ve zor günlerin vefasını geleceğin birliğine taşımaktır. Çünkü VAHDET
aynı düşünmek değil, aynı safta durmaktır. İran ve Hizbullah, Bosna’da bu safın
Çatısıydı.
‘’Bosnadaki Şehitleri anarken Başta Türkiyeli Selami YURDAN
olmak üzere Tüm şehitlerimizi Rahmet ve Minnetle anıyoruz’’
KAYNAKLAR:
1. Aliya İzzetbegoviç’in İran’a Teşekkür Ziyareti ve
Yardımlar Hakkındaki Sözleri
Kaynak: Resmî Bosna arşiv kayıtları ve bölgesel haber
ajansları (1996)
Detay: Aliya İzzetbegoviç, 1996 yılında Tahran’ı ziyaret
etmiş, dönemin Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani ile görüşmüş ve İran’a savaş
sırasındaki yardımlarından dolayı açıkça teşekkür etmiştir.
Açıklama: Bu ziyaret sırasında “İran yardımları olmasaydı bu
savaşı kazanamazdık” ifadelerini kullanmıştır. Bu beyan hem diplomatik toplantı
notlarında hem de dönemin İran basınında yer almıştır.
2. İran’ın Bosna’ya Askerî ve Lojistik Yardımı
Kaynak: CIA Intelligence Report, 1995; New York Times
(1996); Reuters (1994)
Detay: ABD istihbarat raporları ve Batı basınında, İran’ın
Bosna’ya 1993-1995 yılları arasında silah, askeri danışman ve eğitim desteği
sağladığı bilgisi yer almıştır. Bu destek çoğu zaman uluslararası ambargoların
dışına çıkılarak yapılmıştır.
Tarihsel Arka Plan:
Bosna’ya uygulanan
silah ambargosu nedeniyle İran’ın sağladığı bu destek, Boşnakların savaşta
ayakta kalmasını doğrudan etkilemiştir.
3. Hizbullah’ın Bosna’ya Gönüllü Savaşçı ve Danışman
Göndermesi
Kaynak: Al Jazeera Documentary on Hezbollah (2009); Middle
East Eye (2017); Arap kaynakları
Detay: Hizbullah’ın kendi savaşçılarını Bosna’ya gönderdiği,
bunların bir kısmının danışmanlık yaparken bir kısmının da savaşarak şehit
düştükleri belirtilmiştir.
Not: Bu bilgi farklı çevreler tarafından inkar edilse de,
Hizbullah’ın “ümmetin her bölgesindeki Direniş” ilkesi kapsamında Bosna’da
faaliyet yürüttüğü çeşitli kaynaklar tarafından Doğrulanmıştır.
4. Hasan Nasrallah’ın Bosna Hakkındaki Açıklamaları
Kaynak: El-Menar TV arşivleri (1994–1996); Hizbullah yıllık
raporları
Detay: Nasrallah, Bosna’daki Boşnak halkı için yaptığı
konuşmalarda “direniş cephesi” ve “ümmetin onur savaşı” ifadelerini
kullanmıştır. Bu söylemler Hizbullah’ın sadece Lübnan’la sınırlı olmayan bir
"ümmet savunusu" çizgisinde hareket ettiğini göstermektedir.
5. Batılı Akademik Kaynaklar ve Analizler
Kaynaklar: John Schindler, Unholy Terror: Bosnia, al-Qa’ida,
and the Rise of Global Jihad, Zenith Press, 2007
Cees Wiebes, Intelligence and the War in Bosnia 1992–1995,
Lit Verlag, 2003
Florence Hartmann, Peace and Punishment: The Secret Wars of
Politics and International Justice, 2007
Bu kaynaklarda da İran’ın ve bazı İslami örgütlerin
Bosna’daki rolü diplomatik, askerî ve lojistik yönleriyle yer almaktadır.
6. Boşnak Yetkililerin Tanıklıkları ve Basın Açıklamaları
Kaynak: Bosna Hükûmeti’nin 1996 sonrası açıklamaları; yerel
gazeteler (Oslobodjenje, Dnevni Avaz)
Detay: Bazı Bosnalı komutanlar ve siyasi figürler,
‘’İran’dan gelen yardımların savaşın kaderini değiştirdiğini belirtmişlerdir.
Bu yardımlar genellikle "sessiz ama etkili" olarak tanımlanmıştır.
Atakan ÇELİK
13.07.2025