Lübnan-İsrail Deniz Sınırı Müzakereleri Son Durakta

GİRİŞ: 12.10.2022 15:47      GÜNCELLEME: 12.10.2022 15:47
Rasthaber -  Siyonist İsrail ve Lübnan arasında dolaylı yürütülen deniz sınırının çizilmesine ilişkin müzakerelerde, Beyrut’tan imtiyaz alabilmek için aylardır süreci aksatan ABD ve Siyonist Rejim’in tüm çabalarının ardından, sözde ara buluculuk yürüten ABD'li diplomat Amos Hochstein dün akşam (10 Ekim) iki tarafa deniz sınırının çizilmesine ilişkin anlaşmanın son taslağını gönderdi.

Anlaşma taslağının ilk hali geçtiğimiz cumartesi günü Hochstein tarafından Lübnanlı ve Siyonist taraflara iletilmiş, ancak Lübnan'ın bazı maddelerine itiraz etmesi nedeniyle Amerikan tarafı bir dizi değişiklik yaparak nihai taslağın değiştirilmeyeceğini vurgulamıştır. Sınır anlaşmasının nihai taslağı bugün (11 Ekim) sabah saat 8'de Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'a teslim edildi.

Lübnan'da müzakerelerden sorumlu Meclis Başkan Yardımcısı Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Ebu Saab, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Baabda Sarayı'nda görüştükten sonra basın toplantısında yaptığı açıklamada, Tel Aviv ile deniz sınırı anlaşmasına ilişkin müzakerelerin başarılı bir şekilde tamamlandığını belirterek, "Lübnan'ın ve İsrail'in taleplerini karşılayan bir çözüme ulaştık." dedi.

"Kana" gaz sahası ve bununla ilgili hususlar, Siyonist Rejim ile deniz sınırının çizilmesine ilişkin müzakerelerde Lübnan açısından önemli bir konuydu. Çünkü İsrail daha önce bu sahayı Lübnan'a devredilmesi halinde maddi tazminat talep etmişti. Siyonistlerin talebine şiddetle tepki gösteren Beyrut Kana sahasının Lübnan'a ait olduğu için hiçbir tazminat vermeyeceğini bildirmişti.

Bu doğrultuda, Fransız tarafı doğrudan Lübnan ile İsrail arasındaki deniz sınırının çizilmesine ilişkin müzakerelere dahil oldu ve Siyonistlere Lübnan için sondaj çalışmaları yürüten Total enerji şirketinin Tel Aviv'in istediği tazminatı ödeyeceğini duyurdu.

Konuya ilişkin Lübnan Meclis Başkan Yardımcısı, ülkesinin Kana sahası ile ilgili tüm haklarını elde ettiğini, bunun Beyrut ile Total France arasında imzalanacak bir anlaşma çerçevesinde sonuçlandırılacağını vurguladı.

Lübnan'ın Kana enerji sahasında Siyonist İsrail’le herhangi bir ortaklığı olmayacağı açıktır. Bununla birlikte Fransız Total şirketi, Siyonistleri memnun etmek için onlara tazminat ödeme sözünü vermiştir.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, İsrail ile deniz sınırı çizimi müzakerelerinde arabulucu konumdaki ABD'nin gönderdiği nihai anlaşma tasarısında Lübnan'ın tüm haklarının korunduğunu duyurdu.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı ofisinin yayımladığı yazılı açıklmada, Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın, ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein'dan teslim aldığı nihai anlaşma tasarısı hakkında değerlendirmede bulunuldu.

Açıklamada, "Lübnan Cumhurbaşkanı'nın İsrail ile deniz sınırı çizimine ilişkin ABD'den teslim aldığı nihai anlaşma tasarısı, Lübnan'ın doğal kaynakları üzerinde tüm haklarını ve taleplerini karşılıyor." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Avn'ın İsrail ile nihai anlaşmanın en kısa zamanda duyurulmasını ümit ettiği ve resmi duyurundan önce bazı görüşmeler yapacağı belirtildi.

Siyonistler Lübnan İle Anlaşma Konusunda Umutlu

Ancak diğer yandan geçtiğimiz hafta Lübnan ile sınır anlaşması konusunda çelişkili tavırlar alan ve hatta Beyrut'un talep ettiği değişikliklere karşı olduklarını söyleyen Siyonistler yeşil ışık yaktı.

Konuya dair İbranice yayınlanan Yediot Aharonot gazetesi, İsrail'in ABD ile koordineli olarak Lübnan'la deniz sınırlarının çizilmesine ilişkin anlaşmayı onaylayacağını yazdı.

Reuters haber ajansına göre, Siyonist İç Güvenlik Konseyi'nden üst düzey bir yetkili, İsrail ile Lübnan’ın deniz sınırlarının çizilmesi konusunda tarihi bir anlaşma eşiğinde olduğunu söyledi.

Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı ve Lübnan ile yürütülen deniz sınırının çizilmesine ilişkin müzakere heyetinin başkanı Eyal Hulata, "Tüm taleplerimiz karşılandı. İstediğimiz düzeltmeler yapıldı. İsrail'in güvenlik çıkarlarını koruduk ve tarihi bir anlaşma yolundayız." dedi.

Bu bağlamda Katar kanalı "Al-Arabi", Lübnan ile Siyonist İsrail arasında deniz sınırı anlaşmasının imzalanması için hazırlıkların yapıldığını ve bunun yakında gerçekleşmesinin beklendiğini duyurdu. Söz konusu anlaşmanın imza töreni 20 Ekim'de Lübnan'ın güney sınırındaki Ras Nakura’da yapılması bekleniyor.

Tel Aviv Ve Beyrut Bir Anlaşmanın Eşiğinde Mi?

Elbette ki Lübnan ile Siyonist Rejim arasında imzalanacak deniz sınırlarını belirleyen anlaşma veya sözleşme resmi belge niteliğinde değildir, çünkü bu Lübnan Anayasası'nın hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle Lübnan’daki parlamento çevreleri, Lübnan ile İsrail arasında sınır sorununun çözülmesi için ABD'nin hazırladığı nihai anlaşmanın Lübnan anayasası uyarınca resmi bir sözleşme veya antlaşma olarak kabul edilemeyeceğine inanıyor. Çünkü İsrail Lübnan'ın düşmanıdır ve Beyrut yönetimi İsrail'i asla tanımayacaktır.

Beyrut, Tel Aviv’le herhangi bir resmi anlaşma imzalamayacaktır ve durum Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde sınırlarını belirleme hakkını tesis eden bir anlayıştan başka bir şey değildir.

Olası Sınır Anlaşmasında Hizbullah'ın Stratejik Başarısı

Öte yandan İsrail ile deniz sınırının çizilmesine ilişkin müzakerelerde en zor konu Kariş enerji sahası meselesidir. Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın "Kariş ve Ötesi" başlığı altında çizdiği denklemle müzakere süreci yeni bir aşamaya girdi.

Seyyid Hasan Nasrullah birkaç ay önce yaptığı konuşmada, Lübnan'ın taleplerinin karşılanmaması halinde Kariş Doğal Gaz Sahası'nı hedef alacaklarını söyledi ve bu saha ile işgal altındaki topraklarındaki tüm İsrail mevzilerinin hareketin füzeleri ile insansız hava araçlarının ateş menzilinde olduğunu kaydetti.  Tel Aviv bugüne kadar Kariş sahasından gaz çıkarmak için pratik bir adım atmamıştır.

Siyonistleri birkaç gün önce Kariş sahasından doğal gaz üretiminin "mümkün olan en kısa sürede" başlayacağını resmi olarak duyursa da pazar günü uluslararası enerji şirketi Energean, belirli test prosedürlerini başlatmak için, su altı boru sisteminden platforma gaz akışı (ters pompalama) sürecinin başladığını açıkladı.

Lübnan ile Siyonist Rejim arasında deniz sınırlarının belirlenmesi hususunda anlaşmaya yakın olduğuna göre Siyonistlerin Hizbullah ve Seyyid Hasan Nasrullah'tan gelecek tehditler korkusuyla temkinli davranmaya devam edeceği ve Kariş sahasından gaz çıkarma işleminin anlaşma sonrası bir tarihe erteleneceği tahmin edilebilir.

Birçok Siyonist yetkili ve uzman, bu anlaşmanın her şeyden önce Hizbullah için stratejik bir zafer olduğunu açıkça yada dolayı olarak dile getiriyor; Çünkü direnişin bu davaya doğrudan müdahale etmesi, öncelikle Tel Aviv ve Washington'un sınır belirleme sürecini son on yılda olduğu gibi geciktirmeye ve engellemeye devam edememesine neden oldu ve İsrail'in tartışmalı bölgedeki gaz ve petrol zenginliğini yağmalamasını önledi. Öte yandan Lübnan'ı Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirme yoluna sokmak gibi hedeflerle dolaylı görüşmelere başvuran İsrail ve ABD’yi niyetlerini gözden geçirmeye zorladı.

Hizbullah liderinin ülke ekonomisini canlandırmak, halkın sorunlarını gidermek ve Lübnan'ın servetini geri almak için duruma müdahale ettiğini defalarca belirtmesine rağmen Hizbullah Hareketi’nin yerli ve yabancı muhalifleri bile, Lübnan'ın deniz kaynaklarını kullanmaya başlamasının bu ülkenin ekonomik krizinin çözümünde önemli bir rol oynayacağına ve direniş hareketi ile Hasan Nasrullah’ı Lübnan halkı arasında her zamankinden daha popüler hale getireceğine inanıyor./Tesnim

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM