Bir ülkenin tarih boyunca hep yanlış tarafta yer alması
garip gelebilir, ancak Almanya bunun olabileceğini gösterdi. Bir zamanlar iki
dünya savaşına katılarak birçok ülkenin yok olmasına ve milyonlarca insanın
vahşice öldürülmesine neden olan bu ülke, bugünlerde Nazilerin tarihini
tekrarlamak istiyor gibi görünüyor ama bu sefer Filistin'de. Bu ülke Siyonist
rejimin suçlarını sanki o ülkenin karar mercileri yokmuşçasına destekliyor. Öyle
bir noktaya gelindi ki, bu ülkenin dışişleri bakanı televizyon kameraları
önünde İsrail'in kendisini savunmak için sivilleri öldürebileceğini bile
söyledi!
Middle East Eye web sitesi bu konuda şunları yazdı: ‘Almanya
Avrupalı Yahudilere soykırım uygulayan bir ülkedir ve Almanya'nın sonraki
nesilleri de toplu olarak bunun suçluluk duygusunu miras almışlardır. İkincisi,
Almanya derslerini almış ve bedeli ne olursa olsun İsrail'i mümkün olan her
şekilde derinden desteklemesi gerektiği sonucuna varmış görünüyor.
Almanya'nın başka seçeneği yok çünkü ülkesinin karanlık
mirası onu İsrail'i desteklemek için her şeyi yapmaya zorluyor. Bu pek
inandırıcı bir eylem değil. Çünkü Almanya bunu yaparak kendisini İsrail'in
Gazze'deki soykırım suçlarına suç ortağı haline getirmiştir. Almanya acımasız
tarihini yalnızca Holokost'a indirgedi ve aynı bahaneyle İsrail'i desteklemek
de Almanya'nın tarihten ders almadığını gösteriyor."
Bu İngiliz web sitesi ayrıca Amerikalı yazar ve Nobel
Edebiyat Ödülü sahibi William Faulkner’dan naklen, “Geçmiş asla ölmez. Geçmiş zaten
henüz geçmedi!” diye yazdı ve sonra şöyle devam etti: ‘Faulkner'ın bu ünlü
sözü, Almanya'nın Gazze'de devam eden soykırımdaki suç ortaklığının bir sonucu
olarak alması gereken belki de en iyi dersi ifade ediyor. Artık bu ülke, insanlık
tarihinin en kötü soykırımlarına tam destek vererek yüzündeki maskesini
indiriyor.
Filistinlileri ve Siyonist karşıtı Yahudileri de içeren
Alman toplumu, dünyanın geri kalanı gibi, 12 ayı aşkın bir süredir Gazze halkı
arasında yaşanan soykırımı, İsrail suçlarını, işkenceyi ve açlığı izliyor.
Alman toplumu artık Yahudilerin ve İsrail'in teselli
hikayelerine inanmayacak. Ayrıca Almanya dışişleri bakanı ve başbakanının asılsız
iddialarına da inanmayacaklar ve onlar Alman hükümetinin İsrail başbakanı
Binyamin Netanyahu'nun suçlarına ortak olduğunu biliyorlar.
Siyonist rejim, “Soykırım Planı” ya da diğer adıyla “Generaller
Planı” adı altında kuzey Gazze sakinlerinin tamamını tahliye etmeye yönelik
şeytani bir plan ortaya koydu. Bu planın yöntemi, amansız bombardımanın yanı
sıra her türlü gıda, yakıt ve ilacın tedarikini engellemektir, öyle ki Siyonist
rejimin bu davranışı Finlandiya Dışişleri Bakanı'nın bile sesini yükseltmiştir.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen, X sosyal medya platformunda
paylaştığı mesajında şu uyarılarda bulunmuştur: “Kuzey Gazze'nin tüm nüfusu acil
ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. İsrail'den Uluslararası Adalet Divanı'nın
geçici kararlarına uymasını istiyoruz.”
Gazze’de Son Durum
Siyonist rejim savaş uçaklarının Gazze Şeridi'ne gece
yarısından sonra ve bugün sabah saatlerinde düzenlediği saldırılarda çok sayıda
sivil şehit oldu ve yaralandı. İsrail savaş uçakları Gazze şehrinin
güneybatısındaki Tel el-Hava mahallesindeki Filistinlilerin evlerini bombaladı.
Ayrıca Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah şehrinin doğusuna düzenlenen İHA
saldırıları çok sayıda Filistinlinin şehit olmasına ve yaralanmasına neden
oldu.
Filistin el-Yevm Kanalı şu açıklamalarda bulundu: ‘Gazze Şeridi'nin
merkez eyaletindeki el-Bureyc kampında Filistin halkına yönelik saldırıda en az
6 kişi şehit oldu. Bu bölgenin doğusunda da topçu saldırıları devam ediyor. Şüheda
El Aksa Hastanesi'nde de insani durum çok ciddi ve kurtarma güçleri yaralılara
hizmet veremiyor. Siyonist güçler Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye
kampındaki yerleşim bölgelerini de yerle bir etti. Siyonist rejimin hava
saldırıları bu şeridin kuzeyindeki Beyt Lahiya bölgesini de kapsıyordu. Bu
rejimin topçuları Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerini ateşe verdi.’
Ayrıca Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Direktörü
Catherine Russell da bu kuruluşun resmi internet sitesinde Gazze'deki son
gelişmelere ilişkin raporunda şunları yazdı: ‘Gazze'nin kuzeyinde kanlı bir
hafta sonuna şahit olduk. Cibaliye'de yalnızca son 48 saatte 50'den fazla çocuk
öldürüldü. Bu saldırılarda yüzlerce kişinin barındığı iki konut yerle bir
edildi.’
Yetersiz beslenme ve açlıktan ölüm, Siyonist rejimin “Generaller
Planının” bir başka kirli hedefidir. Bu nedenle Siyonist rejim ordusu, masum
insanları kuşatmayı hedeflerinden biri haline getirmiştir. Filistin haber
ajansı Şehab, Gazze yardım güçlerinin sözcüsü Mahmud Bassal’dan naklen şu
ifadelerde bulundu: ‘Kuzey Gazze'de %60'ı kadın ve çocuklardan oluşan 100
binden fazla insan kuşatma altında. Kuzey Gazze'den yardım güçlerine çok sayıda
yardım talebi ulaşıyor ve onları açlıktan kurtarmak, yaralı ve şehitleri enkaz
altından çıkarmak gibi talepler gündeme geliyor ancak Siyonist rejim, sağlık ekiplerinin
kuzey Gazze'de operasyon yapmasına ve buraya gelmesine izin vermiyor. Beyt
Lahiya bölgesinde Siyonist rejimin yıktığı binanın enkazı altında 137 şehit
kaldı. Siyonistler şehitlerin cenazelerinin çıkarılmasına izin vermiyor ve son
bir ayda en az 1.300 Filistin vatandaşı şehit oldu. Gazze'nin kuzeyinden gelen
bazı talepler, bu bölgede gıda ve ilaç bulunmadığını gösteriyor ve hiçbir
uluslararası kuruluş taleplerimize cevap vermiyor.
Netanyahu'nun Kirli Oyunu!
Savaşın devam etmesi ve mali krizler Siyonist rejimin partileri
ve yetkilileri arasındaki çatışmaları artırdı. Onlarca Siyonist’in esaretinin
devam etmesi ve sahte rejimin ordusunun ölü sayısının artması, Netanyahu
karşıtlarının sesini yükseltti. Siyonist rejimin muhalefet lideri Yair Lapid
şunları söyledi: “Netanyahu'nun kabinesinin temsilcileri Hamas'ın esir değişimi
anlaşmalarını bozduğunu ve kabinenin bu anlaşmayı imzalama konusunda hiçbir
sorunu olmadığını iddia ediyor ama gerçek bu değil, bu, onların uydurduğu bir hikâye.
Eğer onların yalan hikayeler anlatmak için belgelerde tahrifat yapmaları gerekirse
bunu da yapacaklar ve gizli belgeleri sızdırıp İsrail'in güvenliğini tehlikeye
atacaklardır. Bu kabine her şeyi çarpıtıyor ve biz ekonominin, güvenliğin ve
savaşın gerçek durumunu bilemiyoruz.”
Aynı zamanda İbranice yayın yapan Yedioth Aharanot gazetesi
de şunları yazdı: ‘Binyamin Netanyahu, esirleri kurtarmaya ya da savaşı
bitirmeye çalışmıyor. O yalnızca kabinesinin hayatta kalmasını istiyor ve
gerçekleri tespit edecek olan komitenin oluşmasından kaçınıyor. Netanyahu,
rehinelerle ilgili herhangi bir anlaşmanın seçim çağrılarına ve bir araştırma
komitesinin kurulmasına yol açacağından korkuyor. Oslo ile ilgili anlaşmayı
bozmak için komplo kuran gruplar var, belgelerde tahrifat yapıyor ve yanlış
bilgi yayıyorlar.’
Eski Yöntemle Bilgi Alışverişi!
Netanyahu'nun ofisinden bilgi sızması ve son birkaç ayda bu rejimde
yaşanan yoğun hacklemeler, Siyonist rejimin bu olayları önlemek için yeni bir
çözüm benimsemesine neden oldu. El Meyadin haber kalanı şu açıklamalarda bulundu:
‘Sızdırılan çok gizli bilgiler nedeniyle güvenlik ve askeri kurumları, gizli
bilgilerin elektronik yollarla iletilmesi sürecini durdurmak zorunda kaldı. Şu
anda bilgi aktarımı elle, zarf ve aracılarla yapılıyor.’
Diğer Olaylar
* İsrail Hayom: İstihbarat değerlendirmeleri, Hamas’ın
elindeki ve Gazze’deki hayatta olan 110 esirden sadece 51'inin hayatta kaldığını
gösteriyor.
* Filistinli Gazeteciler Sendikası: Siyonist rejim, Gazze
Şeridi'nde bir yıl süren savaşta dünya çapında her yıl öldürülen gazetecilerin
sayısının 2 katından fazlasını öldürdü.
* Balfour Deklarasyonu'nun 107. yıl dönümünde, aralarında
Stockholm, Viyana, Amsterdam, Londra'nın da bulunduğu birçok Avrupa kentinde
Siyonist rejimin Filistin'de işlediği suç ve cinayetlere karşı gösteriler
düzenlendi.