Bekayi, İran Gündemini Değerlendirdi

GİRİŞ: 21.07.2025 21:28      GÜNCELLEME: 21.07.2025 21:28
Rasthaber -  İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bakaî, haftalık basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bekayi toplantının başında Filistin’de yaşananlardan duyduğu öfkeyi dile getirerek şunları söyledi: “Son iki yılda Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma tanıklık ettik. Bu süreçte Filistinlileri katletmek için gıdanın bir silah olarak kullanılması da eklendi.

Gazze 140 günden fazla bir süredir tamamen abluka altındadır ve bu günlerde Gazze halkının yardım çığlıklarını duyuyoruz.”

“Maalesef insan vicdanı tamamen hissizleşmiş durumda ve yaşananlar rejimin son iki yılda dayattıklarından bile daha vahimdir. Son 24 saat içinde yalnızca Gazze’de 150 masum insan katledildi. Uluslararası toplum bu sınavdan başarıyla çıkamadı.”

“İslam İşbirliği Teşkilatı'nın en kısa sürede acil toplantı yapma hakkı vardır ve bu husus İran'ın da bu örgüte yansıttığı bir husustur. Suçları araştırmakla görevli uluslararası mahkemeler çeşitli yollarla sindirilmeye çalışıldı. Geçtiğimiz hafta, Sayın Albanese’ye uygulanan yaptırımlar, ABD’nin siyonist rejime verdiği sınırsız desteğin önemli bir dönüm noktası oldu. Çok sayıda gazeteciler bu duruma tepki olarak istifa etti.”

Sabîr'in ailesinden hayatta kalan tek kişinin (Astana Eşrefiye'de şehit düşen İranlı bilim insanı) basın toplantısında bulunması

Sabîr ailesinin hayatta kalan tek ferdi Sadıki Sabîr, sözcü toplantısında yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Kardeşim mekanik mühendisliği alanında aktif bir bilim insanıydı. Yeğenim ise matematik alanında üstün zekâlı bir öğrenciydi. Bir gün içinde ailemin cesetlerini kendi ellerimle topladım.”

“İsrail rejimi kardeşimin evine iki kez saldırdı; ilk olarak Tahran’da, daha sonra Eşrefiye’de. Bugün baba evimizden geriye hiçbir şey kalmadı. Rejimin hedefi yalnızca İranlı bilim insanları ve araştırmacılar değil, tüm İran halkıdır. Buradan ilan ediyorum ki Trump ve Netanyahu size yalan söylediler. Bu bilim insanlarından hangisi nükleer silah üretme peşindeydi? İran’dan stratejik ve pratik bir yol haritası geliştirmesini talep etmeliyiz.” diye sözlerine ekledi.

Bekayi: İran’ın haklarını savunmak ve saldırganları sorumlu tutmak konusunda hiçbir fırsatı kaçırmayacağız

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü devamında şöyle konuştu: “İran’ın haklarını savunmak ve saldırganları sorumlu tutmak adına hiçbir fırsatı kaçırmayacağımızın sözünü veriyoruz.” Sözlerine şöyle devam etti: “İsrail rejiminin askeri saldırılarının başladığı ilk günden itibaren belgelemeye yönelik çalışmalarımıza tüm gücümüzle başladık. Uluslararası kurumlarla yazışmalar gerçekleştirdik. Bizim görevimiz, işlenen her bir suçu ve meydana gelen tüm zararları kayıt altına almak ve tüm uluslararası diplomasi kanallarını değerlendirmektir. Uluslararası ilişkiler departmanımız kapsamlı bir belge koleksiyonu hazırlamıştır ve bu süreç halen devam etmektedir.”

Aliyev’in açıklamalarına yanıt

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Zengezur Koridoru’na ilişkin açıklamalarına yanıt veren Bekayi, “Bölgedeki bağlantı yolları ve geçitlerle ilgili tutumumuzu açıkça dile getirdik.

Bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişmesini desteklemekle birlikte, bu tür girişimlerin hiçbir şekilde ülkelerin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne zarar vermemesi gerektiğini sürekli vurguluyoruz.

Kafkasya bölgesine dair bazı açıklamalar zaman zaman yanlış yorumlanabiliyor. Bizim tavrımız nettir ve defalarca dile getirilmiştir.” dedi.

İsrail rejimi, nüfuzlu Amerikalı yetkililere şantaj yapmak gibi her türlü aracı kullanıyor

Beakaî, Jeffrey Epstein hakkında yayımlanan rapora ilişkin şu açıklamada bulundu: “Bu konu şu anda Amerikan çevrelerinde araştırılıyor.

Son on yıllarda yaşanan benzer örnekler, siyonist rejimin ABD’deki nüfuz sahibi kişilere karşı şantaj dâhil her türlü aracı kullanmaktan çekinmediğini göstermektedir.”

Avrupa ile görüşmeler bakan yardımcıları düzeyindedir

Avrupa ile sürdürülen müzakereler hakkında konuşan Bekayi, “Avrupa’nın üç ülkesiyle yapılan görüşmeler, dışişleri bakan yardımcıları düzeyindedir.

Dışişleri Bakanlığı olarak, diplomasi yoluyla İran halkının haklarını koruma konusunda nerede bir fırsat görürsek, onu değerlendirmekten geri durmayacağız.” ifadelerini kullandı.

Eski ABD Dışişleri Bakanı'nın İran'ın zenginleştirme oranına ilişkin iddiası reddedildi

Eski ABD Dışişleri Bakanı'nın zenginleştirme oranının yüzde 1'in altında kabul edildiği iddiasıyla ilgili olarak Bekayi, şunları söyledi: “Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bu tür iddiaları Amerika iç siyasetindeki çekişmeler bağlamında değerlendirmek gerekir.”

Tetik mekanizmasına başvurmak anlamsız, haksız ve hukuki dayanağı yoktur

Bekayi, “snapback” mekanizmasının (otomatik yaptırımların geri dönmesi) yeniden devreye sokulacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak da şu açıklamada bulundu: “Bizim son tutumumuz sabit ve açıktır.

Sayın Irakçi, nükleer anlaşmanın taraflarına bir mektup göndererek hukuki pozisyonumuzu net şekilde iletti.

Bugün ‘snapback’ mekanizmasına başvurmak anlamsız, hukuki ve meşru olmayan bir yaklaşımdır. Çünkü İran’ın taahhütlerini azaltması, KOEP'te açıkça belirtilmiş hükümlere dayalı olarak yapılmıştır.”

“Biz yükümlülüklerimizi aşamalı olarak azalttık ve bu, diğer tarafların anlaşmaya uymaması nedeniyle gerçekleşti.

Avrupa ülkeleri, kendileri yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gibi, siyonist rejimin saldırısını da ne kınadılar ne de engellemeye çalıştılar.

Konuyu tamamen başka bir zemine taşıdılar. Bu nedenle Avrupa ülkelerinin, bizzat kendilerinin uygulamadığı bir kararnameyi (2231) gerekçe göstererek İran’ı hedef almasının ne hukuki ne de ahlaki bir gerekçesi vardır.”

İran ile Avrupa ülkeleri arasındaki görüşme İstanbul'da yapılacak

Bekayi, İran ile Avrupa ülkeleri arasında yapılacak görüşmelerin zamanı ve yeri hakkında da bilgi verdi: “Bu toplantı İstanbul’da yapılacak ve dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde olacak.

Görüşme konuları açık ve nettir: Yaptırımların kaldırılması ve İran’ın nükleer programı ile ilgili meseleler.

Ancak bu kez bizim tutumumuz daha net ve açık şekilde ortaya konulacaktır. Özellikle son saldırı bağlamında, Avrupa ülkelerinin bu saldırıları kınama konusunda yasal ve ahlaki sorumluluğu vardı ama maalesef bu görevlerini yerine getirmediler.

Bu toplantı, İran’ın taleplerini güçlü biçimde dile getireceği bir oturum olacaktır.”

Trump'ın İran tesislerine saldırı hakkındaki açıklamalarına tepki

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Trump'ın İran tesislerine saldırı açıklamasına ise şöyle tepki gösterdi: “Amerikalı yetkililerin bu konuda yaptığı açıklamalar, İran halkına karşı yasa dışı ve suç teşkil eden bir eylemi kabul ettiklerinin itirafıdır.

Bu tür beyanlar, bizim tarafımızdan delil olarak kullanılacaktır. 2231 sayılı karar tasarısını öneren ve kabul eden bir ülke olarak ABD'nin, İran'ın barışçıl nükleer programını yok etmekte bu kadar ısrar etmesi onurlu bir davranış değildir.

Bu tutum, onların yasa dışı eylemlerini ispatlamamızı daha da kolaylaştırıyor.”

Laricani, İran Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi olarak, İran'ın mesajını Putin’e iletti

Bekayi, Ali Laricani’nin Moskova ziyaretine dair ise şu bilgiyi paylaştı: “Sayın Laricani, İran Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi sıfatıyla Rusya Devlet Başkanı’na İran’ın son gelişmelere dair mesajını iletmek üzere Moskova’ya gitti.

Putin ile oldukça iyi bir görüşme gerçekleştirdiler ve çok çeşitli konular ele alındı. Bu tür ziyaretler ülkeler arasında gelişmeler doğrultusunda olağan uygulamalardır.”

Afgan mültecilerin geri dönüşü

Bekayi ayrıca Afgan mültecilerin geri dönüşü ve Erbain vizesi konularında da şu açıklamaları yaptı: “İran, Erbain ziyareti için diğer ülkelerin geçiş güzergâhı konumundadır.

Bu bağlamda geçtiğimiz hafta bir toplantı düzenlendi ve bu konuyu ciddi şekilde takip ediyoruz.” “Afgan mültecilerin geri dönüşü meselesinde, İran dünyanın en büyük ev sahibi ülkesi olmuş ve bu süreçte insancıl bir tutum sergilemiştir.

Uluslararası toplum defalarca İran’ın bu insani yaklaşımını takdir etmiştir. Son bir yıl içinde yapılanlar, mültecilik meselesini düzenli ve yasal bir yapıya kavuşturma yönündedir.

Bu sürecin, insan onuruna uygun ve koordineli bir biçimde yürütülmesi bizim de önceliğimizdir.” “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri’nin de yakın zamanda İran’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Bizim sürekli talebimiz, bu konuda İran’a destek olunmasıdır ancak maalesef son on yıllarda bu talep karşılık bulmamıştır.

Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin konuyu yakından takip etmesinden ve karşılaştığımız zorlukları kabul etmesinden memnuniyet duyuyoruz.”

Irakçi’nin İsviçreli ve Mısırlı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmenin içeriği

İsmail Bekayi, Irakçi’nin İsviçreli ve Mısırlı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmenin içeriği hakkındaki sorusuna şu yanıtı verdi: “Bu temaslar, Dışişleri Bakanlığı’nın sürdürdüğü sürekli diplomatik temasların devamıdır.

Görüşmelerde hem iki taraflı ilişkiler hem de bölgesel meseleler ele alındı. Bölge dışı ülkelerin gelişmeleri endişeyle takip etmesi doğaldır.

Hiçbir ülke Batı Asya bölgesinde gerginlik yaşanmasını istemiyor. Biz tüm ülkelerden, siyonist rejimi savaşı durdurmaya zorlamalarını ve bu rejimin uluslararası toplum tarafından cezasız kalmaması için adım atmalarını istiyoruz.

Bu görüşmelerde, karşı tarafın konumuna bağlı olarak, bölgeye ilişkin tutumlarımızı açıkça ifade ettik ve özellikle Siyonist rejimin Suriye ve Lübnan'daki suçlarının durdurulması gerekliliği konusundaki beklentilerimizi dile getirdik.”

İran uyruklu kişilerin ABD'de tutuklanması insan hakları ilke ve temellerine aykırıdır

Bekayi, ABD’deki İran uyruklu kişilerinin tutuklanmasına ilişkin şunları söyledi: “İranlı vatandaşlara karşı ABD’de yapılan uygulamalara karşı tutumumuzu açıkladık.

Bu uygulamalar hem insan haklarının temel ilkelerine aykırıdır hem de Amerikan makamlarının ırkçı yaklaşımını gösterir. Sadece vatandaşlıklarından dolayı bir grup insan tutuklanmıştır.

Biz bu konuyu ABD'nin çıkarlarını koruyan aracı ofis aracılığıyla takip ettik.

İranlı vatandaşlara yöneltilen suçlamalar için hiçbir hukuki dayanak görmüyoruz ve bu konu hâlen ilgili temsilcilik tarafından takip edilmektedir.”

Siyonist rejimin eylemleri BM Şartı’nın açık ihlalidir

Bekayi, siyonist rejimin Suriye’ye yönelik saldırılarına ilişkin, “Siyonist rejimin eylemleri, Birleşmiş Milletler Şartı’nın açık bir şekilde ihlalidir ve bu saldırılar için hiçbir meşru gerekçe yoktur.

Bu rejim, diğer ülkelere yönelik saldırganlığında hiçbir sınır tanımamaktadır.

Aynı anda Lübnan’da ateşkesi ihlal etmekte, Filistin’de soykırım gerçekleştirmekte ve diğer ülkelerde suç işlemeye devam etmektedir.

Son 8 on yılı incelediğinizde bu rejimin sürekli olarak bölge ülkelerine savaş dayattığını görürsünüz.” açıklamasında bulundu.

Amerika ile görüşme planımız yok

İran Dışişleri Bakanı sözcüsü, Trump’ın İran’la müzakere açıklamasına şöyle yanıt verdi: “Avrupa ülkeleriyle görüşmeler ilan edilmiştir ancak Amerika ile görüşmeye dair bir planımız yok.

Öte yandan biz diplomasiye, ulusal çıkarlarımızı koruma adına bir fırsat olarak bakıyoruz. Bu fırsatı değerlendirme konusunda uygun zamanı görürsek kesinlikle bundan geri durmayız.”

Bölge ülkelerinin bölgedeki gelişmelere ilişkin gerçekçi yaklaşımlar sergilemelerini umuyoruz

Sözcü, siyonist rejimin diğer ülkelere saldırılarına ilişkin şunları söyledi: “Bu rejimin hedefi bölge ülkelerini zayıflatmak ve parçalamaktır, bu konuda en küçük bir şüphe yoktur. Suriye’de de bu stratejiyi uygulamaktadırlar.

Suriye’deki mevcut durumdan faydalanarak kendi emellerini dayatmaya çalışıyorlar. Görünüşte Suriye’deki yeni yöneticiler ile rejim arasında bir düşmanlık ilan edilmemiş olsa da rejim her fırsatta kendi çıkarları doğrultusunda saldırılar düzenlemektedir.

Umarız bu gelişmeler, bölge ülkelerini daha gerçekçi ve yapıcı yaklaşımlar benimsemeye yöneltir.”

İran ve Mısır arasında ortak bakış açıları var

Bekayi, İran-Mısır ilişkilerinin son durumuyla ilgili şöyle konuştu: “Son aylarda iki ülke arasında düzenli temaslar ve istişareler devam etmektedir.

İran ve Mısır’ın birçok konuda ortak görüşleri mevcuttur. Görüşmeler ve temaslar olumlu bir ivmeyle sürüyor ve umuyoruz ki bu temaslar, iki taraflı ilişkilerde olumlu kararlarla sonuçlanacaktır.”

İran-Rusya-Çin üç taraflı görüşmesi Tahran’da yapılacak

Sözcü, Rusya ve Çin’in İran’ın nükleer dosyasındaki rolü hakkında şunları ifade etti: “Rusya ve Çin, nükleer anlaşmanın tarafıdır ve BM Güvenlik Konseyi’nde sürecin her aşamasında etkili roller üstlenebilirler.

Snapback (otomatik yaptırımların geri gelmesi) mekanizmasıyla ilgili bu iki ülkeyle olumlu istişarelerimiz oldu. Yarın, Tahran’da genel müdür düzeyinde İran-Rusya-Çin üç taraflı bir görüşme yapılacak. Bu görüşmede snapback konusu da ele alınacaktır.

Hukuki ve mantıksal açıdan, nükleer anlaşma çerçevesinde kaldırılmış yaptırımların yeniden uygulanmasının hiçbir geçerli nedeni yoktur.”

Bekayi, Çin ile petrol ortaklığı konusunun gündeme gelip gelmediği yönündeki soruya şu yanıtı verdi: “Çin ile stratejik ilişkilerimiz çerçevesinde ticari ve ekonomik işbirliği her zaman gündemimizdedir. Bu konular, görüşmelerin daimi başlıkları arasında yer almaktadır.”

Türkiye, Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik saldırganlığı konusunda net bir tavır takındı

Bekayi, Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelere sessiz kalmasıyla ilgili olarak, “Bu arada, Türkiye Siyonist rejimin saldırganlığı konusunda net bir tavır takındı ve bu ülke, bir ülkeye yönelik saldırganlığın durmayacağının bilincindedir.”

İran Cumhurbaşkanı’nın Pakistan ziyareti

Sözcü, Pakistan’la ilişkiler hakkında şunları söyledi: “Öncelikle Pakistan halkına, ülkelerinde yaşanan son sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı diliyoruz.

İran-Pakistan ilişkileri, tarihi, kültürel ve dini ortaklık temelinde kuruludur ve bu ilişkilere büyük saygı duymaktayız. Pakistan ile son temaslarımız, bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi yönündeydi.

Ayrıca, siyonist rejim ve ABD’nin İran’a yönelik saldırılarının ardından bu temaslar artmıştır. Önümüzdeki haftalarda Cumhurbaşkanımız Pakistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirecektir.

Bu da Pakistan ile ilişkilere verdiğimiz önemin göstergesidir.”

Yazık Nobel’e, yazık barışa!

Ayrıca Bekayi, Netanyahu’nun Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesi hakkında şu ifadeleri kullandı: “Adil ve ideal bir dünyada, bu ödülü hak eden kişi, kendisini Filistin halkının haklarını savunmaya adamış olan Bayan Albanese olurdu.

Ancak biz ideal bir dünyadan oldukça uzağız. Bugünün dünyası tamamen tersine dönmüş durumda. Bugün soykırımla suçlanan ve ırkçılığın simgesi haline gelmiş bir rejim, kalkıp bir başkasını barış ödülüne aday gösterebiliyor! Mevcut dünya düzeninde bu tür ödüllere fazla değer vermek mümkün değil.

Yazık Nobel’e, yazık barışa!”

Avrupa ve Amerika’nın İran halkına çok büyük bir borcu var

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Avrupa ülkelerinin ABD ile müzakere talebine ilişkin şöyle konuştu: “Bu tür taleplerde biz ne samimiyet ne de ciddiyet görüyoruz.

Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın İran halkına çok büyük bir borcu vardır. Biz son yirmi yılda sürekli diplomatik çaba gösterdik.

Onların tüm ihlallerine rağmen İran bu yaklaşımını sürdürdü, bu yüzden bize minnettar olmaları gerekir. Görüşmelerin yeniden başlamasının ön koşulu, karşı tarafın ciddi bir irade ortaya koymasıdır.

Ancak aksine, onların bu konuda ciddi olmadığı bizim için artık kesinleşmiştir. Bizim için önemli olan, İran’ın ulusal çıkarlarını ve haklarını korumaktır. Geçmiş deneyimlerden ders aldık ve kesinlikle geçmişte yaşanan acı tecrübelerin tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz.”

Almanya tutumunu gözden geçirmeli

Almanya'nın müzakerelerdeki rolüyle ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şöyle konuştu: “Almanya’nın son bir ay içerisindeki yaklaşımından son derece rahatsızız.

‘Rahatsız’ kelimesi burada kullandığım en yumuşak ifadedir. Alman makamlarının, rejimin kendileri için yaptığı kirli işler de dahil olmak üzere uygunsuz yorumlarda bulunması, Almanya açısından uluslararası sorumluluk doğurmuş ve açıkça saldırganlık eylemini kabul ettirmiştir.

Almanya'nın tutumunu düzeltmesini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihinde kara bir leke olarak kalmasına izin vermemesini bekliyoruz.”

“Nükleer konularda Avrupalılar, bir fırsattan yararlanabildiklerini, ancak bu fırsatın değerini takdir etmediklerini akıllarında tutmalıdır. İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı konusunda yasal yükümlülükleri temelinde güçlü ve bağımsız bir tutum sergilemeleri bekleniyordu.

Umarız konuyu yeniden değerlendirirler ve Avrupa adına rol oynama fırsatını değerlendirmezler.”

Avrupalılar nükleer konuda geçmişteki fırsatları değerlendiremedi “Avrupalılar, nükleer meselelerde bir dönem rol alma fırsatı elde etmişlerdi ama bu fırsatın değerini bilmediler. İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar karşısında, hukuki taahhütlerine dayalı güçlü ve bağımsız bir tutum almaları beklenirdi. Umarız bu tutumlarını gözden geçirirler ve Avrupa’nın yeniden etkin rol oynama fırsatını kaybetmezler.”

UAEK ve Genel Sekreter'in yaklaşımlarından memnun değiliz

 Bekayi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile ilişkiler hakkında da şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz hâlâ Ajans’ın ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın (NPT) üyesiyiz.

Ancak açıkça ilan ettik ki Ajans’ın ve Genel Sekreter'in mevcut yaklaşımlarından memnun değiliz. İran halkı Ajans’ın bazı tutumlarından ötürü üzgün ve öfkelidir.

Parlamento'nun bu uygunsuz yaklaşımlara tepkisi, işbirliğinin türüne ilişkin bir yasa çıkarmak oldu. İşbirliği yöntemi değişecek ve Yüksek Milli Güvenlik Kurulu'nun görüşü doğrultusunda uygulanacaktır.”

Tetik mekanizması ve İran'a karşı savaş tehdidi hakkındaki analizlere tepki

Bekayi, tetik mekanizması ve İran’a yönelik savaş tehditlerine dair bazı analizlere şu şekilde yanıt verdi: “Bunlar yalnızca birer analizden ibarettir.

Biz, tetik mekanizmasına başvurmak için hiçbir ahlaki veya hukuki gerekçe görmüyoruz. Rusya ve Çin gibi diğer ülkeler de bizimle aynı görüştedir. Karşı taraf zaten İran’a karşı her türlü baskı aracını kullandı.

Eğer konu savaştan ibaretse hem siyonist rejim hem de Amerika İran’a karşı saldırganlık suçu işlemiştir. Bu nedenle karşı tarafın analizlerine fazla değer atfetmek doğru değildir.”

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM