Gazze 140 günden fazla bir süredir tamamen abluka altındadır
ve bu günlerde Gazze halkının yardım çığlıklarını duyuyoruz.”
“Maalesef insan vicdanı tamamen hissizleşmiş durumda ve
yaşananlar rejimin son iki yılda dayattıklarından bile daha vahimdir. Son 24
saat içinde yalnızca Gazze’de 150 masum insan katledildi. Uluslararası toplum
bu sınavdan başarıyla çıkamadı.”
“İslam İşbirliği Teşkilatı'nın en kısa sürede acil toplantı
yapma hakkı vardır ve bu husus İran'ın da bu örgüte yansıttığı bir husustur.
Suçları araştırmakla görevli uluslararası mahkemeler çeşitli yollarla
sindirilmeye çalışıldı. Geçtiğimiz hafta, Sayın Albanese’ye uygulanan
yaptırımlar, ABD’nin siyonist rejime verdiği sınırsız desteğin önemli bir dönüm
noktası oldu. Çok sayıda gazeteciler bu duruma tepki olarak istifa etti.”
Sabîr'in ailesinden hayatta kalan tek kişinin (Astana
Eşrefiye'de şehit düşen İranlı bilim insanı) basın toplantısında bulunması
Sabîr ailesinin hayatta kalan tek ferdi Sadıki Sabîr, sözcü
toplantısında yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Kardeşim mekanik mühendisliği
alanında aktif bir bilim insanıydı. Yeğenim ise matematik alanında üstün zekâlı
bir öğrenciydi. Bir gün içinde ailemin cesetlerini kendi ellerimle topladım.”
“İsrail rejimi kardeşimin evine iki kez saldırdı; ilk olarak
Tahran’da, daha sonra Eşrefiye’de. Bugün baba evimizden geriye hiçbir şey
kalmadı. Rejimin hedefi yalnızca İranlı bilim insanları ve araştırmacılar
değil, tüm İran halkıdır. Buradan ilan ediyorum ki Trump ve Netanyahu size
yalan söylediler. Bu bilim insanlarından hangisi nükleer silah üretme
peşindeydi? İran’dan stratejik ve pratik bir yol haritası geliştirmesini talep
etmeliyiz.” diye sözlerine ekledi.
Bekayi: İran’ın haklarını savunmak ve saldırganları
sorumlu tutmak konusunda hiçbir fırsatı kaçırmayacağız
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü devamında şöyle konuştu:
“İran’ın haklarını savunmak ve saldırganları sorumlu tutmak adına hiçbir
fırsatı kaçırmayacağımızın sözünü veriyoruz.” Sözlerine şöyle devam etti:
“İsrail rejiminin askeri saldırılarının başladığı ilk günden itibaren
belgelemeye yönelik çalışmalarımıza tüm gücümüzle başladık. Uluslararası
kurumlarla yazışmalar gerçekleştirdik. Bizim görevimiz, işlenen her bir suçu ve
meydana gelen tüm zararları kayıt altına almak ve tüm uluslararası diplomasi
kanallarını değerlendirmektir. Uluslararası ilişkiler departmanımız kapsamlı
bir belge koleksiyonu hazırlamıştır ve bu süreç halen devam etmektedir.”
Aliyev’in açıklamalarına yanıt
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Zengezur
Koridoru’na ilişkin açıklamalarına yanıt veren Bekayi, “Bölgedeki bağlantı
yolları ve geçitlerle ilgili tutumumuzu açıkça dile getirdik.
Bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişmesini
desteklemekle birlikte, bu tür girişimlerin hiçbir şekilde ülkelerin egemenlik
haklarına ve toprak bütünlüğüne zarar vermemesi gerektiğini sürekli
vurguluyoruz.
Kafkasya bölgesine dair bazı açıklamalar zaman zaman yanlış
yorumlanabiliyor. Bizim tavrımız nettir ve defalarca dile getirilmiştir.” dedi.
İsrail rejimi, nüfuzlu Amerikalı yetkililere şantaj
yapmak gibi her türlü aracı kullanıyor
Beakaî, Jeffrey Epstein hakkında yayımlanan rapora ilişkin
şu açıklamada bulundu: “Bu konu şu anda Amerikan çevrelerinde araştırılıyor.
Son on yıllarda yaşanan benzer örnekler, siyonist rejimin
ABD’deki nüfuz sahibi kişilere karşı şantaj dâhil her türlü aracı kullanmaktan
çekinmediğini göstermektedir.”
Avrupa ile görüşmeler bakan yardımcıları düzeyindedir
Avrupa ile sürdürülen müzakereler hakkında konuşan Bekayi,
“Avrupa’nın üç ülkesiyle yapılan görüşmeler, dışişleri bakan yardımcıları
düzeyindedir.
Dışişleri Bakanlığı olarak, diplomasi yoluyla İran halkının
haklarını koruma konusunda nerede bir fırsat görürsek, onu değerlendirmekten
geri durmayacağız.” ifadelerini kullandı.
Eski ABD Dışişleri Bakanı'nın İran'ın zenginleştirme
oranına ilişkin iddiası reddedildi
Eski ABD Dışişleri Bakanı'nın zenginleştirme oranının yüzde
1'in altında kabul edildiği iddiasıyla ilgili olarak Bekayi, şunları söyledi:
“Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bu tür iddiaları Amerika iç
siyasetindeki çekişmeler bağlamında değerlendirmek gerekir.”
Tetik mekanizmasına başvurmak anlamsız, haksız ve hukuki
dayanağı yoktur
Bekayi, “snapback” mekanizmasının (otomatik yaptırımların
geri dönmesi) yeniden devreye sokulacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak da
şu açıklamada bulundu: “Bizim son tutumumuz sabit ve açıktır.
Sayın Irakçi, nükleer anlaşmanın taraflarına bir mektup
göndererek hukuki pozisyonumuzu net şekilde iletti.
Bugün ‘snapback’ mekanizmasına başvurmak anlamsız, hukuki ve
meşru olmayan bir yaklaşımdır. Çünkü İran’ın taahhütlerini azaltması, KOEP'te
açıkça belirtilmiş hükümlere dayalı olarak yapılmıştır.”
“Biz yükümlülüklerimizi aşamalı olarak azalttık ve bu, diğer
tarafların anlaşmaya uymaması nedeniyle gerçekleşti.
Avrupa ülkeleri, kendileri yükümlülüklerini yerine
getirmedikleri gibi, siyonist rejimin saldırısını da ne kınadılar ne de
engellemeye çalıştılar.
Konuyu tamamen başka bir zemine taşıdılar. Bu nedenle Avrupa
ülkelerinin, bizzat kendilerinin uygulamadığı bir kararnameyi (2231) gerekçe
göstererek İran’ı hedef almasının ne hukuki ne de ahlaki bir gerekçesi vardır.”
İran ile Avrupa ülkeleri arasındaki görüşme İstanbul'da
yapılacak
Bekayi, İran ile Avrupa ülkeleri arasında yapılacak
görüşmelerin zamanı ve yeri hakkında da bilgi verdi: “Bu toplantı İstanbul’da
yapılacak ve dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde olacak.
Görüşme konuları açık ve nettir: Yaptırımların kaldırılması
ve İran’ın nükleer programı ile ilgili meseleler.
Ancak bu kez bizim tutumumuz daha net ve açık şekilde ortaya
konulacaktır. Özellikle son saldırı bağlamında, Avrupa ülkelerinin bu
saldırıları kınama konusunda yasal ve ahlaki sorumluluğu vardı ama maalesef bu
görevlerini yerine getirmediler.
Bu toplantı, İran’ın taleplerini güçlü biçimde dile
getireceği bir oturum olacaktır.”
Trump'ın İran tesislerine saldırı hakkındaki
açıklamalarına tepki
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Trump'ın İran tesislerine
saldırı açıklamasına ise şöyle tepki gösterdi: “Amerikalı yetkililerin bu
konuda yaptığı açıklamalar, İran halkına karşı yasa dışı ve suç teşkil eden bir
eylemi kabul ettiklerinin itirafıdır.
Bu tür beyanlar, bizim tarafımızdan delil olarak
kullanılacaktır. 2231 sayılı karar tasarısını öneren ve kabul eden bir ülke
olarak ABD'nin, İran'ın barışçıl nükleer programını yok etmekte bu kadar ısrar
etmesi onurlu bir davranış değildir.
Bu tutum, onların yasa dışı eylemlerini ispatlamamızı daha
da kolaylaştırıyor.”
Laricani, İran Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi olarak,
İran'ın mesajını Putin’e iletti
Bekayi, Ali Laricani’nin Moskova ziyaretine dair ise şu
bilgiyi paylaştı: “Sayın Laricani, İran Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi
sıfatıyla Rusya Devlet Başkanı’na İran’ın son gelişmelere dair mesajını iletmek
üzere Moskova’ya gitti.
Putin ile oldukça iyi bir görüşme gerçekleştirdiler ve çok
çeşitli konular ele alındı. Bu tür ziyaretler ülkeler arasında gelişmeler
doğrultusunda olağan uygulamalardır.”
Afgan mültecilerin geri dönüşü
Bekayi ayrıca Afgan mültecilerin geri dönüşü ve Erbain
vizesi konularında da şu açıklamaları yaptı: “İran, Erbain ziyareti için diğer
ülkelerin geçiş güzergâhı konumundadır.
Bu bağlamda geçtiğimiz hafta bir toplantı düzenlendi ve bu
konuyu ciddi şekilde takip ediyoruz.” “Afgan mültecilerin geri dönüşü
meselesinde, İran dünyanın en büyük ev sahibi ülkesi olmuş ve bu süreçte
insancıl bir tutum sergilemiştir.
Uluslararası toplum defalarca İran’ın bu insani yaklaşımını
takdir etmiştir. Son bir yıl içinde yapılanlar, mültecilik meselesini düzenli
ve yasal bir yapıya kavuşturma yönündedir.
Bu sürecin, insan onuruna uygun ve koordineli bir biçimde
yürütülmesi bizim de önceliğimizdir.” “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiseri’nin de yakın zamanda İran’ı ziyaret etmesi bekleniyor.
Bizim sürekli talebimiz, bu konuda İran’a destek olunmasıdır
ancak maalesef son on yıllarda bu talep karşılık bulmamıştır.
Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin konuyu yakından takip
etmesinden ve karşılaştığımız zorlukları kabul etmesinden memnuniyet
duyuyoruz.”
Irakçi’nin İsviçreli ve Mısırlı mevkidaşlarıyla yaptığı
görüşmenin içeriği
İsmail Bekayi, Irakçi’nin İsviçreli ve Mısırlı
mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmenin içeriği hakkındaki sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu temaslar, Dışişleri Bakanlığı’nın sürdürdüğü sürekli diplomatik temasların
devamıdır.
Görüşmelerde hem iki taraflı ilişkiler hem de bölgesel
meseleler ele alındı. Bölge dışı ülkelerin gelişmeleri endişeyle takip etmesi
doğaldır.
Hiçbir ülke Batı Asya bölgesinde gerginlik yaşanmasını
istemiyor. Biz tüm ülkelerden, siyonist rejimi savaşı durdurmaya zorlamalarını
ve bu rejimin uluslararası toplum tarafından cezasız kalmaması için adım
atmalarını istiyoruz.
Bu görüşmelerde, karşı tarafın konumuna bağlı olarak,
bölgeye ilişkin tutumlarımızı açıkça ifade ettik ve özellikle Siyonist rejimin
Suriye ve Lübnan'daki suçlarının durdurulması gerekliliği konusundaki
beklentilerimizi dile getirdik.”
İran uyruklu kişilerin ABD'de tutuklanması insan hakları
ilke ve temellerine aykırıdır
Bekayi, ABD’deki İran uyruklu kişilerinin tutuklanmasına
ilişkin şunları söyledi: “İranlı vatandaşlara karşı ABD’de yapılan uygulamalara
karşı tutumumuzu açıkladık.
Bu uygulamalar hem insan haklarının temel ilkelerine
aykırıdır hem de Amerikan makamlarının ırkçı yaklaşımını gösterir. Sadece
vatandaşlıklarından dolayı bir grup insan tutuklanmıştır.
Biz bu konuyu ABD'nin çıkarlarını koruyan aracı ofis
aracılığıyla takip ettik.
İranlı vatandaşlara yöneltilen suçlamalar için hiçbir hukuki
dayanak görmüyoruz ve bu konu hâlen ilgili temsilcilik tarafından takip
edilmektedir.”
Siyonist rejimin eylemleri BM Şartı’nın açık ihlalidir
Bekayi, siyonist rejimin Suriye’ye yönelik saldırılarına
ilişkin, “Siyonist rejimin eylemleri, Birleşmiş Milletler Şartı’nın açık bir
şekilde ihlalidir ve bu saldırılar için hiçbir meşru gerekçe yoktur.
Bu rejim, diğer ülkelere yönelik saldırganlığında hiçbir
sınır tanımamaktadır.
Aynı anda Lübnan’da ateşkesi ihlal etmekte, Filistin’de
soykırım gerçekleştirmekte ve diğer ülkelerde suç işlemeye devam etmektedir.
Son 8 on yılı incelediğinizde bu rejimin sürekli olarak
bölge ülkelerine savaş dayattığını görürsünüz.” açıklamasında bulundu.
Amerika ile görüşme planımız yok
İran Dışişleri Bakanı sözcüsü, Trump’ın İran’la müzakere
açıklamasına şöyle yanıt verdi: “Avrupa ülkeleriyle görüşmeler ilan edilmiştir
ancak Amerika ile görüşmeye dair bir planımız yok.
Öte yandan biz diplomasiye, ulusal çıkarlarımızı koruma
adına bir fırsat olarak bakıyoruz. Bu fırsatı değerlendirme konusunda uygun
zamanı görürsek kesinlikle bundan geri durmayız.”
Bölge ülkelerinin bölgedeki gelişmelere ilişkin gerçekçi
yaklaşımlar sergilemelerini umuyoruz
Sözcü, siyonist rejimin diğer ülkelere saldırılarına ilişkin
şunları söyledi: “Bu rejimin hedefi bölge ülkelerini zayıflatmak ve
parçalamaktır, bu konuda en küçük bir şüphe yoktur. Suriye’de de bu stratejiyi
uygulamaktadırlar.
Suriye’deki mevcut durumdan faydalanarak kendi emellerini
dayatmaya çalışıyorlar. Görünüşte Suriye’deki yeni yöneticiler ile rejim
arasında bir düşmanlık ilan edilmemiş olsa da rejim her fırsatta kendi
çıkarları doğrultusunda saldırılar düzenlemektedir.
Umarız bu gelişmeler, bölge ülkelerini daha gerçekçi ve
yapıcı yaklaşımlar benimsemeye yöneltir.”
İran ve Mısır arasında ortak bakış açıları var
Bekayi, İran-Mısır ilişkilerinin son durumuyla ilgili şöyle
konuştu: “Son aylarda iki ülke arasında düzenli temaslar ve istişareler devam
etmektedir.
İran ve Mısır’ın birçok konuda ortak görüşleri mevcuttur.
Görüşmeler ve temaslar olumlu bir ivmeyle sürüyor ve umuyoruz ki bu temaslar,
iki taraflı ilişkilerde olumlu kararlarla sonuçlanacaktır.”
İran-Rusya-Çin üç taraflı görüşmesi Tahran’da yapılacak
Sözcü, Rusya ve Çin’in İran’ın nükleer dosyasındaki rolü
hakkında şunları ifade etti: “Rusya ve Çin, nükleer anlaşmanın tarafıdır ve BM
Güvenlik Konseyi’nde sürecin her aşamasında etkili roller üstlenebilirler.
Snapback (otomatik yaptırımların geri gelmesi)
mekanizmasıyla ilgili bu iki ülkeyle olumlu istişarelerimiz oldu. Yarın,
Tahran’da genel müdür düzeyinde İran-Rusya-Çin üç taraflı bir görüşme
yapılacak. Bu görüşmede snapback konusu da ele alınacaktır.
Hukuki ve mantıksal açıdan, nükleer anlaşma çerçevesinde
kaldırılmış yaptırımların yeniden uygulanmasının hiçbir geçerli nedeni yoktur.”
Bekayi, Çin ile petrol ortaklığı konusunun gündeme gelip
gelmediği yönündeki soruya şu yanıtı verdi: “Çin ile stratejik ilişkilerimiz
çerçevesinde ticari ve ekonomik işbirliği her zaman gündemimizdedir. Bu
konular, görüşmelerin daimi başlıkları arasında yer almaktadır.”
Türkiye, Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik saldırganlığı
konusunda net bir tavır takındı
Bekayi, Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelere sessiz
kalmasıyla ilgili olarak, “Bu arada, Türkiye Siyonist rejimin saldırganlığı
konusunda net bir tavır takındı ve bu ülke, bir ülkeye yönelik saldırganlığın
durmayacağının bilincindedir.”
İran Cumhurbaşkanı’nın Pakistan ziyareti
Sözcü, Pakistan’la ilişkiler hakkında şunları söyledi:
“Öncelikle Pakistan halkına, ülkelerinde yaşanan son sel felaketinde hayatını
kaybeden vatandaşlar için başsağlığı diliyoruz.
İran-Pakistan ilişkileri, tarihi, kültürel ve dini ortaklık
temelinde kuruludur ve bu ilişkilere büyük saygı duymaktayız. Pakistan ile son
temaslarımız, bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi yönündeydi.
Ayrıca, siyonist rejim ve ABD’nin İran’a yönelik
saldırılarının ardından bu temaslar artmıştır. Önümüzdeki haftalarda
Cumhurbaşkanımız Pakistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirecektir.
Bu da Pakistan ile ilişkilere verdiğimiz önemin
göstergesidir.”
Yazık Nobel’e, yazık barışa!
Ayrıca Bekayi, Netanyahu’nun Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne
aday göstermesi hakkında şu ifadeleri kullandı: “Adil ve ideal bir dünyada, bu
ödülü hak eden kişi, kendisini Filistin halkının haklarını savunmaya adamış
olan Bayan Albanese olurdu.
Ancak biz ideal bir dünyadan oldukça uzağız. Bugünün dünyası
tamamen tersine dönmüş durumda. Bugün soykırımla suçlanan ve ırkçılığın simgesi
haline gelmiş bir rejim, kalkıp bir başkasını barış ödülüne aday
gösterebiliyor! Mevcut dünya düzeninde bu tür ödüllere fazla değer vermek
mümkün değil.
Yazık Nobel’e, yazık barışa!”
Avrupa ve Amerika’nın İran halkına çok büyük bir borcu
var
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Avrupa
ülkelerinin ABD ile müzakere talebine ilişkin şöyle konuştu: “Bu tür taleplerde
biz ne samimiyet ne de ciddiyet görüyoruz.
Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın İran halkına çok büyük bir
borcu vardır. Biz son yirmi yılda sürekli diplomatik çaba gösterdik.
Onların tüm ihlallerine rağmen İran bu yaklaşımını sürdürdü,
bu yüzden bize minnettar olmaları gerekir. Görüşmelerin yeniden başlamasının ön
koşulu, karşı tarafın ciddi bir irade ortaya koymasıdır.
Ancak aksine, onların bu konuda ciddi olmadığı bizim için
artık kesinleşmiştir. Bizim için önemli olan, İran’ın ulusal çıkarlarını ve
haklarını korumaktır. Geçmiş deneyimlerden ders aldık ve kesinlikle geçmişte
yaşanan acı tecrübelerin tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz.”
Almanya tutumunu gözden geçirmeli
Almanya'nın müzakerelerdeki rolüyle ilgili olarak Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü şöyle konuştu: “Almanya’nın son bir ay içerisindeki
yaklaşımından son derece rahatsızız.
‘Rahatsız’ kelimesi burada kullandığım en yumuşak ifadedir.
Alman makamlarının, rejimin kendileri için yaptığı kirli işler de dahil olmak
üzere uygunsuz yorumlarda bulunması, Almanya açısından uluslararası sorumluluk
doğurmuş ve açıkça saldırganlık eylemini kabul ettirmiştir.
Almanya'nın tutumunu düzeltmesini ve iki ülke arasındaki
ilişkilerin tarihinde kara bir leke olarak kalmasına izin vermemesini
bekliyoruz.”
“Nükleer konularda Avrupalılar, bir fırsattan
yararlanabildiklerini, ancak bu fırsatın değerini takdir etmediklerini
akıllarında tutmalıdır. İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı konusunda
yasal yükümlülükleri temelinde güçlü ve bağımsız bir tutum sergilemeleri
bekleniyordu.
Umarız konuyu yeniden değerlendirirler ve Avrupa adına rol
oynama fırsatını değerlendirmezler.”
Avrupalılar nükleer konuda geçmişteki fırsatları
değerlendiremedi “Avrupalılar, nükleer meselelerde bir dönem rol alma fırsatı
elde etmişlerdi ama bu fırsatın değerini bilmediler. İran’ın nükleer
tesislerine yönelik saldırılar karşısında, hukuki taahhütlerine dayalı güçlü ve
bağımsız bir tutum almaları beklenirdi. Umarız bu tutumlarını gözden geçirirler
ve Avrupa’nın yeniden etkin rol oynama fırsatını kaybetmezler.”
UAEK ve Genel Sekreter'in yaklaşımlarından memnun değiliz
Bekayi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile
ilişkiler hakkında da şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz hâlâ Ajans’ın ve Nükleer
Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın (NPT) üyesiyiz.
Ancak açıkça ilan ettik ki Ajans’ın ve Genel Sekreter'in
mevcut yaklaşımlarından memnun değiliz. İran halkı Ajans’ın bazı tutumlarından
ötürü üzgün ve öfkelidir.
Parlamento'nun bu uygunsuz yaklaşımlara tepkisi,
işbirliğinin türüne ilişkin bir yasa çıkarmak oldu. İşbirliği yöntemi değişecek
ve Yüksek Milli Güvenlik Kurulu'nun görüşü doğrultusunda uygulanacaktır.”
Tetik mekanizması ve İran'a karşı savaş tehdidi
hakkındaki analizlere tepki
Bekayi, tetik mekanizması ve İran’a yönelik savaş
tehditlerine dair bazı analizlere şu şekilde yanıt verdi: “Bunlar yalnızca
birer analizden ibarettir.
Biz, tetik mekanizmasına başvurmak için hiçbir ahlaki veya
hukuki gerekçe görmüyoruz. Rusya ve Çin gibi diğer ülkeler de bizimle aynı
görüştedir. Karşı taraf zaten İran’a karşı her türlü baskı aracını kullandı.
Eğer konu savaştan ibaretse hem siyonist rejim hem de
Amerika İran’a karşı saldırganlık suçu işlemiştir. Bu nedenle karşı tarafın
analizlerine fazla değer atfetmek doğru değildir.”