BAE Kafkasya’nın Jeopolitik Oyununa Girdi

GİRİŞ: 21.07.2025 09:47      GÜNCELLEME: 21.07.2025 09:47
Rasthaber -  Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ve Azerbaycan’ın yanında hedefli yatırımlar yaparak Kafkasya’daki dengeyi değiştirmeye çalışırken, İran da transit ve enerji kapasitelerini harekete geçirerek bölgesel konumunu sağlamlaştırma yolunda adımlar atmıştır.

Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid, Türkiye ile Abu Dabi arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme politikasının devamında, resmi bir ziyaret çerçevesinde Ankara’ya giderek Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.

Bu ziyarette, iki ülke arasında gizli bilgiler, konsolosluk hizmetleri, yatırım, turizm ve sanayi alanlarında bir dizi iş birliği anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmalar, BAE ve Türkiye’nin ekonomik, enerji, gıda güvenliği alanındaki iş birliklerini geliştirme ve bölgesel gelişmelerde ortak rol üstlenme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Bu hareketler, son yıllarda ekonomik diplomasi, stratejik iş birliklerinin geliştirilmesi ve aktif bölgesel rol üzerine yoğunlaşan BAE’nin yeni dış politikası çerçevesindedir.

BAE ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 2021’deki siyasi uzlaşmadan bu yana yükselişe geçmiş ve şu anda Güney Kafkasya ve Orta Asya gibi üçüncü bölgelerde fiili iş birliklerine girmiştir.

BAE bu bağlamda, ortak yatırımlar, altyapı projeleri, mal taşımacılığı ve teknolojik gelişme aracılığıyla bu bölgelerde aktif bir konuma gelmeye çalışmaktadır.

Bu varlık özellikle, yenilenebilir enerji, gıda güvenliği ve transit koridorları konularında daha da görünür hale gelmiştir. Türkiye’nin Kafkasya’daki stratejik ortağı olan Azerbaycan’la iş birliği de bu politikanın bir parçasıdır. BAE sadece Azerbaycan ile önemli ekonomik anlaşmalar imzalamakla kalmamış, aynı zamanda yeşil enerji projelerine ve Karabağ’ın yeniden inşasına da dahil olmuştur.

Abu Dabi ayrıca, Azerbaycan’ı Nahçıvan ve Türkiye’ye bağlayan Zengezur Koridoru’nu desteklemekte ve bu koridorun altyapı projelerine katılmıştır. Bu eylem, BAE’nin İran’ın çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğu Güney Kafkasya bölgesinde jeopolitik rekabetlere fiili katılımı anlamına gelmektedir.

Enerji alanında, BAE, Azerbaycan’daki yenilenebilir enerji projelerine yaptığı yatırımlarla, Avrasya enerji zincirinde kendi rolünü sağlamlaştırmaktadır. Aynı zamanda bu yaklaşım, İran gibi geleneksel oyuncuların bölgesel enerji ticaretindeki etkisinin azaltılması doğrultusundadır.

BAE ayrıca Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EKO) ve Türk Devletleri Teşkilatı (OTS) içerisinde aktif bir rol oynamayı da hedeflemektedir ve bu varlık, ekonomik fayda sağlama ve İran ile diğer rakiplerin nüfuzuna karşı denge kurma amacıyla sürdürülmektedir.

Bu adımların tamamı, BAE’nin Avrasya’da çok katmanlı bir ekonomik diplomasi peşinde olduğunu göstermektedir ve bu diplomasi, yatırım, altyapı projelerine katılım ve bölgesel örgütlerde bulunma şek”lindedir ve İran’ın bu bölgelerdeki rolünü sınırlamak için bir araç haline gelebilir.

Bu sürece karşılık olarak İran da son iki yıl içinde, diplomatik, ekonomik ve güvenlik araçlarından faydalanarak kendi çıkarlarına karşı oluşabilecek muhtemel bölgesel eksenlerin şekillenmesini engellemeye çalışmıştır.

İran’ın en önemli adımlarından biri, Zengezur Koridoru’na karşı kesin duruş sergilemesi olmuştur. Bu ülkenin üst düzey yetkilileri defalarca, bölge sınırlarında jeopolitik değişimin İran’ın kırmızı çizgisi olduğunu vurgulamışlardır. Ayrıca, Azerbaycan ve Ermenistan sınırlarında düzenlenen askeri tatbikatlar, başta Türkiye ve BAE olmak üzere ilgili aktörlere yönelik caydırıcı mesajlar taşımaktadır.

İran diplomasi alanında, Ermenistan ile ilişkilerini güçlendirme ve Fars Körfezi, Karadeniz ulaşım koridoru gibi projeleri takip ederek Azerbaycan -Türkiye -BAE eksenine karşı bir denge oluşturmaya çalışmıştır. Aynı şekilde, transit iş birliklerini genişletme, Ermenistan ve Gürcistan ile doğrudan bağlantı kurma ve Hindistan ile üçlü istişarelerde bulunma da İran’ın diğer girişimleri arasında yer almıştır.

İran ayrıca 3+3 formatı fikrini ortaya atmıştır ki bu formatta bölgesel güçlerin katılımıyla Kafkasya’nın güvenlik ve siyasi düzeninde kendi konumunu pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Her ne kadar bu girişim sınırlı düzeyde karşılık bulmuş olsa da, İran bu fikirde ısrarcı olmaya devam etmektedir.

Ekonomik alanda İran, kendisini güvenilir bir alternatif transit yolu olarak tanıtmaya çalışmıştır. Rusya, Hindistan ve Kazakistan ile yapılan transit anlaşmaları ve Kuzey-Güney Koridoru’nun rolüne yapılan vurgular, bu çabaların örneklerindendir. Ancak, yaptırımlar, altyapı sorunları ve lojistik zayıflıklar gibi engeller, bu hedeflerin önünde hâlâ mevcuttur.

İran, enerji alanında da Türkmenistan ve Azerbaycan ile üçlü gaz iş birlikleri ve Ermenistan ve Orta Asya ile enerji transferi iş birlikleri yoluyla bölgesel pazardaki payını korumaya çalışmıştır.

Tüm bu zorluklara rağmen İran, önemli jeopolitik yeteneklere, stratejik coğrafi konuma ve enerji ve transit kapasitesine sahip olmaya devam etmektedir. Tarihsel tecrübe göstermiştir ki, İran ne zaman aktif bir diplomasiyle, akılcı bölgesel girişimlerle ve iç ekonomik kapasitelerini kullanarak harekete geçerse, etkili bir şekilde rol almayı başarmıştır.

Mevcut durumda bu kapasitelerin yeniden canlandırılması, bölgesel ortaklarla iş birliğinin güçlendirilmesi ve yapısal engellerin aşılması, İran’ın Avrasya ve Güney Kafkasya’daki stratejik gelişmelerdeki konumunu pekiştirebilir.

Her ne kadar İran, Türkiye-BAE-Azerbaycan ekseniyle  olsa da özellikle de ekonomik ve bölgesel diplomasisini daha fazla uyum ve hızla kullanabilirse, bölgedeki rolünü yeniden tanımlamak ve bölgesel rakiplerinin girişimlerini etkisiz hale getirmek için hâlâ önemli fırsatlara sahip olabilir.

Farsnews’den tercüme edilmiştir

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM