Bildiğiniz
gibi Enver ülkeyi savaşa sokan ve Osmanlımın bitişini ülkenin paylaşımını
sağlayan bir asker idi. Çok atik, maceraperest, komitacı cesur olarak bilinir. Ancak
bu cesurluğu ülkeyi savaşa sokup ve bitirmesine binlerce askerimizin ölmesine
sebep olmuştur.
Bir
dönem Edirne kahramanı, hürriyet kahramanı olarak ta anılan ittihat ve terakki
partisinin lider kadrosunda olan üç paşadan biridir. Büyük Alman hayranıdır
kendisi bu hayranlığını Almanya’da Osmanlı ataşeliği yaptığı sırada kapmış ve
bu hayranlık ölene kadar devam etmiştir.
Asıl
adı İsmail Enver’dir. İstanbul Divanyolu’nda doğmuş, Manastırlı Sürre emini
Ahmet Bey ile Ayşe hanımın oğludur. Doğum tarihi 1299 hicri yılı Muharrem
ayında saat 12’00 de doğduğunu, miladi 6 Aralık 1882 yılına denk geldiğini
kendi anı kitabında beyan etmiştir.
Mektebi
Harbiye okurken Abdulhamit aleyhtarlığı görüşlere kapıldı ve bir kez gözaltına
alındı ancak hüküm giymedi.1908 Meşrutiyet mücadelesinde dağa çıkarak 2. Abdülhamit’e
isyan eden en kıdemli subay oldu.
5 Mart
1909 ‘da Berlin Askeri Ataşesi oldu. İki yılı aşkın bu görevde kaldı. Bu sırada
Alman hayranlığı arttı ve ülkeye dönünce birtakım reformlar yaptı. İtalyanlara
karşı bir gerilla savaşı başlattı.10 Ekim 1911’ de Mısır ,Bingazi ,Tobruk’ta
Arap liderleri ile görüşerek askeri bir karargah kurdu ve İtalyanlara karşı başarı elde etti.
23 Ocak
1913 yılında Babıali baskını ile hükümete karşı darbe yaptı ve Kamil paşayı düşürdü.
Mahmut Şevket paşayı sadarete getirdi.
Enver
Paşa, Osmanlı devletini biran savaşa sokabilmek için Almanya’nın iki savaş gemisinin
(Breslau, Goeben) boğazlardan geçişine izin verdi ve Rus limanlarını
bombalamasını emretti. Sadrazam Sait Halim Paşa ve kabinede bazı kişilerin
karşı çıkması üzerine emri geri aldı. Fakat Almanya’nın borç para vereceği vaadine aldanıp tekrar savaş emri verildi.
4
Ekim 1914’teAmiral Souchun’a Rus donanmasına saldırması için emir verdi. Amiral
bu emre uyarak 29 Ekim ‘de Rus limanlarından Sivastopol, Odesa, Feodosia, Novorossisk’i
bombardımana tuttu. Petrol, tahıl depolarını yaktı ve birçok Rus gemisini
batırdı. Böylece Osmanlı fiilen savaşa girmiş oldu.
11
Eylül 1916 yılında Alman Kayzeri 2.Wilhelm tarafından en yüksek Alman madalyası
ile taltif edildi.2 Ağustos 1914 Almanya ile ittifaktan sonra batı cephesinde
Almanya’nın rahat savaş vermesini sağladı. Kendisi de bizzat doğu cephesine
geçerek Sarıkamış harekâtını yönetti. Kurmay başkanı Alman subay Felix Guse
idi. 3. ordu komutanı Hasan İzzet Paşa’nın karşı çıkmasına rağmen bu ordunun
komutanlığını alarak felakete sürüklemiş ve 1917 başlarında Trabzon’a kadar
Rusların işgaline sebep olmuştur.
Birinci
Dünya savaşında Ekim 1918 ‘de Bulgar cephesi ve Güney cephesi çökmüş, Batı
cephesi de zor duruma düşmesi üzerine Talat Paşa kabinesi istifa etmek zorunda
kalmıştır. Bu durumda Enver Paşada 5 yıldır üstlenmiş olduğu Harbiye
nazırlığını bırakmak zorunda kalmıştı.
İttihat
ve Terakki yöneticileri Alman imparatorluğunun desteği ile Osmanlıyı kurtarayım
derken sonunu getirmişlerdi. Hepsini yargılanma korkusu sarmıştı bu yüzden
Almanya’ya kaçmaya karar verdiler. Almanya da bunlara kucak açtı doğrusu.
Bunun
üzerine Enver, Talat, Cemal paşalar ve Beyrut valisi Azmi, eski polis müdürü
Bedri, Dr. Nazım, Dr. Bahaettin Şakir, Cemal Azmi, İsmail Hakkı Paşa dan oluşan
bir grup 1 Kasım 1918 Cumartesi gecesi Alman bayrağı taşıyan bir torpido botu
ile Sivastopol’e doğru hareket ettiler. Daha sonra bunlar takma isim ile Berlin’e
geçtiler ama Enver Paşa Kafkasya ya kardeşinin yanına geçti.
Burada
Türkçülük ve Turancılık kavramlarında değinmekte fayda var. Turan sözcüğünün
kökeni bir İran efsanesi olan Avesta ya dayandırmak mümkündür. Orada geçen Tura
kelimesi ile İran halkının düşmanı olan göçebe bir kavim kastedilmiştir. Şehnameye
göre ise; Turan, Ceyhun’dan Tur sınırlarına ve buradan da Çin ve Hoten’e kadar
uzanan coğrafya olarak geçmektedir. Turancılık ilk defa 1839’lu yıllarda
Macaristan’ da kullanılan muğlak bir kavram idi. 1910 yıllarında Macar
Şarkiyatçılar tarafından Turan Cemiyeti kurulmuş, Macar çıkarlarını
savunuyorlardı. 1913’lerde Turan adı ile bir dergi çıkmış, bu dergide de etnik
anlamda kullanılmış. Derginin kurucusu olan Alois von Paikert tarafından ise
Türk halkları anlamında kullanılmıştır. Buna göre Türk halkları deyince; Finliler,
Bulgarlar, Türkler, Kafkas halkları, Tatarlar, Tibetliler, Himalaya halkları, Tamular,
Mançuryalılar, Çinliler, Koreliler, Japonlar olmak üzere 600 milyonluk bir
nüfus anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Ziya Gökalp’te turan kavramından Türk
halklarını anlatmaktadır. Fakat o bu tanımı daraltarak Türkçe konuşan
milletleri kastetmiştir.
Sonuç
olarak Turancılık kavramı ile Türk halklarını bir araya getirmek ve bir birlik
oluşturmak anlaşılmalıdır. Bu kavrama bağlı olarak Türkçülük ise 19 yy.
sonlarında çıkmış ilk olarak Macar Şarkiyatçı Hermann Vambery tarafından
kullanılmıştır.
Enver
Paşa’nın ölümü üzerine bir yorum yapmadan burada yazımızı bitiriyoruz. Daha
fazla bilgi almak isteyen araştırmacılar Ziya Nur Aksın ve Mustafa COLAK’IN
Enver Paşa adlı kitaplarına bakabilirler.
Enver
bir kahraman mı yoksa İmparatorluğu bitiren bir alman sevdalısı veya ajanı mı? Bu
soruya tarih ve tarihçiler cevap verecektir.
Selam
ve dua ile
Nadir
CANPOLAT
10/08/2024
SAAT:15.58