Esad Futbolcu Şara Basketbolcu Yenilen Suriye

GİRİŞ: 11.05.2025 12:34      GÜNCELLEME: 11.05.2025 12:34
Rasthaber -  Muhteşem bir tabloydu. Türkiye-Suriye, Erdoğan-Esad dostluğu dostu-düşmanı kıskandırıyordu. On binlerce Suriyeli ülkemize geliyor, otellerimiz, lokantalarımız, esnafımız ve alışveriş merkezlerimiz Suriyeli ağırlamaktan çok memnundu. Halep ve Lazkiye vilayetlerine yakın Hatay vilayetimize Suriyeli turistler için Almanlar AVM inşa etmişti. Hatay’dan Antalya’ya, Hatay’dan Mardin’e uzanan vilayetlerimiz ve özellikle İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri Suriyeli tüccarların, turistlerin ilgi alanı içindeydi. Üniversitelerimiz Suriyeli öğrenciler ama özellikle Lisansüstü programlara katılmak isteyen Suriyeliler için öncelikli tercih edilen eğitim kurumlarımızdı. 2000-2010 arasında Suriyeliyi Türkiye’ye bağlasanız durmazdı. Suriye pasaportu, ekonomisi, sosyal hayatı, dinler-arası diyalogu, eğlencesi, gece hayatı, güvenlik, sağlık Türkiye’nin sunduğundan daha fazlasını veriyordu.

Tam tersi bir göç dalgası vardı. On binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız Suriye’ye giriş yapmak için uzun kuyruklar oluştururdu. Küçük, orta ve büyük şirketlerimiz Suriye pazarını ve buradan diğer Arap ülkelerine ürünlerini satmak için Suriye’yi resmen istila etmişlerdi. Hataylı, Adanalı, mersinli balıkçılar bayram ediyordu. Zira her gün Suriye ve bu ülke üzerinden Lübnan ve Ürdün’e tonlarca taze balık ihracatı yapıyordu. Suriye’den ucuz mazot, şeker, içki, sigara, elektronik eşya, fırın ürünleri, ne görürlerse ve inanın sebze-meyve almak için hummalı bir ziyaret vardı. Günlük çanta taşımacılığından, özel arabaların taşıyabileceği kadar ve boş gidip dolu gelen otobüsler, tırlar Suriye hudutlarını ana baba gününe dönüştürmüştü.

FENERBAHÇE MAÇI

Benzer muhteşem tablo siyasi ilişkilerde yaşandı. Suriye yetkilileri Türkiye’de Türk yetkililer Suriye’de yaşıyordu. Nisan 2007’de 75 bin kişi kapasiteli Halep Uluslararası Olimpik Stadyumu hizmete girdi. O gün stadyum Suriye ve Türk bayraklarıyla donatılmıştı. Açılışın suyu hürmetine stadyumdaki İlk futbol müsabakası Fenerbahçe ile Suriye'nin Al-İttihat takımı arasında yapıldı. Karşılaşma 2-2 beraberlikle sonuçlanmıştı. Erdoğan ve Esad eşleriyle müsabakayı izlemişti. Biz de oradaydık. Ekim 2007’de bu sefer Esad ve eşi Türkiye’yi ziyaret etmişti. Fenerbahçe futbol kulübünün Kadıköy’de 100. Yıl kutlamaları vardı. Esad özel konuktu. Üzerinde Beşar Esad yazan 1 numara Fenerbahçe forması ve saati Esad’a dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım huzurunda Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım tarafından takdim edildi.

Aziz Yıldırım, hocamıza da (beni kast ederek) bir forma hediye edelim dedi. Gençliğimde tuttuğum takım Fenerbahçe değildi. “Türk futbolu ve futbolcularına birçok hakkın sağlanmasında rolü olan Metin Oktay’ın takımı Galatasaray taraftarıydık” dedim. “Hemen buradan uzaklaştırın” demeden, ama dedim babam da kızım da Fenerbahçeli. “Babana ve kızına dua et” dedi ve kızım adına 10 numaralı formayı hazırlattı ve hediye etti. O gün sıraya geçen Fenerbahçeli oyuncular Esad’la tokalaştı, sohbet etti. En uzun sohbeti Brezilya milli takımın efsanevi oyuncusu ve Fener antrenörü Zico lakaplı Arthur Antunes Coimbra, Brezilya ve Real Madrid’in efsanevi oyuncusu Roberto Carlos ve kaleci Volkan Demirel ile yaptı. Sahaya inildi. Carlos kaleye geçti ve Esad penaltıdan golünü attı.

ESAD’A ÖVGÜLER

Alemin en fırıldak ve en hızlı dönen medyası “Esad Kadıköy’ü salladı, Carlos’u ters köşe yatırdı, meğer Esad devlet başkanı olmasaydı büyük bir futbolcu olacaktı, Kadıköy’den sonra Marmaray Tünelini Esad açtı, tünele giren ilk Devlet Başkanı, Tuzla’da yüzde yüz ilk Türk eseri devasa ticaret gemisi Esad’ın işaretiyle denize indirildi, bölgenin en huzurlu, en istikrarlı ülkesi “Suriye’nin lideri Esad Türkiye ve Türk milletini çok seviyor” başlıkları, haberleri, köşe yazıları, kanallarda 7/24 Esad’ı propaganda eden derin analizler ve yorumlar revaçtaydı. 2011’de BOP’un kara bulutları Suriye’ye ulaştı. Esad zalim Esed oldu. Meğer Esad herkesi aldatmış kandırmıştı. ABD ve İsrail Suriye’yi vururken “yetmez ama evet, ABD zalim Esad’a bomba yağdırdı, ABD ordusu Esad’a müdahaleye hazır, sonu Saddam ve Kaddafi gibi olacak, Obama kararlı” ve benzeri bombardımanlarla hükümet ve medyası Esad’ı ters köşe yapmıştı.

INTERPOL’DEN ARANAN TAKIM ARKADAŞLARI

Fenerbahçe taraftarı ve Suriye tarihinde ilk kez yabancı bir kulübün Fenerbahçe çocuk futbol kulübünün Şam’a açılmasına izin veren Futbolcu Esad, ABD ve İsrail’i dinlememiş, onlarla uzlaşmamış ve işbirlikçi olmayı kabul etmemişti. Kulüpten atıldı, futbolculuk hayatını bitirdiler. Onun yerine Basketbolcu Colani (Ahmet Şara) ve takım arkadaşı Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile saha dışından topları toplayan, saha temizliği yapan, BM ve İnterpol tarafından aranan ne kadar takım arkadaşları varsa getirildi. Esad ve dönemini hatırlatan ne varsa temizliyorlar, değiştiriyorlar ve yakıyorlar. Babasının mezarını bile yaktılar. Tatmin olmadılar. Cesedinden mezarda ne kalmışsa çıkardılar, götürdüler. Erkeklerle kadınların her alanda tamamen ayrı olmalarını sağladılar. Erdoğan ve Esad’ın açılışını yaptığı 75 bin kişilik Uluslararası Olimpik Halep Stadyumu yandı kül oldu. Fenerbahçe 11 yıldır şampiyonluk yüzü görmedi.

Basketbolcu Şara ve Şeybani için Sabah ve benzeri gazeteler aynı kalıptan çıkmış başlıklarla takım elbiseleri ve kravatlı basketbol oynayan Şara ve Şeybani için, “Suriye’de devrimin lideri Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının başarılı atışları da dikkat çekti. Her atış potada, siyasetteki başarılarını basketbolda da gösterdiler” diye propaganda yaptılar. Şeybani basketbol oynarken çekildikleri propaganda videosuna, "vatanımızı yeniden inşa etme mücadelesinin kenarında" notunu düşmüş. Ardından bu ikili uluslararası Siyonist sermayenin Fransa’daki temsilci, Fırat’ın Doğusunda ilan edilen Suriye’yi parçalayan özerkliğe her türlü açık destek veren Macron tarafından Fransa’ya davet edildiler.

O SIRADA LİNÇ EDİYORLARDI

Basketbolcular kravatlarıyla pota altından pozlar verirken, saha temizliğinden sorumlu arkadaşları eğlence mekânlarından, içkili lokantalardan çıkartılan kadın ve erkekleri linç ediyordu. Üniversitelerde, “Hz. Muhammed’e küfür ettiler” yalanlarıyla Dürzi, Alevi ve önlerine çıkan öğrencilere sopa ve satırla saldırıyordu.

Hama, Humus ve Şam üniversitelerinde okuyan on binlerce Dürzi, Alevi, İsmail’i, Mürşidi, Ezidi ve Hristiyan üniversitelerinden ayrılıyor, yurtları boşaltıyor ve geldikleri bölgelere gidiyordu. İnsan hakları ihlalleri inanılmaz boyutlarda. Suriye’de gördüğümüz dini, mezhebi, etnik ve bölgesel ayrışma korkunç boyutlarda. Hükümetimiz ve medyamızda bu haberlere itibar edilmiyor.

Medyamız basketbolcuların Fransa’ya davet propagandalarıyla meşgul. Fransa Alevi takımıyla ilgilenmesin diye Macron’dan rica etmişler. Fransa’ya verdikleri Lazkiye limanı işletmesi yanında daha fazla imtiyaza da hazırlar. Macron’un YPG’ye sağladığı açık desteğe dilsiz ahraz kaldılar. İsrail ile arabuluculuk yapmasını da istemişler. Kendi sahasında kravatlı basketbol oynayanlar yeter ki yedekte kulüpte tutsunlar tüm Suriye hükmen mağlup olsun, bunu bile kabul etmiş. Alemin en fırıldak propaganda makinesi medya ise takım elbiseli, kravatlı amatör basketbolcuları siyaha boyatıp NBA sporcuları diye pazarlamaya devam ediyor.

aydınlık

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM