Tartışma büyür. Kavga büyür. Uçakta Sünni-Şii yumruklaşması
başlar. Hostesler, kaptanlar müdahale eder ama muharebeyi önleyemez. Uçak
düşecek uyarıları nafile kalır. Kaptan Norveç polisini arar. Acil müdahale ve
yardım ister. Uçak Oslo havalimanına zor bela iniş yapar. Polis uçağı ablukaya
alır. Yaralıları hastaneye diğerlerini karakola götürürler. Olay dünya
medyasında baş haberdir. Polis müdürü olayın sebebini sorar: Hz. Hüseyin’e
ihanet ettiler. İmam Hüseyin’i öldürdüler. Polis müdürü ayağa fırlar: Uçakta
cinayet mi işlendi? Ölüyü ne yaptınız? diye bağırır. Aman efendim siz bizi
yanlış anladınız. Bahse konu olan olay 1400 sene önce yaşandı. Polis müdürü bir
şok daha yaşar. 1400 sene ön yaşanmış olay mı? Polislere hitaben: Bunları neden
buraya getirdiniz ki? Alın ruh sağlığı merkezine götürün demiş.
GAZZE-MİAMİ
ABD Şirketi CEO’su Trump gözünü Gazze’ye dikmiş.
Çok istekli. Gazze’yi Doğu Akdeniz’in Miami’si yapacak. Devasa uzunluktaki
beyaz kum sahili ve denizindeki gazın bu “barbar” Filistinlilere bırakılmayacak
kadar değerlidir. Bu taş üstünde taş kalmamış, baş üstünde baş kalmamış moloz
yığını yerde, aç, susuz, işsiz yaşamalarına çok üzülüyor. Peki Gazze-Miami inşa
edilinceye kadar orada halen hayatta kalmış olanlar ne olacak? Kimsesizlerin
babası Trump ve kankası Netanyahu bunu da çözerler. Merak buyurmayın hemen
Ürdün Kralı Abdullah, Mısır Devlet Başkanı Sisi ve Suudi Veliaht ve potansiyel
Kralı Muhammed Bin Selman’ı aramış: Bunları alın. Barışsever Trump’ın önerisini
dikkate almazlarsa, İsrail ordusuna tekrar “Gazze için her türlü senaryoya
hazır olun” diyen İsrail savunma Bakanı Yisrael Katz askerlerinin tasmalarını
serbest bırakacak.
‘TANRININ YERYÜZÜNDEKİ TEMSİLCİLERİ’
1636’da İngiliz hanedanlığı, kendilerine bağlı aile
şirketleri ve din adamlarının denizaşırı coğrafyaların üretmeyen, yamyam,
terörist barbar kabilelerin işgalinde olduklarını ilan etmişlerdi. İspanyollar,
Portekizler, Hollandalılar, İngilizler, Fransızlar, İskandinavyalılar, Almanlar
Amerika kıtasını tanrı adına ve tanrının amaçlarına hizmet aşkıyla “İlahi”
devletini ve medeniyetini kurmak için görevli olduklarını ilan etmişlerdi. Bu
göreve karşı gelen ve bu görevi ifa edenlerle savaşanların öldürülmesi, çocuklarının
eşlerinin köle pazarlarında satılması veya cariye olarak istihdam edilmeleri
helaldi. Tanrıların önünde diz çökenler, itaatte kusur etmeyenler zelil de olsa
hayatta kalabilir, aile kurabilir, kumar oynayabilir, uyuşturucu kullanabilir,
alkol tüketebilir, tanrıların tarlalarında fabrikalarında çalışabilir ve hatta
şanslıysa dört evlilik yapabilecek, tıka basa yiyebilecek kadar para ve kendi
halkına acımasız bir zalim olursa makam sahibi bile olabilirdi.
Tanrının yeryüzündeki yeni temsilcileri Trump, Netanyahu ve
melekleri de coğrafyamızdaki emperyalizm ve Siyonizm düşmanı parti, örgüt,
gazete, eğitmen, tüccar, sanayici ve siyasetçiyi barbar veya haydut devlet yani
çağımızın Kızılderilileri olarak görüyorlar: Suriye’yi önce Sünnistan yapalım.
Bu sayede Kürdistan, Dürzistan, Alevistan kantonları inşa edelim. Norveç Ruh
sağlık merkezi raporlarına istinaden bunların bir arada yaşaması zaten mümkün
değil. 1400 senedir Hz. Hüseyin’i sen öldürdün sen ihanet ettin diye
birbirlerini yiyorlar. O vakit onlara yardımcı olalım. Önce birbirlerini
yemeleri için teşvik edelim. Kırdıralım. Ardından üstlerine çullanıp yok
edelim. Kalan barbarları Sina ve Arabistan çöllerine süreriz. Sonra bölgeyi,
Miami projelerini, doğal gazı, petrolü, su ve enerji kaynaklarını arzu
ettiğimiz gibi kullanır ve faydalanırız.
UTANMALIYIZ
Filistin belasından da kurtuluruz. Batı Şeria’yı Ürdün ve
Suudi Arabistan’a, Gazze’yi de Mısır ve Türkiye’ye taşırız. Gazze’yi tüm Doğu
Akdeniz sahillerini cennet mekân Miami yaparız. Oteller, gazinolar,
kumarhaneler, inşa ederiz. Eğlence ve tatil cennetine dönüştürürüz. Çekilen
acılar, aileler üstüne yıkılan binalar, ölümler, fakirlik son bulur. Şahsen ben
yetim ve kimsesizlerin kimsesi Trump babanın samimiyetine inanıyorum. Netanyahu
da iyi niyetli. Adamı biz manyak yaptık. Mülayim, barışsever bir liderden bir
vampir yarattık. Utanmalıyız! Alınlarında tanrının yeryüzündeki temsilcileri
olduklarını gösteren ayeti görmediniz mi? Hayır mı? Bir daha bakın.
FATURA KÖRFEZ ÜLKELERİNE KESİLECEK
Televizyoncu ve gazeteci Ahmet Hakan Trump’taki iyi niyeti
görmüş. Sayın Cumhurbaşkanına tavsiyede bulunmuş: Gazze’nin iyiliğini
istemeyenlerin tahriklerine kapılmayın. Trump ile kurabileceğiniz diyalog
potansiyelini ortadan kaldırmayı hedefliyorlar. Aman dikkat mealinde bir şeyler
demiş. Gazeteci Soner Yalçın da Ahmet Hakan’ın mektubuna cevaben kendisi de
Sayın Cumhurbaşkanına bir mektup yazmış: Trump, Gazze’yi Miami yapmadan önce
kendi çöküntü evini tamir etsin. Borç batağında yüzen ABD’yi kurtarsın. Gazze
ateşini söndürmeden önce ülkesindeki yangınları söndürsün. Gazze’deki molozu
kaldırmadan önce New York’taki milyonlarca lağım faresini temizlesin demiş.
Soner Yalçın haklı ama Trump, Gazze’yi kendi parasıyla Miami yapmayacak ki.
Faturayı Suudi hanedanlığı, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve
Bahreyn’e kesecek.
‘GOLAN’I VERİN HUMUS’U ALIN’
Suriye, Lazkiye şehrinden olan Almanya’da yaşayan doktora
öğrencim Ayman aradı; “Şam-Halep-Hama-Humus-Lazkiye-Tartus Alevileri,
Hristiyanları ve İsmail’i mezhebinden kelli felli insanlar, Şam yönetimi bizi
eşit vatandaşlar olarak içine alamayacaksa, mevcut zorbalıklar, işsizlik,
maaşsızlık, işten atılmalar, üçüncü sınıf muamelesi, yargısız infazlar,
kaçırmalar, evlerimize el koymalar, korku ve tedirginlik devam edecekse,
Rusya-İran-Hizbullah aciz ise, gelsin bizi BM, AB, Fransa, Türkiye kurtarsın.
Bunlar da aciz ise o vakit gelsin İsrail bizim için de müdahale etsin
diyorlarmış.” dedi. “Benim başka bir önerim var. Suriye’de maruf bir nüktedir:
Esad, çok zeki olarak bilinen Humuslulardan bir heyet
hazırlamış. Onlarca yıldır çözülemeyen Golan meselesini 15 dakikada
çözeceklerini iddia etmişler. İsrail ile Golan için müzakere yapmak üzere
masaya oturmuşlar. Vaat ettikleri gibi 15 dakika sonra kapı açılmış.
İsrailliler Humuslular kol kola dışarı çıkmışlar. Medya ordusuna; ‘Golan
meselesi çözüldü’ demişler. Dünya şokta. Nasıl olur? Bu mümkün mü? İsrailliler
‘evet çözdük’ demişler. Humus heyeti Suriye’ye dönmüş. Davullu zurnalı halaylı
karşılama, omuzlara alınmışlar Esad’ın huzuruna çıkarmışlar. ‘Golan artık
Suriye’nin Başkanım’ demişler. Esad mutlu. ‘Nasıl başardınız?’ diye sormuş.
‘Golan’ı verin Humus’u alın diye önerdik. İsrail kabul etti’ demişler. Biz de
baba Trump’a bu öneriyle gideceğiz: Gazze’yi ver Lazkiye’yi al diyeceğiz.”
Hazır paralar bu ülkelerden gelecek ve hazır Gazzeliler
Miami olmak istemiyorlarsa Trump, 14 kilometre geniş kumsal bir sahile ev
sahipliği yapan Samandağ’ı Miami yapsın. Şaka bir yana; Bu abuk sabuk
taleplerde bulunan aklı değil, Suriye halkını yabancı devletlere ve
yatırımlarına muhtaç edenler utansın. Tarihi yabancı işgallere karşı savaşlarla
geçmiş, anlı şanlı bir kurtuluş savaşı yaşamış, Filistin için binlerce şehit
vermiş, Suriye ve halkı üzerine ölü toprağı dökenler utansın.
Not: Aslında bugünkü yazımızı EL-İSKENDER TÜRK
KATİLİ Mİ? konusuna bahşedecektik. Bu sahada çalışma yapan Sayın Mahiye
Morgül’ün ‘Lazkiye Limanı Fransa’nın Oldu’ yazımızda yer alan kadim tarihi
alakadar eden bazı açıklamamıza eleştirileri olmuştu. Önümüzdeki yazımızda
cevap hakkımızı kullanacağız.
AYDINLIK