Rasthaber - Hindistan Pakistan’ın Keşmir bölgesine füze saldırısı düzenleyerek riskli bir “sınırlı savaş” başlattı. Pakistan Hindistan’a bağlı Keşmir bölgesine topçu misillemesi yaparak savaşın sınırlı kalmasını istediğini ortaya koydu. Umarım böyle olur ve iki nükleer güç daha fazla ileri gitmez.
1945’ten bu yana Keşmir nedeniyle defalarca karşı karşıya
gelen iki ülke, Anglo-Sakson bakiyesi sorunun girdabı içinde ne yazık ki...
İngiltere, sömürgeci ve işgalci politikalarıyla etkisi
bugün de süren sorunlar bıraktı; Filistin meselesi, Kıbrıs meselesi, Kürt
meselesi, Keşmir meselesi... Anglo-Sakson İngiltere’nin sorunlarını
devralan Anglo-Sakson ABD de bu sorunları emperyalist ihtiyaçlarına göre
kullandı.
Yeni bir dünya, işte bu tür sorunları çözebilmek için
ihtiyaç en başta.
PAKİSTAN’DAKİ CİA ÖRGÜTLERİ
Bu kez “sınırlı savaş” 22 Nisan’da 26
kişinin ölümüne yol açan terör saldırısıyla tetiklendi. Saldırıyı Leşker-i
Tayyibe örgütünün bir kolu olan Direniş Hareketi üstlendi. Hindistan
ise doğrudan Pakistan’ı sorumlu ilan etti.
Pakistan suçlamaları reddetti ve uluslararası
soruşturma açılmasını istedi ancak Hindistan kabul etmedi.
Evet, Pakistan’da böyle yüzlerce örgüt var ama bunların
Pakistan devletinin doğrudan kumandası altında olduğunu iddia etmek güç. Doğru,
bir dönem Pakistan istihbaratı üzerinden pek çok örgütü yönlendirdiler
ama o örgütler aslında Pakistan istihbaratından çok ABD istihbaratının
kontrolündeydi. Çünkü bu örgütler, ABD’nin yeşil kuşak projesi
kapsamında SSCB’ye karşı Pakistan’da eğitip Afganistan’da harekete geçirdiği örgütlerdi.
PAKİSTAN: CİHAT, BATI KAYNAKLI
Hindistan’ın iddialarının aksine, aslında bu örgütlerin asıl
hedefi Pakistan’dır. Son bir yılda bu örgütler Pakistan’daki Çin
tesislerine saldırdı, İran’a saldırdı ve Hindistan’a saldırdı. Yani bu
örgütler Pakistan’ın komşularıyla ilişkilerini sabote etmeye çalışıyor aslında.
Nitekim Hindistan’a düzenlenen saldırının ardından Pakistan
Savunma Bakanı Muhammed Asıf çok net ortaya koydu; “ABD’nin
bölge politikaları nedeniyle terörün mağduruyuz” dedi, “Pakistan’ın
geçmişte SSCB’ye karşı Afganistan savaşına katılarak ABD adına cihatçıları
eğitmek ve yerleştirmek için bir üs haline gelmesi hataydı” dedi, “Batı
tarafından icat edilen cihat kavramı, Pakistan toplumunun dokusunu değiştirdi
ve bugünkü sorunlara zemin hazırladı” dedi (cumhuriyet.com.tr,
28.4.2025).
MODİ’NİN İÇ POLİTİKA HEDEFİ
Ancak Hindistan tüm bunları görmezden geldi ve riskli
bir “sınırlı savaş” başlattı. Çünkü Hindistan
Başbakanı Modi için bu savaş, iç politikayı pekiştirme amaçlı dış basınçtır.
“Hindu milliyetçiliği” adı altında “Hindu cihatçılığı”
yapan Bharatiya Janata Partisi lideri Narendra Modi, ülkenin adını
da Bharat yapmaya çalışıyor. Ülkedeki Müslümanların, azınlık
grupların, kast sistemine göre daha altta olanların çareyi komünistlerin
yönettiği eyaletlere kaçmakta bulduğu ağır bir süreç yaşanıyor Hindistan’da...
İşte Modi’nin terör saldırısını bahane ederek
Pakistan’a riskli “sınırlı savaş” açması, bu iç politikasının
bir uzantısıdır.
MODİ’NİN FIRSATÇILIĞI
Hindistan Dışişleri Bakanı Vikram Misri, Sindoor
Operasyonu adını verdikleri bu saldırıyı “terör saldırısını
önleme” ve “Hindistan’a gönderilmesi muhtemel teröristleri
etkisiz hale getirme” amaçlı diye tarif etti.
“Önleyici vuruş”, jeopolitikçiliğin ürettiği ve
sürekli savaş riski doğuran bir yöntem; Alman emperyalizminden ABD
emperyalizmine geçti, Bush bir doktrin olarak Irak’ta
uyguladı, Şaron ve Netanyahu Filistin’de
uyguladı, şimdi Modi bunu Pakistan’da uygulamak istiyor.
Rusya’nın Ukrayna’da Atlantik’le boğuştuğu, Çin’in
ABD’nin açtığı ticaret savaşıyla uğraştığı bir süreçte Modi, Pakistan üzerinden
içeride Hindu cihatçılığını pekiştirmeye çalışıyor.
Ama eski dünyaya ait bu anlayışlar, yeni dünyanın doğum
sancılarını artırıyor son tahlilde...
CUMHURİYET