O tarihten sonra Biden’la Bin Selman hiç konuşmadı.

Erdoğan da konuşmamıştı ancak cinayet dosyası kapatılınca Erdoğan atlayıp Cidde’ye gitti ve Bin Selman’la kucaklaştı.

Şimdi sıra Biden’da.

Ukrayna’da çuvallayan, ekonomisi sarsılan, Avrupa’daki ortakları perişan olan Biden’ın şimdi Bin Selman’ın parasına, puluna, petrolüne, gazına ve elbette dinine/mezhebine ihtiyacı var.

Demokrasi, özgürlük, insan hakları ve ilkesel tavırlar kimin umurunda!

Rusya ve Çin’le baş etmenin başka yolu yok.

15 Temmuz’da Cidde’ye yani Bin Selman’ın ayağına gidecek olan Biden bir gün sonra BAE, Kuveyt, Umman, Bahreyn, Katar, Mısır, Ürdün ve Irak liderleriyle bir araya gelecek.

Elbette gaz ve petrol öncelikli konu ancak Biden ve ABD için daha öncelikli bir konu daha var o da İsrail’in sonsuza dek güvenliği.

Biden’ın buluşacağı ülke liderlerine “İsrail ile dost olun ve hep birlikte İran’a karşı ortak cephe kurun” diyeceği konuşuluyor.

13-14 Temmuz’da İsrail’i ziyaret edecek olan Biden Arap liderlere “İsrail’i İran füzelerinden korumak için ülkelerinizde Amerikan radar sistemlerine izin verin” diyecekmiş. Amerikalılar Kanlı Arap Baharı sonrasında böyle bir izni Ankara’dan koparmış ve tek amacı İran’ın füze hareketlenmelerini gözetlemek olan radarları Malatya-Kürecik’te kurmuştu.

Biden’ın buluşacağı liderlerin ülkelerinde Amerikan üsleri var ama İsrail’i kapsayacak şekilde görev tanımı yapılması bölgede yeni tezgahların çevirileceğini göstermektedir.

Amerikalıların canı çıkar ama huyları değişmez.

Bildikleri tek bir şey var o da karanlıkta iş çevirmek.

“Rusya’yı batıralım” derken kendileri battı ama umurlarında değil. Yapılan hesaplara göre Ukrayna savaşından bu yana ezici çoğunluğu batıda olan dünyanın en zengin 500 iş insanının serveti 1.4 trilyon dolar eksildi. Ülkeler bağlamında kayıplar bunun en az beş katı. Enflasyon ve hayat pahalılığı batılı ülkelerin ekonomilerini batırmak üzere.

Hepsinin gözü süzme salak Arap kral, emir ve şeyhlerinin gaz, petrol ve parasında.

Bunu anladık da İsrail neyin nesi!

Türkiye bile İsrail’le “dost ve müttefik” olmak için can atıyor.

Yazılıp çizilen senaryolara bakılırsa Biden üç yüz beş yüz milyar dolarla dönebilir. Petrol ve doğal gazı da alıp Avrupa’ya taşıdı mı bu iş tamam.

İsrail’i kollama ve İran’ı kuşatma cephesini de kurdu mu Biden zevkten dört köşe olur.

Olur mu henüz belli değil ama göbekten ABD’ye bağlı bu ülkelerin liderleri Rusya ve Çin’in birlikteliğini gözardı edemeyecekleri de bir gerçek.

Üstelik İran’ın çok yakın zamanda atom bombası üretebileceği konuşuluyor.

Ayrıca İran’ın desteklediği ve çok stratejik konumda bulunan Suriye, Yemen ve Lübnan bildik tüm tezgahlara rağmen direniyor ve batının hesaplarını bozuyor.

Suriye’de Rus hava ve deniz üsleri var, Lübnan Hizbullah İsrail’in korkulu rüyası ve Yemen Kızıldeniz’in güney girişi-çıkışını kontrol ediyor.

Bin Selman ve diğerleriyle barışma çabası konusunda Erdoğan gibi sonuç alamayacağı konuşulan Biden’ın tek farkı İsrail’in stratejik müttefiği olması. Yani her şeyi İsrail için yapması ve İsrail’in ABD’ye mutlak güvenmesi.

Türkiye’de durum farklı çünkü hiç kimse Erdoğan’a güvenmiyor. Bölgeye gelecek olan Biden bölgenin en önemli ülkesi Türkiye’ye uğramıyor.

Beyaz Saray’a yerleştikten sonra 23 Nisan 2021’de “Yarın Ermeni soykırımını tanıyacağım” demek için Erdoğan’ı telefonla arayan Biden bir çok lideri Beyaz Saray’da ağırlamasına rağmen Erdoğan’ı davet etmedi.

Nedeni de çok basit:

Hani şu “Değerli yalnızlık” dedikleri hikaye.

O da işe yarasaydı Amerikan askerleri Türkiye’nin kontrolündeki bölgelere operasyon yapıp IŞİD liderlerini öldürüp bazılarını (Önceki gün Cerablus’da olduğu gibi) alıp götüremezdi.

Hem de Amerikan açıklamasına göre PYD/YPG’nin yardımıyla.

Daha ne olsun!

korkusuz