Biraz geriye gidelim.
Eylül 2019’da dönemin başbakanı Adil Abdülmehdi Irak Karşı
Terör Biriminin 2 numaralı ismi Korgeneral Abdülvahab El Saadi’yi görevden alan
ve başka yere atayan kararnameyi imzaladı.
Saadi bu karara tepki gösterdi. Irak hükümeti içinde bazı
isimler tarafından “Batı yanlısı ajandaya hizmet etmek ile” itham edilen Saadi
kararın kendisini aşağılamak için kasıtlı olarak alındığını öne sürdü.
Bu görevden alma ve ardından bazı politik isimlerin Saadi’ye
destek açıklamaları Irak içinde protesto gösterilerinin başlaması için havayı
“daha uygun” hale getirmeye yetti.
Ekim 2019’da ise gösteriler başladı. Binlerce kişi
yolsuzluklar ve hizmetlerin aksamasını gerekçe göstererek sokaklara çıktı, çok
sayıda kişi hayatını kaybetti.
İran yanlısı olmakla suçlanan Başbakan Adil Abdülmehdi ise
29 Kasım 2019’da istifa etti.
3 Ocak 2020’de İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı
Kasım Süleymani ve Ketaib Hizbullah komutanı ve Haşdi Şabi başkanvekili Ebu
Mehdi El Mühendis bulundukları araçta ABD tarafından yapılan drone saldırısı
ile öldürüldü. İkili Adil Abdülmehdi ile görüşmeye gidiyorlardı.
Ekim 2019’da sokağa çıkanlar İran’ı da protesto ediyorlardı,
suikast sonrası ABD karşıtı göstericiler de sokağa çıktı.
Gösteriler 2021 ortalarına kadar devam etti.
Ekim 2021’de seçimler
yapıldı. Sadr hareketi 329 sandalyeli parlamentoda 73 sandalye kazanarak
seçimlerden birinci çıktı. Muhammed Halbusi liderliğindeki Gelişim (takaddum)
partisi 37, Nuri El Maliki liderliğindeki Kanud Devleti 33, Mesut Barzani
liderliğindeki KDP 31, Hadi El Amiri liderliğindeki Fetih 17, Bafel Talabani
liderliğindeki Kürdistan Koalisyonu 17 sandalye kazandı. Kalan sandalyeler
diğer parti ve hareketlere dağıldı.
Hükümeti kurma görevini Muktada El Sadr liderliğindeki Sadr
Hareketi aldı ancak bugüne kadar hükümet kurulamadı. Sebebi Sadr’ın daha önceki
teamüllere uymayıp sadece kendi belirlediği isimleri kabineye almayı istemesi
ve şu anda yaşanan kriz Sadr’ın bu “inadından” doğdu.
Teamüllere göre Irak’ta cumhurbaşkanı Kürtler (ki onların
arasında da kriz var), başbakan Şiiler ve meclis Başkanı Sünniler, dışişleri
bakanı Kürtler savunma bakanı Sünniler, iç işleri bakanı ise Şiiler arasından
seçiliyor. Seçilecek isimlere ise her kesim / parti kendi içinde karar veriyor
ve öneriyor. Diğer yandan kabine oluşturulurken hükümeti kuran partinin
sandalye sayısı kaç olursa olsun diğer parti ve hareketlerden isimlere kabinede
yer veriliyor ve ortaya bir “uzlaşı hükümeti” çıkıyor. Kabinede yer alacak
isimler de yine kendi grupları içinden seçiliyor.
Ancak Sadr bu kez teamülleri çiğnedi ve kabine üyelerini
kendi hareketinden olmasa bile kendisi seçmek istedi. Parlamento'da yer alan
diğer parti ve hareketler Sadr’a direnince Sadr bir süre önce 73 milletvekilini
parlamentodan çektiğini açıkladı. Çekilenlerin yerine Irak yasalarına göre 2.
sırada oy alan adaylar parlamentoya girdi.
Bu çekişmeler sırasında ortaya 2 ittifak çıktı: Sadr – Sünni
- Barzani ittifakı ve Koordinasyon Çerçevesi – Talabani – ve Yeni Kuşak olarak
adlandırılan Kürt hareketi ittifakı.
Sadr hükümeti kurma çalışmaları ve parlamentodan çekilince
hükümeti kurmak üzere Koordinasyon Çerçevesi grubu harekete geçti. Hareket
Nasr, Ülke ve Kanun, Hikmet, Fetih gibi hareket ve partileri içeriyor.
Hareket geçtiğimiz günlerde Muhammed Şia Sudani’yi aday
gösterince Sadr yanlıları Parlamento’yu bastı.
Cumhurbaşkanlığı için ise KDP ve KYB arasında anlaşmazlık
var. Yine teamüllere göre Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi cumhurbaşkanı KDP,
Irak Cumhurbaşkanı ise KYB’den seçiliyordu. Ancak KDP bu kez cumhurbaşkanının
da kendilerinden olması gerektiği konusunda ısrarcı ve KYB bu durumu kabul
etmiyor.
Kısaca Irak’ta yaşananlar özellikle son dönemde Sadr
hareketinin “siyaseti kilitlemesinden” kaynaklanıyor.
Sadr hareketi İran ya da başka herhangi bir dış güce karşı
olduğunu belirtiyor ve diğerlerini (mesela Koordinasyon Çerçevesi) İran yanlısı
bir tutum içinde olmakla itham ediyor.
Sadr’ın Parlamento’dan çekilmesi ile Irak’ta yaklaşık 9
aydır kurulamayan hükümetin oluşturulması için diğer parti ve hareketler
çabalarını sürdürüyor. Ancak Sadr özellikle son günlerde yaptığı gösteriler ile
bu parti ve hareketlerin önerdiği isme de karşı çıktı.
Sadr’ın aslında kimi ve tam olarak neyi istediği konusunda
ise net bir açıklaması yok. Ancak hedefi halka “ben kuramadım bakın bunlar da
hükümeti kuramayacak” mesajını vermek. Sadr aslında Kazımi zamanında atanan
kendi adamlarının görevden alınmasını da önlemeye çalışıyor.
Bir başka sorun ise hükümetin kurulmasından sonra parlamento
başkanının seçilecek olması. Hükümet kurulamadığı için başkan da seçilemiyor.
Aslında bu süreç halihazırdaki meclis başkanı Muhammed Halbusi’nin de işine
geliyor. Çünkü eğer hükümet kurulursa büyük olasılıkla Halbusi koltuğunu
kaybedecek.