Genelde aynı yaş gurubu
çocuklar arasında her ailenin, her mahallenin saygın, sözü geçen, güçlü
kuvvetli bir abisi olur. Çocuklardan biri karşı guruptan bir tehdit gördüğünde,
ya da dayak yediğinde “seni abime şikayet edeceğim, abim geldiğinde göreceksin”
der. O abiden medet umulur ve genelde son sözü abiler söyler.
Bu durum ülkeler arasında
da aynı şekilde devam etmektedir.
Mesela İslami bayramların
ilanı konusunda (!) özellikle Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı'nın ilanında
birçok Arap ülkeleri abileri olan Sudi Arabistan’a bakarlar. Hilal gözüksün,
gözükmesin o gün Bayram ederler...!
Bugün istikbar güçlerin
hamisi ve abisi olarak ABD’yi görmekteyiz. Zira ABD her ne zulüm yaparsa
yapsın, Hıristiyan kulübü olan NATO müttefikleri ve Avrupa ülkeleri genel
anlamda destek verip arkasına takılıyorlar. Ya da diğer ülkeler bir şey yapacak
olsa önce ABD’nin onayını alıp sonra o işe girişirler.
Bugün dünyada zorba ve
istikbar güçler ve bu istikbar güçlerin karşısında duran Velayet-i fakih
sisteminin liderliğini yaptığı direniş güçleri olmak üzere iki gurubun olduğunu
görmekteyiz.
Buna hak- batıl
mücadelesi de diyebiliriz.
Aslında bu hak- batıl
mücadelesi insanlığın varoluşundan bu yana devam etmektedir.
İnsanlık tarihinde
istikbar güçleri ve zulme karşı mücadele eden güçleri temsil edenleri, Habil
-Kabil, Hz. İbrâhim (as) -Nemrut, Hz. Musa (as)- Firavun, Hz. Muhammed (sav)-
Ebucehil, Hz. Hüseyin (as)- Yezit vs. sayabiliriz.
Bu istikbar güçler 75 yıl
önce İslam ülkelerinin tam ortasına Siyonist çeteleri bir virüs gibi getirip
yerleştirdiler. 75 yıldan beri her gün azar azar Filistin’i işgal ettiler.
Günümüzde ise bu istikbar
ve zorba güçlerin başını çektiği ABD ve onun desteğini alan gaspçı Siyonist
rejim bir ayı aşkın süredir İslam ülkelerinin tam göbeğinde büyük bir soykırım
gerçekleştirmekte ve maalesef tüm insanlık seyretmektedir.
Tüm vicdan sahibi ve
insanlıktan nasibini almış halklar bu zulme elbette çeşitli protesto, boykot vs
gibi etkinlikler ile tepki göstermektedir.
Ancak herkes liderler
bazında elle tutulur bir tepki bekliyor. Birçok ülke liderleri özellikle
bağırıp çağırmak ve kınamak ile geçiştirirken halklar bunu her ülkenin imkanı
dahilinde pratiğe dökmesini bekliyor.
Mesela siyasi, iktisadi,
ekonomik, askerî vs. ilişkilerin kesilmesini, hatta Gazze'ye asker göndermek
seçeneğini onaylayacak milyonlarca Müslüman ve insanlıktan nasibini almış
halklar mevcuttur.
Bu bağlamda özellikle 57
İslam ülkesinden özgür ruhlu halklar bu zulme “dur” diyecek bir Abi bekliyor.
Bu abinin gerçekten
geçtiğimiz günlerde bütün dünyanın konuşmasını beklediği Hasan Nasrullah'ın
komutanlığında imam Ali Hameney'in tüm direniş hareketinin Rehberi, lideri yani
Abisi olduğu ortaya çıkmıştır.
Zira herkes bu zulmü
durdurabilecek, İran İslam Cumhuriyeti’nin bu savaşa ne zaman, nasıl müdahil
olacağını konuşmaktadır.
Çünkü o güç ve cesaretin İslam
inkılabı lideri önderliğinde direnişe ait olduğunu özgür ruhlu insanlar
kabullenmektedir. Her zaman söylenilen “bu Siyonist rejim güçten anlar” tezini
her defasında dile getiren bu Abidir.
Ama bazı çevreler bu
abinin neden müdahil olmadığını soruyorlar. Aslında bu çevreler Müslümanlar
arasında fitne çıkarmaya çalışan Siyonist sevicilerdir. Yoksa Hamas'ın ve tüm
direniş cephesinin elindeki silahlar, füzeler, bombalar ve mühimmatların
hepsinin bu İslam ülkelerinin abisi tarafından tedarik edildiğini onlarda iyi
biliyorlar.
Bir de bağırıp çağırmak
marifeti ile abiliğe soyunanlar var ki, bunların bağırıp çığırmasını, elindeki
birçok siyasi, ticari ilişkileri ve imkanları nasıl kullanıp pratiğe dökeceğini
bekliyor. Belki de bu asıl Abi hani İslam Cumhuriyeti niye müdahale etmiyor
diyenlere küçük bir cevap olarak....!