HİCİV SANATI
92 yaşındaki genç Dureyd Lahham Suriyeli tiyatro
ve sinema sanatçısıdır. Dimaşk (Şam)’ın en kadim yerleşkelerinden olan El-Emin
mahallesinde doğmuş Müslüman-Şii bir ailenin evladıdır. 81 yaşındaki genç eşi
Hala Bitar (Baytar) Şam’ın en maruf bir Sünni ailesinin kızı. Ğavvar El-Tavşi
ismiyle ünlendi. Kızı Dina, Şam’da meslektaşımdı. Torunları da öğrencilerimdi.
Senarist ve yönetmendir. Kahkahalar eşliğinde ağlatan, güldürürken düşündüren
çağın yetiştirdiği ender sanatçılarındandır. Sanat sanaa kökenlidir. Sanayi
kelimesinin de kaynağıdır. Eser ortaya koyan, üreten, devletin siyasetlerini,
yöneticilerini, yalanlarını, baskılarını, şantajlarını, yalakalarını, medyasını
özellikle anne, baba, kadın, işçi, memur ve emekçilerin baş rolde olduğu
toplumsal meseleleri, başta Filistin olmak üzere bölgesel sorunları,
emperyalist devletlerin zihniyetini, oyunlarını, Arap Birliği denilen ama Arap
milletini paramparça eden ucube örgütü siyasi hiciv sanatıyla sundu.
Şam’da El-Hamra (Kızıl veya Kırmızı) sinemasında bazı
müsamerelerini seyretme imkânım oldu. Sarhoşken kendisini cennetten arayan
babasıyla Filistin sohbeti muhteşemdir. Müslüman toplumların ve Arap
devletlerin ihanetlerini anlatır; “Baba sen neden şehit olmuştun” sorusuna
“unuttun mu evladım? Vatan için. Söyle bakalım uğruna şehit olduğumuz
meselelere ne oldu? Filistin’i özgürleştirebildiniz mi, aranızdaki sınırlar
kalktı mı tek millet tek devlet tek yürek oldunuz mu?”, “Bunlarda bir şey mi
baba. Mesela ben bugün Bağdat’ta kahvaltı yaptım. Sudan Hortum’da öğle yemeği
yedim. Seninle Dubai’den konuşuyorum. Hudutlar artık sadece haritada var.
Hürriyet’ te ellerinden öper. Hapishaneler sadece adi suçlular için var.
Toplama kamplarını da hastaneler, okullar, parklar ve kütüphaneler yaptık.
Adalet tıkırında… Tüm yabancı ülkelerden örnek adaletimizi, nizamımızı,
kanunlarımızı incelemek üzere turistler geliyor. Filistin’i sordun: Bu sual
yıllarca süren mücadeleden sonra sorulur mu sevgili babam? Sen merak etme şehit
babam; Filistin’i kurtaramadık ama tüm Arap coğrafyasını Filistin’e benzettik…”
‘VATAN ANADIR’
Dureyd Lahham 2011’den sonra Suriye’den ayrılmadı. Neden
diğerleri gibi daha rahat yaşayabileceğin başka bir ülkeye gitmedin sorusuna;
“Vatan anadır. Anneniz hastalandığında, size muhtaç olduğunda, sizi öpmek
koklamak istediğinde yanında olursunuz. Vatan da ana gibidir.
Vatanımız hasta, yaralı, saldırılar altında onun yanında
olmak gerekir.” demişti. Sonra HTŞ ve Ahmet Şara Colani Şam’a musallat oldu.
Adına devrim dediler. Hani deniliyor ya, “Ali’yi sevmek Alevilik ise biz de
Aleviyiz” diye. Devrim de diktatör Esad’ı devirmekse eyvallah diktatörü
devirdiler. Ancak devrim, devirdiğiniz diktatörün yerine yeni bir diktatör
getirmek değildir. Peki gelenin diktatörlüğü nasıl tescil edilmiştir? Bu
sorunun cevabı Dutrey Lahham’ın bir tiyatrosunda var: Koltuğa general edasıyla
oturur. Askerleri arkasındadır.
TRAJİKOMİK TİYATRO
Milleti toplar ve ilan eder; “Diktatörü devirdik.
Dönemindeki meclisi, vekilleri, partileri, örgütleri, sendikaları, kurumları ve
ona ait ne varsa ilga ettik, rafa kaldırdık. Demokratik, hür, adil ve herkese
hizmet edecek yeni devletimizi ilan ediyoruz. Diktatörün tüm eserlerini
silinceye kadar devrimi yapan kuvvet olarak her şeyden biz sorumlu olacağız.
Anayasayı biz yazacağız. Partileri biz belirleyeceğiz. Eğitimi, ekonomiyi,
siyaseti, biz tanzim edeceğiz. Kimin dost kimin düşman olduğunu biz tayin edeceğiz.
Bize benzemeyeni bize benzeteceğiz. Benzemekte direneni ıslah edeceğiz. Islah
olmayanı Allah’a havale edeceğiz. Allah’ın kabul etmediğini biz de
etmeyeceğiz.”
Toplanan milletin içinden bir cesur yürek sorar: “Özgür
seçimler olacak mı?” sorusuna cevaben; “Tabi ki olacak. Önünüze sandıklar
koyacağız. Kapalı zarfla içinde oy kullanacaksınız.”
Diktatör Esad’ı deviren Ahmed Şara ve örgütü, BM
kararlarında, Türkiye’nin kararlarında ve alemin kararlarında da bir terör
örgütünün başıdır. Ne hikmetse Şara’nın dostu olmak, birlikte çalışmak için
Ankara’dan Moskova’ya, Katar’dan AB’ye YPG’den ABD’ye İsrail’den İngiltere’ye
Irak’tan Ürdün’e herkes Şam’a merdiven dayamış. Bu trajikomik tiyatroyu anlayan
varsa beri gelsin.
HÜKÜMETİN İÇİNDEKİ SUÇLULAR
Perşembe günü Ahmed Şara, Suriye Geçici Hükûmeti Lideri veya
Genel Komutanlık Şefi sıfatını terk ederek kendisini Suriye Devlet Başkanı ilan
etti. “Yağmalama, insan kaçırma, işkence, yargısız infaz ve cinsel şiddet”
suçlarından sorumlu savaş suçlusu ilan edilen ve ABD tarafından aranan ve
yaptırım listesinde olan Ebu Amşa, Süleyman Şah Tugayı Lideri Fehim İsa, Hamza
Grubu Komutanı Seyf Bolat Ebubekir, “Ezidi kadın ve çocuk ticareti” de dahil
olmak üzere insanlığa karşı işlenmiş suçlardan ve “Suriye Gelecek Partisi Genel
Sekreteri Hevrîn Halef’in katili” olarak aranan Ebu Hatem Şakra'nın (Ahmed
el-Hayes) önceki gün Suriye'de Ahmet Şara’nın hükûmetinde yönetici olmaları ve
Şara’nın Devlet Başkanı seçildiği “Zafer Konferansı”nda konuşma yapması
şaşkınlık yarattı.
Bunun yanında BM ve bağımsız devletler, Esad’ın suçları
kayıt altına alınırken sahadaki istisnasız tüm silahlı örgütlerin ellerinin
kanda olduğu, tecavüz, yağma, yargısız infaz, işkence gibi suçları ihtiva eden
dosyaların arşa ulaştığı gerçeğidir. Esad yönetiminin suçlarını dosya haline
getiren ve uluslararası kuruluşlara rapor eden Suriye Gözlemevi, HTŞ ve
bileşenlerinin suç işlemeye devam ettiklerini, özellikle Alevi vatandaşlara
karşı sistematik bir siyasi, ekonomik baskı uyguladıkları, yargısız infazların
devam ettiğini not etmiş. Şara’nın kendisini devlet başkanı tayin ettiği
konferansta, Mısırlı siyasi hiciv ustası Adil İmam’ın meşhur sloganını
anımsatıyor: “Kahrolsun diktatörlüğünüz! Yaşasın diktatörlüğümüz!”
AYDINLIK