Karanlık ilişkiler

GİRİŞ: 02.08.2021 10:59      GÜNCELLEME: 02.08.2021 10:59
Rasthaber -  BOP’un gereği olarak 2010’un sonunda Tunus’ta ve sonrasında Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de olaylar başladığında ya da başlatıldığında birileri “Yaşasın Arap Baharı” diye sevinçten dört köşe olmuştu. Ben ise “Bu kanlı bir bahardır” dedim ve 2011’in sonunda “Ortadoğu’da Kanlı Bahar” kitabımı yazdım.

10 yıl geçti.

Söylenecek tek bir cümle var:

“İslamcılar, İsrail ve emperyalist ülkelerin belki de 100 yılda yapamayacağını başararak bu coğrafyayı her alanda ve her anlamda toptan perişan ettiler ve ediyorlar”.

Batının ve bölgesel işbirlikçilerinin ‘demokrasi ve özgürlük’ sloganlarıyla yola çıkarılarak milyonlarca insanı öldüren, daha fazlasını sakat bırakan, çok fazlasını evinden barkından yoksun bırakan ve hemen hemen herkese acı çektiren bu tipler yalnızca saydığım ülkelerde değil, Türkiye dahil bu coğrafyanın bütün ülkelerini darmadağın ettiler.

Kanlı Bahar’ın toplam maliyeti en az 2 trilyon dolar.

Ama anlaşılan adamlar kana doymuyor ve asla doymayacaklardır.

Kendi sapkın kafalarıyla yorumladıkları din bunu gerektiriyor.

Taliban’ın kaçırıp işkence edip öldürdüğü Afganistan’ın ünlü komedyeni Nazar Muhammed’in görüntülerini görmüşsünüzdür.

Kabil’de iktidar olmasıyla Taliban, ABD ile iş birliği yapan herkesten intikam alacak ve her yerde katliam yapacaktır.

Afganistan’ın geleceği mutlak karanlık olacaktır.

Özellikle kadınlar için.

Yaşamlarını varla yok arasında sürdürmek zorunda kalacaklardır.

İlkel, bağnaz ve donuk kafaların egemen olacağı bir ülkede.

Başka türlüsü de olamaz.

Kaide, IŞİD, NUSRA, el-Şebab, Boko Haram ve benzeri örgütlerin yaptıkları ortada.

Hepsinin ana şemsiyesi Müslüman Kardeşler ve onların ilk baş sponsoru Vahabi Suudiler.

Daha sonra sponsorların sayısı çoğaldı ama adamların kafası aynı.

İlk okullarda bile kızlarla erkek çocukların yan yana gelmelerine, sinemaya, tiyatroya, bilime, sanata, eğlenmeye, şarkı söylemeye, gülmeye ve özgürce yaşamaya karşılar.

Beyinleri esir, vicdanları körelmiş ve iyi olan her şeye karşılar.

Daha doğrusu iyi olan her şeyden nefret ediyorlar.

Biraz da aşağılık komplekslerinin sonucudur.

Takiye yapanları da vardır.

Tonları farklı olabilir ama kafa aynı.

Düşman her zaman onları tepe tepe kullanıyor.

Yeter ki zemin buna elverişli olsun.

Bunun için de ‘yaratıcı kargaşa’ teorisiyle ülkeler, perişan edilecek, din-iman adına herkes herkesi boğazlayacak ve yoksulluk ve cehalet her yerde yaygınlaştırılacak.

Azıcık milliyetçilik söylemi de fena olmaz!

Bu coğrafyanın zavallı halkları!

Hepsi olmazsa da çoğu halk düşmanı iktidarların kurbanı.

İktidarlar da yetmeyince bu kez partiler, medya ve sözde sivil toplum örgütleri devreye sokuluyor.

Her şeyin bir çaresi var ama özgürlük ve demokrasinin hayır.

10 yıl Sovyet ve 20 yıl Amerikan işgalinden sonra Afganistan’da gelinen nokta böyle bir şey.

10 yıllık ‘Arap Baharı’ da aynen öyle.

AKP yönetiminde Türkiye bütün kurumlarıyla ‘bahar’ ülkelerinin her alanına daldı.

Tunus’ta olduğu gibi.

Cumhurbaşkanı Kays Said İslamcı Nahda ve iki parti ile ilgili soruşturma başlattı.

Suç: Devletin sırlarını yabancılarla paylaşmak ve yabancı kişi ve devletlerden para yardımı almak.

Yani fonlanmak.

Hedefte Türkiye var.

Tunus muhalefetine göre Meclis Başkanı ve Nahda lideri Gannuşi Cumhurbaşkanı Said’e ve meclise haber vermeden 11 Ocak 2020’de İstanbul’a gitmiş ve Erdoğan’la gizli görüşmeler yapmış.

Ordu destekli Cumhurbaşkanı Kays son müdahalesi ve duruma el koyması biraz da bu ziyaret sonrasında yaşanan tartışmalar sonucu olmuştur.

Muhalefete göre “Müslüman Kardeşler ve lideri Gannuşi’nin AKP ve Katar Emiri Temim’le karanlık ve tehlikeli ilişkileri var”.

Belki de bunun için Temim önceki akşam apar topar Cumhurbaşkanı Said’i aradı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Tunus’a komşu Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la görüştü.

Mısır’dan sonra Tunus’u da kaybeden bir Ankara yakında Libya’da da sıkışır.

Ama kimin umurunda!

Topluma her konuda her zaman yalan söylemek çok kolay!

korkusuz

YORUMLAR

REKLAM