Sonralıkla ise mülkün ve canın sahibi, her şeyin mutlak
hakimi Allaha ve Allah’ın atadığı ilahi ve önderlere yakın olmanın mutlak
anlamda kazanmak, uzak olmanın ise mutlak anlamda kaybetmek anlamına geldiğinin
altını kalın çizgilerle çizmiş olayım.
Velevki Allah’ın yönetme şekli dünyada hiçbir şekilde
tecelli etmemiş; Allah’ın yönetici olarak atadığı ilahi önderler bu dünyanın
gerçeğine göre kaybeden, güç ve iktidarı elinde bulundurmuyor olsun.
Mutlak anlamda kazanan, hiçbir zaman kaybetmeyen,
kaybetmeyecek olan Allah ve Allah’ın atadığı önderler ve Allaha ve bu ilahi
önderlere yakın olanlar olduğu gerçeğini kabul etmeyenlerin insanlık tarihi
boyunca kaybedenlerden olduğu, kaybeden olmaya devam ettikleri, hiçbir zamanda
kazananlardan olmadıkları, olmayacakları inkarı mümkün olmayan, somut
delillerle herkese kendini gösteren bir gerçektir.
Bu gerçeğe rağmen dünyaya hükmetmeyi ilahi, insani, ahlaki
tüm değer ve erdemlerin önüne geçiren, adalet bilincini tamamen kaybetmiş olan
birey ve toplumların dünyayı ne hale getirdiğinin en somut delili içinde
bulunduğumuz dünyanın hali pür melalidir.
İnsanlık tarihi boyunca dünyaya egemen olan, insan ve yaşam
gerçeğine aykırı olan kuralların göre yaşamaya mecbur ve mahkum olan insanlar,
bu kuralların sınırları içinde tercih yapmaya zorlanmaktadır.
Bu kuralların dayattığı yaşam modeli ve yönetme tarzına göre
hareket eden güç ve iktidar sahipleri tarafından yapılan zulüm ve haksızlıklara
itiraz etmek, bu itirazın karşılık bulması için faklı yollara başvurulmaktadır.
Bunlardan biri de pazar günü yaşadığımız seçim sürecidir.
Birey ve toplumları temsil eden güç ve iktidar sahiplerinin
adaletsizlikleri ve zulümlerine itiraz etmek, bu zulüm ve adaletsizliklere son
vermek veya minimize etmek için ilahi veya evrensel ya da fıtri değer, norm ve
ahlaki ilke ve kurallar doğrultusunda mücadele etmek zorundadır.
Son seçim ve ondan önceki seçim süreçlerinde bizlerin
yaptığı da bundan ibarettir. Bundan ötesi ve fazlası yoktur, olmamalıdır,
olamaz da.
Bu mücadelede kazanmak, mutlak anlamda kazanmak anlamı
taşımadığı gibi kaybetmekte, mutlak anlamda kaybetmek anlamına gelmemektedir.
Elbette bu ifadem; neyi neden niçin ve nasıl yaptığını
bilen, bu bilinci de Allah ve Allah’ın atadığı ilahi önderlerinden alarak
onlara yakın olmağı, onların düşmanlarından uzak olmağı ise en temel inanç
desturu olarak kabul edenleri bağlayan veya ilgilendiren bir durumdur.
İlahi inanç ve yönetim sisteminin tek meşru mektebi
Ehlibeyt’e mensup olan biz Şiilerin ya da Ehlibeyt mektebine mensup olan
Müslümanların önderlik, liderlik veya yönetilememek gibi bir sorunu yoktur.
Tüm insanların, hatta tüm canlıların yaşadığı ve herkesi
rahatsız eden temel sorun; dinli veya dinsiz seküler veya beşeri tüm inanç ve
yönetim sistemlerinin dünyaya egemen olmasının oluşturduğu yakıcılık ve
yıkıcılık etkisi çok yüksek olan bir sorundur.
Yapıp ettiğimiz şeyler; bu denli vahim bir sorunu ortadan
kaldırmak veya minimize etmek için zaman ve şartların ruhuna uygun olarak ne
yapmamız veya yapmamamız gerektiği ile ilgilidir.
Bunun bir sorun olarak algılanmaması ve yanlış görülmemesi gerektiğini
söylemekte yarar görüyorum.
Yapıp ettiklerimiz, eylem ve söylemlerimiz, duruş ve bakış
biçimimiz veya tercihlerimizin sorucu olan süreçler bizi Allahtan ve Allah’ın
atadığı ilahi önderlerden uzaklaştırmadığı, onların düşmanlarından uzak tuttuğu
veya onlara meylettirmediği sürece hiçbir sorun yok demektir.
Ne dünyalıklıklarını kaybeden veya dünyaya tapanların
kayıplarının yasını tutmak ne de bu yönde kazananların sevincini yaşamak gibi
bir amacım söz konusu değildir.
Herkes inandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi inanır ve
sonuçları ile de muhatap olur.
Demem o ki; NO PANİK.
Dinli veya dinsiz beşeri inanç ve yönetim sistemleri ve bu
sistemler üzerinden güç ve iktidar sultalarını devam ettirenlerle kapı kulları
istese de istemese de, kabul etseler de ermeseler de Allah nurunu
tamamlayacaktır.
Buna engel olacak hiçbir güç olmadığı gibi, fizik kuralları
ve evrensel yasalar da bu gerçeği haykırmaktadır.
Bu hakileri idrak etme nimetini bizlere lütfeden Rabbime
sonsuz şükürler olsun.
O’nun atadığı, zamanın sahibi Hazreti Mehdi (sa) ve sadık
müntesiplerine selam olsun.
Rabbim O’nun zuhurunu çabuk eylesin. Bizi de onun müntesibi
olanlardan eylesin.
Amin.
(HveK / 16 Mayıs 2023-Salı-Seçim2023
1. Tur Sonrası)