Kaybetmenin Kazancı Veya Kazanmanın Kaybı…

GİRİŞ: 16.05.2023 22:16      GÜNCELLEME: 16.05.2023 22:16
Rasthaber -  Öncelikle her şeyi güç, iktidar, devlet, millet, vatan, bayrak, seçim, muhalefet, siyaset, politika vs gibi maddi / dünyasal / materyalist / seküler gerçeklikler üzerinden okuyup kaybetmeyi ve kazanmayı bu gerçeğin kurallarını baz alarak kazandığında sevinen, kaybettiğinde ise üzülen ve pes eden bir bakış açısını doğru bulmadığım söylemiş olayım.

Sonralıkla ise mülkün ve canın sahibi, her şeyin mutlak hakimi Allaha ve Allah’ın atadığı ilahi ve önderlere yakın olmanın mutlak anlamda kazanmak, uzak olmanın ise mutlak anlamda kaybetmek anlamına geldiğinin altını kalın çizgilerle çizmiş olayım.

Velevki Allah’ın yönetme şekli dünyada hiçbir şekilde tecelli etmemiş; Allah’ın yönetici olarak atadığı ilahi önderler bu dünyanın gerçeğine göre kaybeden, güç ve iktidarı elinde bulundurmuyor olsun.

Mutlak anlamda kazanan, hiçbir zaman kaybetmeyen, kaybetmeyecek olan Allah ve Allah’ın atadığı önderler ve Allaha ve bu ilahi önderlere yakın olanlar olduğu gerçeğini kabul etmeyenlerin insanlık tarihi boyunca kaybedenlerden olduğu, kaybeden olmaya devam ettikleri, hiçbir zamanda kazananlardan olmadıkları, olmayacakları inkarı mümkün olmayan, somut delillerle herkese kendini gösteren bir gerçektir.

Bu gerçeğe rağmen dünyaya hükmetmeyi ilahi, insani, ahlaki tüm değer ve erdemlerin önüne geçiren, adalet bilincini tamamen kaybetmiş olan birey ve toplumların dünyayı ne hale getirdiğinin en somut delili içinde bulunduğumuz dünyanın hali pür melalidir.

İnsanlık tarihi boyunca dünyaya egemen olan, insan ve yaşam gerçeğine aykırı olan kuralların göre yaşamaya mecbur ve mahkum olan insanlar, bu kuralların sınırları içinde tercih yapmaya zorlanmaktadır.

Bu kuralların dayattığı yaşam modeli ve yönetme tarzına göre hareket eden güç ve iktidar sahipleri tarafından yapılan zulüm ve haksızlıklara itiraz etmek, bu itirazın karşılık bulması için faklı yollara başvurulmaktadır.

Bunlardan biri de pazar günü yaşadığımız seçim sürecidir.

Birey ve toplumları temsil eden güç ve iktidar sahiplerinin adaletsizlikleri ve zulümlerine itiraz etmek, bu zulüm ve adaletsizliklere son vermek veya minimize etmek için ilahi veya evrensel ya da fıtri değer, norm ve ahlaki ilke ve kurallar doğrultusunda mücadele etmek zorundadır.

Son seçim ve ondan önceki seçim süreçlerinde bizlerin yaptığı da bundan ibarettir. Bundan ötesi ve fazlası yoktur, olmamalıdır, olamaz da.

Bu mücadelede kazanmak, mutlak anlamda kazanmak anlamı taşımadığı gibi kaybetmekte, mutlak anlamda kaybetmek anlamına gelmemektedir.

Elbette bu ifadem; neyi neden niçin ve nasıl yaptığını bilen, bu bilinci de Allah ve Allah’ın atadığı ilahi önderlerinden alarak onlara yakın olmağı, onların düşmanlarından uzak olmağı ise en temel inanç desturu olarak kabul edenleri bağlayan veya ilgilendiren bir durumdur.

İlahi inanç ve yönetim sisteminin tek meşru mektebi Ehlibeyt’e mensup olan biz Şiilerin ya da Ehlibeyt mektebine mensup olan Müslümanların önderlik, liderlik veya yönetilememek gibi bir sorunu yoktur.

Tüm insanların, hatta tüm canlıların yaşadığı ve herkesi rahatsız eden temel sorun; dinli veya dinsiz seküler veya beşeri tüm inanç ve yönetim sistemlerinin dünyaya egemen olmasının oluşturduğu yakıcılık ve yıkıcılık etkisi çok yüksek olan bir sorundur.

Yapıp ettiğimiz şeyler; bu denli vahim bir sorunu ortadan kaldırmak veya minimize etmek için zaman ve şartların ruhuna uygun olarak ne yapmamız veya yapmamamız gerektiği ile ilgilidir.

Bunun bir sorun olarak algılanmaması ve yanlış görülmemesi gerektiğini söylemekte yarar görüyorum.

Yapıp ettiklerimiz, eylem ve söylemlerimiz, duruş ve bakış biçimimiz veya tercihlerimizin sorucu olan süreçler bizi Allahtan ve Allah’ın atadığı ilahi önderlerden uzaklaştırmadığı, onların düşmanlarından uzak tuttuğu veya onlara meylettirmediği sürece hiçbir sorun yok demektir.

Ne dünyalıklıklarını kaybeden veya dünyaya tapanların kayıplarının yasını tutmak ne de bu yönde kazananların sevincini yaşamak gibi bir amacım söz konusu değildir.

Herkes inandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi inanır ve sonuçları ile de muhatap olur.

Demem o ki; NO PANİK.

Dinli veya dinsiz beşeri inanç ve yönetim sistemleri ve bu sistemler üzerinden güç ve iktidar sultalarını devam ettirenlerle kapı kulları istese de istemese de, kabul etseler de ermeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Buna engel olacak hiçbir güç olmadığı gibi, fizik kuralları ve evrensel yasalar da bu gerçeği haykırmaktadır.

Bu hakileri idrak etme nimetini bizlere lütfeden Rabbime sonsuz şükürler olsun.

O’nun atadığı, zamanın sahibi Hazreti Mehdi (sa) ve sadık müntesiplerine selam olsun.

Rabbim O’nun zuhurunu çabuk eylesin. Bizi de onun müntesibi olanlardan eylesin.

Amin.

(HveK / 16 Mayıs 2023-Salı-Seçim2023 1. Tur Sonrası)

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM